Karşit düşünceleri anlamak

Avram VENTURA Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba

Doğaldır ki, hiçbirimiz aynı doğrultuda düşünmüyoruz. Düşünemeyiz de. Yetişme tarzımız, eğitimimiz, yaşımız, bilgi ve görgümüz, birikimimiz, deneyimimiz bir konuda karar vermemizde olduğu kadar, olaylara yaklaşımımızda mutlaka etkili olmaktadır. Bütün bunların yanında yaşama bakış açımız, olumlu ya da olumsuz olmamızı tetikliyor. Nitekim aynı eğitimi almış iki insanın, aynı ortamda büyümüş kardeşlerin bile tümüyle karşıt görüşte olmaları bizi hiç şaşırtmıyor. Çünkü her birimiz, zaman içinde kendi duygu ve düşünce dünyamızı yaratıyor ve geliştiriyoruz.
Yalnız günümüzde değil, belki de insanlık tarihinin her döneminde, kuşaklar arası çatışmalar her zaman olmuş, gençler yaşlıları, yaşlılar da gençleri anlamak yerine, birbirlerini eleştirmeye, hatta yargılamaya çalışmıştır. Yansız bir bakış açısıyla, yetişme koşulları göz önüne alınarak her iki tarafa hak vermek gerekse de, bu karar, çekişmeleri eksiltmeyeceği gibi, bir sonuca ulaştırmayı olanaksız duruma getirebiliyor.
Söylemek istediklerimizi bir öyküyle açalım.
Güç koşullar içinde çalışan baba oğlunla şöyle demiş:
- Ah Oğlum, her zaman “her çiçek farklı kokar” atasözüne kulak ver ve kadınlığın renkli ve duyarsızlaştırıcı çiçekleriyle her türlü zevki tadarım, düşüncesini unut!
Bu sözlere karşılık oğlu şöyle demiş:
- Baba, sen kadınların cennetlik yüzlerini görmemişsin. Gözlerin, onların siyah saçlarına dalmamış, bakışların çenelerindeki gamzeden zevk almamış, düşünceler içinde kaybolarak uzak bir köşede oturmamış, aşktan sarhoş olup uykuya dalmamış, fırtınalı düşlerden uyanmamışsın.
Baba, bu kez oğluna yaşayabileceği kimi gerçekleri anlatmaya çalışmış:
-  Sevgili oğlum, sen ekmek ve yemeksiz bir masa görmemişsin. Bir kadının sertliğini, çocukların ağlamalarını, bir köşede oturmuş borçlarını kara kara düşünürken, beklenmedik misafirlerin gelmesinin ne demek olduğunu bilmiyorsun.
Farklı görüşlerin çatışmasını anlatan bu kısa öykü uzayıp gidebilir, ama iletisi yeterince açık:
Kuşaklar arası karşıt düşünceler olacaktır ve doğaldır!
Ayrıca olaylara herkes kendi penceresinden bakıyor: Varsıl biri yoksulun, yaşlı biri gencin, sağlıklı biri hastanın, kara sevdalı biri kalbi boş olanın duygu ve düşüncelerini anlamakta zorlandığı gibi...
Aslında eleştiriyor gibi görünsek de, hepimizin benzer bir düşüncede olmaması iyi bir şey; çünkü bizi çalışmaya kışkırtan ve yaratıcılığa iten bu farklılıklardır. Olağan dışı düşleri gerçekleştirme çabaları, aykırı sorular ve bunlara aranan yanıtlar, yaşamın tekdüzeliğini kıran, ona yeni heyecan ve anlamlar katan dinamiklerdir.
Karşıt düşüncelerden tedirgin olmak yerine, onları anlamak ve belki de ortak bir noktada buluşmakla daha mutlu olabiliriz.