Hoş geldin ‘Gefiltefish’

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
16 Mayıs 2018 Çarşamba

Anne, anneee…

Hangi ortamda olursa “Anne” diye bağıran bir ses duysam gayri ihtiyari döner bakarım. O ses kendi çocuklarımla aynıdır sanki. Bana göre, annelik böylesi bir içgüdü. Aslında çocuk sahibi olunmasa da her kadında anne yüreği vardır.

Bir Anneler Günü daha geçti. Bütün çocuklar mutlu olsun ki bizler de mutlu olalım. Bu sene fevkalade şımartıldık. Her taraftan tebrikler yağdı. Sosyal / dijital medyada siyasilerden, sağlık sektörüne, AVM’lerdeki dükkânlardan, bol kalpli şekerleme sanayine varıncaya kadar mesajlar geldi. Pek yakında bizden bir talepleri olur mutlaka. Malum zamlar otomatiğe bağlanacak diye duyumlar var…

↔↔↔

İzel Rozental’in Şalom’da sürekli yazmaya başladığına çok sevindim. Gerçi İzel’i hep çizer / yazar olarak tanımlardık. Zira dönem dönem hem gazetede, hem Şalom Dergi’de yazıları çıktı. Yanlış hatırlamıyorsam, ilk yazıları gezi notları şeklinde mizahı güçlü satırlardı. O kadar ki ‘çizmeyi bırakıp yazmayı sürdürse’ diye içimden geçirmiştim. Zaman içinde bu düşüncemden vazgeçtim. Zira karikatürleri ülke dışında da yayınlanmaya başladı. Ayrıca çizmek için çok daha bilgili ve araştırmacı olmak gerekir.

Aslında en çok sevindiğim nokta artık ‘60+’ olan eski Şalomcu’ların taze enerjiyle dönüş yapması. Keşke İrvin Mandel de 60+ mertebesine yükselse de yazı yazmaya başlasa…

Hassas noktalara dokunmamaya özen gösteririm ama (!) emeklilik yaşamında ‘küçük tüyoları’ İzel’in eşi Nita’yla paylaşmaya hazırım.

Köşe yazarı İzel Rozental ‘Gefiltefish’in okur kitlesi çok mutlu olacak.

↔↔↔

İştahım kolay kolay kapanmaz. Tersi olursa kesin bir rahatsızlığım var demektir. Tek istisna, açık büfelerdir. Tanrı kimseyi açlıkla sınamasın ama, açık büfeler midemi bulandırır. Çeşitli nedenleri var tabi. Bunlardan biri, ‘çokluk’ olgusu beni hep rahatsız etmiştir. Son zamanlarda bayanlarda çok ‘trendy’ olan bir giyim türü var: Omuz başlarını açıkta bırakan bluzlar… Sokakta adım başı rastlıyorsunuz. Genci, orta yaşlısı, yakışanı, rüküşü herkes giyiyor. Öyle ‘çok’lar ki… ‘Çok’ kapsama alanımın dışında, çare yok.