Yahudilik ve profesyonel spor kulüpleri

Arjantin’den İngiltere’ye, Avusturya’dan Macaristan’a Yahudiler dünya futbolunu nasıl etkiledi?

Vedat LEVENT Spor
2 Kasım 2016 Çarşamba

ATLETİCO ATLANTA

Stanford University Press tarafından yayınlanan ‘Fútbol, Jews, and the Making of Argentina’ adlı kitabında Raanan Rein, şu anda Primera B (Arjantin ikinci ligi)’de bulunan 1904 kuruluşlu Atletico Atlanta adlı kulübün çevresinde Arjantin’deki Yahudi hayatının nasıl şekillendiğini ele alan oldukça ilginç bir çalışmaya imza atmış. Kitap çok iddialı bir göndermede bulunuyor: “Arjantin Yahudilerinin tarihini Atletico Atlanta Futbol Kulübü’nden bahsetmeden yazabilir miyiz?“

Rein, 20. yüzyıl boyunca Buenos Aires’in çektiği Yahudi göçünün, şehir yaşamında göçle beraber artan Yahudi etkisinin ve 20. yüzyıl boyunca ülkede değişen siyasi realitenin Atlanta Kulübü’ne etkilerini inceliyor.

Bu incelemede kulübün gelişimde önemli rol alan Yahudi sporcuları, taraftarları ve tabi ki yöneticileri araştırıyor. Kulüp sevgisinin ve dolayısıyla gelen sportif başarıların da aslında Arjantin ulusal kimliğini oluşturan önemli bir etken olduğunu, Yahudilerin de bu kimliğin oluşumunda önemli bir rol oynadığını savunuyor.

Nitekim Atletico Atlanta, Yahudilerin yoğunlukta yaşadığı mahallelerin yakınında bulunuyor. Henüz ülkeye yeni göç etmiş ve ülke kültürü, şartları, politikası hakkında pek de fazla bilgisi olmayan Yahudiler, Arjantinli kimliklerini Atlanta çerçevesinde oluşturuyorlar. O kadar ki spor hayatına sıradan bir futbol kulübü olarak başlayan sarı-lacivert kulüp, Yahudi yöneticilerinin çalışmaları sonucunda karateden satranca, buz pateninden müzik ve tiyatro performanslarına, film festivallerinden moda şovlarına, dans partilerinden eskrim müsabakalarına kadar bireyin sosyalleşmesi adına onlarca aktiviteye ev sahipliği yapan bir sosyal buluşma alanına dönüşüyor. Futbol stadyumunun yanına (Adı Eva Peron Stadı olarak geçer) bu faaliyetlerin gerçekleşebilmesi için paten pisti, çocuk yuvası ve aile merkezi de ayrıca inşa ediliyor. 

 

TOTTENHAM HOTSPUR

Köklü Kuzey Londra kulübü Tottenham Hotspur’un taraftarları kendilerini ‘Yid Army – Aşkenaz Ordusu’ olarak tanımlıyorlar. White Heart Lane’e bir gün yolunuz düşerse tezahüratların sizi çok şaşırtacağına eminiz. On yıldır kombine kart sahibi olan James Mariner isimli bir taraftar durumu şu şekilde açıklıyor: “Biz Yid’iz. Bunu gururla söylüyoruz çünkü bu bizim tarihten gelen kimliğimiz.”  White Heart Lane Stadyumundaki İsrail bayrakları Mariner’i haklı çıkarır gibi.

Tottenham Hotspur’unYahudi  kökeni, aslında Ajax Amsterdam’ınkiyle paralellik gösteriyor. Kuzey Londra kulübünün ilk taraftarları 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başlarında şehrin bu bölümüne yerleşen Yahudi göçmenlerdi.

“Spurs o dönem bölgedeki diğer kulüpler olan West Ham ve Arsenal’den çok daha popülerdi” diyor gazeteci Anthony Clavane.

Aynen Ajax taraftarları gibi Hotspur taraftarları da 1970 ve 1980’lerde antisemit hakaretlere maruz kalıyorlar. O dönem İngiliz futbolu şiddet ve ırkçılık sarmalında bocalıyor. Kendilerini korumak için Tottenham taraftarları bir anti-tepki olarak Yahudi sembolizmine sarılıyorlar ve kendilerini ‘Yid Army – Aşkenaz Ordusu’ olarak adlandırmaya başlıyorlar. Yine de antisemitizmden kaçamıyorlar. Rakip taraflar bazen toplama kamplarındaki gaz odalarına gönderme yaparak maçlarda “ssss” sesi çıkarıyorlar ya da 2013 yılında Lazio taraftarlarının yaptığı gibi fiziksel saldırı uyguluyorlar.

 

HAKOAH VİYANA

Güney Amerika’daki bu ılıman ve nispeten özgürlükçü atmosfer maalesef Avrupa’da pek yaşanmıyor. 

‘How Soccer Explains The World’ adlı kitabında Franklin Foer, Yahudilerin Avrupa futboluna etkisini şu şekilde tanımlıyor:

“Avrupa toplumunda Yahudi varlığı Avrupa tarihi boyunca geniş toplum için hep soru işaretiydi. Çünkü Yahudiler azınlıktılar. Avrupa kültürüne ait değildiler. Kısacası dışarıdan gelenlerdi. 1909’da Hakoah Viyana Kulübü kuruldu. Avrupa’nın Yahudi sorunu kendi içerisinde bir Yahudi futbol kulübü doğurmuştu. Açıkçası başlarda çok az bir taraftar grubuna sahiplerdi. Yahudi olduklarını fazla belli etmemeye çalışıyorlardı. Zamanla sportif başarı gelmeye başladı. Dolayısıyla kendi aidiyetlerini Hakoah ile tanımlayan Yahudi toplumu stadyumları doldurmaya başladı. Formalarına David’in Yıldızı’nı diktiler ve cümle âleme Yahudi olduklarını gösterdiler. Antisemit tepkilerin gelmesi de fazla gecikmedi. 1922’de Hakoah, Avusturya Ligi’ni ikinci bitirdi ve Avrupa’ya gitmeye hak kazandı. 1923’te İngiltere’nin güçlü ekiplerinden West Ham United’ı kendi evinde 5-1 yendiler. Hakoah bu başarısıyla bir İngiliz takımını evinde yenen ilk Avrupa Kulübü unvanını aldı ve tarihe geçti. 1926’da en iyi Avrupa kulübü olarak Amerika’ya dostluk maçları için davet edildi. New York Polo Grounds’daki maçlarında tribünlerde 46 bin seyirci vardı. O yılların seyirci rekoruydu bu. 1938 yılındaki Anschluss sonrası kulüp kapatıldı ve stadyumları Nazi Partisi’ne devredildi. Birçok sporcusu toplama kamplarında can verdi.

Ajax Amsterdam

Hollanda’da Ajax Amsterdam taraftarları kendilerini ‘Süper Yahudiler – Super Jews’ olarak tanımlıyor. Hatta tezahüratları bile var: “Zıpla zıpla, zıplamayan Yahudi değildir” diye… Bazı taraftarların vücutlarına yaptırdığı David’in Yıldızı dövmeleri dikkat çekiyor.

Yine benzer bir durum da ünlü İngiliz kulübü Tottenham Hotspurs için geçerli. Fakat ne ‘Spurs’ ne de ‘Ajax’ Yahudi kulüpleri değiller. Ayrıca gerçekten Yahudi olan taraftar sayıları oldukça az. Peki neden Yahudilik bu kulüplerde bir sembolizm olarak kullanılıyor?

Ajax’ın Yahudilik sembolizmi Amsterdam’ın II. Dünya Savaşı öncesi batının Kudüs’ü olarak anılmasından geliyor. Bu dönemde şehirdeki Yahudi nüfusunun 80 bin kişi civarında olduğu sanılıyor. Tabi ki bu nüfusun büyük bir çoğunluğu Ajax taraftarıydı. Kulübün 1990’lara kadar kullandığı De Meer Stadyumu ise Yahudilerin çokça yaşadığı şehrin doğu kısmında yer alıyordu.

Gazeteci Hans Knoop, o dönemi şöyle özetliyor: “Deplasmana gelen taraftarlar merkez istasyondan stadyuma kadar tramvaya binerlerdi. Tramvay tam da Yahudi mahallesinin göbeğinden geçerdi. İşte rakip takım taraftarlarının birçoğu hayatlarında ilk defa o zaman gerçek bir Yahudi gördüler. Kafalarında Ajax’ı tanımlarlarken bu manzaradan etkilenmemeleri mümkün değil.”

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Ajax’ın birçok Yahudi yöneticisi oldu. Jaap Van Prag, oğlu Michael daha sonrasında Uri Coronel, bu kulübün başkanlığını yapmış bazı kişilerdi. 1960 ve 70’lerde ayrıca Bennie Muller ve Sjaak Swaart gibi futbolcular, Sao Muller gibi futbolcuların ve taraftarların gönlünde taht kurmuş fizyoterapistler kulüpte görev alan diğer Yahudi isimler oldular. 

Fakat esas hikâye 1970’lerde başladı. Hollanda Ligi’nde Ajax sürekli antisemit hakaretlere maruz kalmaya başlamıştı. Bununla savaşmak için holigan grubu ‘F Side’ 1976’da resmi olarak Yahudi sembolizmini pankartlarında ve tezahüratlarında kullanmaya başladılar.

Gazeteci Hans Knoop, gözlemlerini şöyle paylaşıyor: “Bu grup hâlâ aktiftir. Enteresandır ama üyelerinin Yahudilikle ya da İsrail’le dayanışma gibi özel bir ilgileri olduğu söylenemez. Hatta bence Ajax taraftarlarının yüzde 90’ı İsrail’in nerede olduğunu dahi bilmiyorlardır. ‘Yahudiler, Yahudiler, Süper Yahudiler’ diye bağırdıklarında sadece takımlarını ateşlemeyi düşünüyorlar. Başka bir amaçları yok.”

Fakat bazen iş tatsızlaşıyor. Rakip taraftar grupları bu esprili yaklaşıma antisemit yanıtlarla karşılık veriyorlar. Mesela Feyenoord Rotterdam taraftarları derbi maçlarda “Hamas Hamas Yahudiler Gaz’a” ya da “Yahudi Avlamaya Gidiyoruz” diye tezahürat yapıyorlar.

Knoop, rakip taraftarların aslında bu davranışları antisemitizm niyetiyle yapmadıklarını sadece Ajax’a karşı olduklarını söylüyor. Yine de düşüncelerinin temeli şu: “Ajax Yahudi’dir. Dolayısıyla biz Yahudileri sevmiyoruz.”

İSMİ YAHUDİLERLE ANILAN DİĞER AVRUPA KULÜPLERİ

Macaristan’ın en ünlü kulübü MTK Budapeşte, 1888 yılında Budapeşte Yahudi Cemaati tarafından kuruldu ve ilk yöneticileri yine bu kişilerdi.

Bayern Münih, Avusturya Wien ve AS Roma ise Yahudi taraftarlarının çoğunluğundan ötürü özellikle 1930’larda uluslararası kamuoyunda Yahudi kulübü olarak anılan diğer kulüplerdir.