Kimsenin futbolu küçümseme lüksü yoktur

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
Irak, zor günler geçiriyor. İç savaş almış başını gidiyor. Her gün bombalar patlıyor, her gün yüzlerce insan ölüyor, her gün kardeş kardeşi kesiyor… Anneler, acaba bugün çocuklarım, kocam, akrabalarım eve sağ salim dönebilecek mi korkusu içinde. İstatistiklere göre Irak’ta yaşayan her aile savaşa en az bir yakınını kurban vermiş.
İşte böyle bir ülke Irak… Dünya kamuoyunun her gün patlayan bombalara duyarsızlaştığı, akan gözyaşlarının sokaktaki kana karıştığı, silah ve bombaların peynir ekmek fiyatına satıldığı, şiddetin hayat tarzına dönüştüğü, cehennemin yeryüzündeki belki de en doğru tasviri…
Geçen gün ajansa düşen artık duyarsızlaştığımız Irak haberleri arasında, dört satırlık bir yazı dikkatimi çekti. Irak ile Vietnam Asya Kupası çeyrek finalinde karşılaşmış, maç Irak’ın 2- 0 üstünlüğü ile sona ermişti. Irak, Asya Kupası’nda yarı finale yükselmiş ve rakibinin belli olması için İran- Güney Kore maçının galibini beklemeye başlamıştı.
Maçın son düdüğü ile birlikte Irak, sokaklara döküldü. Ülke, bayraklarla gelin gibi süslendi. Bir futbol maçı,  beş yıldır kardeşi kardeşe kırdırtan savaştan bir geceliğine de olsa eser bırakmadı. Düşmanlıklar evde bırakıldı, sokaklarda omuz omuza halaylar çekildi… Bir gece de olsa Iraklılar kardeş olduklarını hatırladılar… Bir gece de olsa aslında buluşabilecekleri ortak birçok paydaları olduğunu gördüler… Bir gece de olsa gülüp eğlendiler…
Kanın oluk gibi aktığı bu ülkeyi bir geceliğine de olsa güldüren olay bir futbol maçıydı. Bir futbol maçı düşmanlıkları unutturabiliyor, bütün bir halkı sokağa dökebiliyordu.
Dünya üzerinde başka bir güç, böylesine bölünmüş bir Irak’ı kol kola sokağa dökebilir miydi? Mesela bir ekonomik başarı? Mesela sevilen bir devlet başkanının seçilmesi? Mesela siyasi devrim?
Cevabını hemen verelim: Hayır, dökemezdi! Çünkü bunların hepsi belirli gruplara hitap eden olaylar. Bu örneklerin hepsinde bir sevinen var… Ancak bir de üzülen…
Futbol da ise herkes seviniyor! Çünkü futbol, insanoğlunun en masum duygularına, son yarım yüzyılın en vahşi günlerini yaşasak da, hala hitap edebiliyor.
Çünkü futbol, Simon Kuper’in de dediği gibi halkın sporu... Ve neredeyse her şeyin, hatta devletlerin bile burjuvazinin kontrolünde olduğu günümüzde hala “halkın” kalan tek değer...
Irak’taki olay, Honduras- El Salvador maçı gibi futbol tarihinin en aşırı uçtaki  örnekleri arasına girmeye hak kazanmıştır… Ajansa düşen dört satır haberin ardında aslında hepimizin alması gereken önemli mesajlar vardır…
Kimsenin futbolu küçümseme lüksü yoktur.