“Her sahne ayrı bir tecrübe”

Uzun yıllardır müzik hayatının içinde olan, hem toplum etkinliklerinde hem de profesyonel sahnelerde görmeye alıştığımız Yusuf Sağlamlar ile, İzmir’den İstanbul’a uzanan müzik kariyerini konuştuk.

Dora NİYEGO Yaşam
5 Temmuz 2017 Çarşamba

Önce sizi tanıyalım…

24 Nisan 1977’de İzmir’de doğdum. İlkokul eğitimimi Musevi Yetim İlkokulunda aldım. Ortaokul ve lise öğrenimimi de, İzmir’de tamamladım.

Müziğe ilginiz nasıl başladı?

Müzik tutkusu ailemizde genetik olsa gerek. Dedem keman çalarmış. Klasik müzik ve Türk Sanat müziği parçalarına meraklıymış. Ne yazık ki, ben dedemi tanıyamadım; ben doğmadan önce vefat etmiş.

İlkokul yıllarında, müsamerelerde şarkı söylerdim. 1989 yılında, kuzenim kendisine bir org almıştı. Bu olay, benim org çalmaya ilgi duymamı sağladı. Akabinde, ben de kendime bir org aldım ve bu şekilde müzik maceram başladı. Ortaokul yıllarında, sınıfta org çalardım.

1989 yılından beri, klavye ve tuşlu çalgılar çalıyorum. 1994 yılında da profesyonel oldum. 1990’lı yıllarda, İzmir’de Liga Derneğindeki müzisyenlerle yabancı dilde şarkılar (Fransızca, İngilizce, İspanyolca İtalyanca) çalmaya başladım. Özellikle o dönem, kendimi geliştirmemde çok faydalı oldu.

İstanbul maceranız nasıl başladı?

1994 yılının ekim ayında, İstanbul Müjdat Gezen Sanat Merkezinde Türk Sanat Müziği ve Popüler Hafif Müzik bölümlerini kazandım. Tercihimi pop müzikten yana kullandım. Böylece İstanbul maceram başlamış oldu. 1997 yılında, Etiler sahnelerinde uzun soluklu sahne çalışmalarım oldu.

Eğitiminize nasıl devam ettiniz?

1998 yılında, Bilgi Üniversitesinde, yarım burslu jazz bölümünü kazandım, fakat devam edemedim. Ertesi yıl, Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümünü kazandım. Üniversitede ana dal olarak, bir buçuk yıl kontrbas ve iki buçuk yıl şan bölümünde okudum.

Peki ya profesyonel hayatınız?

2001 yılından beri, Kubat ve Yonca Lodi’nin sahnelerinde klavye çalıyorum. 2005 yılında, Enbe Vals Orkestrasıyla çalışmaya başladım. Ayrıca, kısa aralıklarla, Hakan Altun, Pamela Spence, Yıldız Tilbe, Nadide Sultan, Ege ve Metin Arolat’a sahnede eşlik ettim. Ardından, Hakan Aysev ile senfonik ilahiler projesi yaptım. Bu projenin, tüm senfonik orkestrasyonlarını ben hazırladım. Zaman zaman da, no-name şarkıcılara sahnede eşlik etmeye devam ediyorum.

Repertuarınızdaki şarkılar hangi lisanlarda?

Türkçe, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca, Grek müziği, İbranice lisanlarında zengin bir repertuarım var.

Bildiğim kadarı ile toplumumuzun organizasyonlarında da çalıyorsunuz…

Buket Bahar, Cenk Rofe ve Ediz Bahar ile önemli organizasyonlarda yer alıyorum. İcra edilecek tüm orkestrasyon ve notaları ben yazıyorum. Yaklaşık altı yıldır, İzzet Bana, Nes Grubu ve Estreyikas d’Estanbol Korosu ile çalışmalarım sürüyor.

Geçtiğimiz haftalarıda Neve Şalom Sinagogunda gerçekleşen bir düğünde sizi klavye başında gördüm. Bundan bahseder misiniz?

11 Haziran 2017 Pazar günü, Neve Şalom Sinagogunda ilk kez, bir düğün töreninde canlı orkestra kullanıldı. Tüm orkestrasyonu bana ait.

Zaman zaman, toplumumuzun üyelerinin, bar-mitzva, bat-mitzva ve düğün gibi önemli kutlamaları için, altyapı ve aranjmanlar yapıyorum.

10 Haziran 2017’de, Fulya Sanat Merkezinde, Göztepe Kültür Derneğinin sahnelediği, ‘Onla Yaşamak’ isimli müzikal oyunun tüm müzik kayıtları ve mix’lerini stüdyomda hazırladım. Halen stüdyomda, jingle, aranjman, demo çalışmaları yapmaya devam ediyorum. Müzikal tavsiyem, müzikte teori, teknik ve ruhun beraber ilerlemesidir.

Müzik dışındaki ilgi alanlarınız nelerdir?

Müzik dışındaki ilgi alanlarım, tabi ki öncelikli olarak teknoloji takibi. İnternette yeni bir şeyler öğrenmek, seyahat etmek yapmaktan hoşlandığım şeyler. Açıkçası, müzik öyle bir tutku ki, isteseniz de kopamıyorsunuz. Gece yarısı bile, aklınıza bir melodi gelir, sizi yataktan kaldırır.

Bu alanda belli bir hedefiniz var mı?

Şu anki hedefim, dizi müzikleri yapmak. Bu alanda yoğun demo çalışmalarına devam ediyorum. Girmesi zor bir piyasa olsa bile, bir şeyi iyi ve kaliteli yaparsanız, o çalışma mutlaka yerini bulur.

Hangi enstrümanları çalıyorsunuz?

Asıl enstrümanlarım piyano ve klavye. Ayrıca, biraz bas, biraz kontrbas ve biraz da gitar çalıyorum.

Hangi müzik tarzını seversiniz?

Müzikte tarz seçmem. Her tarzı dinlerim, çünkü her tarz müzikte öğrenilecek detaylar vardır. Yaşadığımız coğrafya dolayısıyla, ülkemizdeki birçok kültür birleşimi olması nedeni ile, her tarz müzik hakkında bilginiz olması gerekiyor. Örneğin, Akdeniz müziği, Güney Doğu Anadolu müziği, Doğu Anadolu müziği, Ege Bölgesi müziği, her birinin tarzı farklı. İşim gereği, her tarza hakimim.

Solistlik yapmayı hiç düşündünüz mü?

Solist olmayı hiç düşünmedim, zira solist olmak, iyi bir sese sahip olmak dışında, farklı bir enerji isteyen bir iş. Çok iyi şarkı söyleyen, illa da solist olacak diye bir şey yok.

İşiniz neler gerektiriyor?

Günümüzde bu iş, medaytik olmayı, duruşlu olmayı, hatta gerekirse, zararsız bir şekilde biraz egolu olmayı gerektiriyor. Bu işte maalesef ego devrede. Ego olmazsa, siz olamazsınız. Her sahne bir tecrübedir. Şu anda 40 yaşındayım. 23 senedir, yaklaşık 2000 sahnede çaldım. Hepsi de ayrı bir tecrübe. Bu olay, bir futbolcunun birçok maça çıkması gibi bir şey. Ayrıca, stüdyo kısmı da, bu işin bambaşka bir yönü.  Stüdyo kısmında da, teknik ve teknolojik bilgi şart. Bunlar yoksa, gerçekten çok zor bir şey olur.