İsrail´de Türk Filmleri Festivali

İsrail’de düzenlenen Türk Filmleri Festivali büyük ilgi gördü. Filmler 16-21 Ocak tarihleri arasında Kudüs’te, 21-31 Ocak Tel Aviv. Hayfa, Holon ve Herzlia’da gösterildi.

Elda SASUN Dünya
31 Ocak 2018 Çarşamba

 

Geçtiğimiz günlerde İsrail’in farklı kentlerinde Türk Filmleri Festivali düzenlendi. Festival kapsamında günümüzün Türkiye’sini konu edinen filmlerin gösterilirken, her filmin öncesinde Türk ve İsrailli konuşmacılardan oluşan konferanslar da gerçekleşti. İşte festivalde yer alan filmler ve konuları:

Zer/A Journey to Identity

Yönetmenliğini ve senaristliğini Kazım Öz'ün yaptığı 2016 yapımı film, Nisan 2017'de vizyona girdi; ilk gösterimi 36. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleşti. Bu son filminde, kültürel ve etnik kimliklerin arayışına diasporada başlayan Öz, senaryosunu da yazdığı filmin çekim yolculuğunda New York’un gökdelenlerinden Afyon’un taş evlerinde, oradan da Dersim’in toprak evlerine uzanıyor. Masallar, destanlar, söylenceler ve şarkıların kültürel bir kimlik kazandırdığı filmde, bu unsurlar filmin yaratıcı evreninde anahtar bir rol oynuyor.

Tereddüt/Clair Obscur

‘Tereddüt’, yönetmen ve yapımcı Yeşim Ustaoğlu'nun senaryosunu yazıp yönettiği 2016 yapımı uzun metraj dram filmi. Film, İstanbullu bir psikiyatrist olan Şehnaz, bir kasabada hizmete başlar. İstanbul'da rahat bir yaşam sürerken kocası Cem ile de sorunsuz görünen bir evlilik sürdürür. Hafta içi kasabada, hafta sonunu ise İstanbul'da geçiren Şehnaz, aslında mutsuzdur. Geçmişten gelen korkuları vardır. Bir gün 16 yaşındayken zorla evlendirilen Elmas ile tanışır. Elmas, Şehnaz'ın geçmiş korkuları ve acılarıyla yüzleştirir. Filmin müziğinin bestesini Antoni Łazarkiewicz yaptı.

Abluka/Frenzy

Emin Alper’in yönetmenliğini yaptığı ‘Abluka’, Türkiye, Fransa ve Katar ortak yapımı dramatik film. Filmin başrollerini Mehmet Özgür, Berkay Ateş ve Tülin Özen paylaşıyor. Abluka, Emin Alper'in ikinci uzun metrajlı filmi. Filmin kahramanı Kadir, 20 yıl hapis yattıktan sonra, şartlı tahliye olur. İstanbul büyük bir siyasal karmaşa içindedir, polis ise failleri yakalamak için önlemlerini her geçen gün arttırmaktadır. Emniyette yüksek bir mevkide olan Hamza, şartlı tahliye karşılığında Kadir’e bir iş bulmasında yardımcı olur. Kadir çöp toplayıcısı gibi çalışarak gecekondu mahallelerinde muhbirlik yapmaya başlar. Çöplerde bomba yapım malzemeleri olup olmadığını araştırmakta, buna göre istihbarat bilgisi üretmektedir. Kadir, kardeşi Ahmet’i çalıştığı mahallelerin birinde bulur. Ahmet ise belediyede sokak köpeklerinin itlafından sorumlu birimde çalışmaktadır. Ahmet, Kadir’in yakın bir abi-kardeş ilişkisi kurmak için çabalarını karşılıksız bırakır. Ahmet’in mesafeli tutumu, Kadir’i çeşitli komplo teorileri üretmeye yöneltir.

Film, 2015 Venedik Film Festivali'nde ana yarışma bölümüne kalma başarısı gösterdi. Ayrıca 2015 Adana Altın Koza Film Festivalinde En İyi Film Ödülü'nü kazandı.

Kalandar Soğuğu/Cold of Kalandar

‘Kalandar Soğuğu’, Mustafa Kara'nın yönetmenliğini üstlendiği ve Bilal Sert ile senaryosunu yazdığı 2015 Macaristan-Türkiye ortak yapımı bir dram filmi. Başrollerini aynı zamanda ilkokul öğretmeni olan Haydar Şişman ve Trabzon'da hemşirelik yapan Nuray Yeşilaraz paylaşıyor. Film, Karadeniz’in bir dağ köyünde, ailesiyle yaşayan Mehmet’in bir yandan beslediği birkaç hayvanla günlük ihtiyaçlarını giderirken bir yandan da dağlarda maden aramasını konu ediniyor.

Filmin çekimleri 2012 yılında başladı ve zor şartlar altında yapıldı. Kış ve bahar çekimleri Trabzon'un Maçka ilçesinin 2000 rakımlı Şimşirli köyünde, diğer çekimleri ise Artvin’in Murgul ilçesinde, boğa güreşlerinin olduğu yerde gerçekleşti. Başlangıcı ve bitişi beş yıl süren film çekimlerini bir buçuk yılda tamamladı. Film ilk gösterimini 28 Ekim 2015'te Tokyo Uluslararası Film Festivalinde yaparken, Türkiye'deki galasını 30 Kasım 2015'te 52. Uluslararası Antalya Film Festivalinde yaptı. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ve sinema alanındaki meslek örgütleri temsilcilerinden oluşan 17 kişilik seçici kurul tarafından 89. Akademi Ödüllerinin Yabancı Dilde En İyi Film dalında Türkiye'nin aday adayı olarak seçildi fakat kısa listeye kalamadı ve elendi.

Kedi/Between People and Cats

Benim de izlediğim filmlerden biri olan ‘Kedi’ şu anda dünyanın çeşitli şehirlerinde gösterilmeye devam ediyor. Yönetmenliğini Ceyda Torun’un yaptığı filmde; Galata Kulesi, Samatya, Kandilli, Nişantaşı gibi farklı mahallelerden yedi kedi karakteri yer alıyor. Torun karakterleriyle ilgili olarak, “Hepsi yaşadıkları semtte bilinen kedilerin hayatını izlerken ortaya çok enteresan temalar çıktı. Mesela Cihangir’in kedisi Gamsız çok sosyal, birden fazla kişiyi tanıyan ve balkondan balkona gezen bir kedi. Samatya’nın kedisi Psikopat ise çok güçlü dişi bir kedi. Kadınlığın gücünden, özgürlüğünden bahsetmemize yardımcı oldu” dedi. ‘KEDİ’ Amerika’da en çok izlenen Türk filmi oldu. Çekimler sırasında kedileri hiç yönlendirmediklerini söyleyen Torun, seyircinin filmi izlerken bu yedi kedinin hikayesinden çok etkileneceğini belirtti.

İşe Yarar Bir Şey/Something Useful   

Bir gece trende yolları kesişen iki kadının “gel beni öldür” diyen bir adama doğru uzanan yolculuklarını konu alan İşe Yarar Bir Şey, oyunculukları, konusu, işlenişi, sinematografisi ve güzel şiirleriyle başarılı bir dram. Leyla gibi biri neden lise arkadaşlarıyla buluşma yemeğine gider ki? Yirmi beş yıldır hiçbir lise yemeğine gitmemiş… Üstelik 16 saat süren bir tren yolculuğuyla! Hemşirelik son sınıf öğrencisi Canan, o niye trende? Gönlünde oyuncu olmak varken hemşire adayı olarak hiç istemediği bir iş görüşmesine gidiyor. Peki Yavuz? Hareketsiz yatıyor bir pencerenin önünde, seyyar satıcıları, faytonları, sokaktaki insanları izliyor bütün gün. Canan’ı bekliyor, belki de Leyla’yı, belki de bir gece treninde yolları kesişen katil ile şairi. Senaryosunu Barış Bıçakçı ve Pelin Esmer’in yazdığı Yararlı Bir Şey’in yönetmen koltuğunda Pelin Esmer oturuyor.