Riella Morhayim ile ‘Felsefi Danışmanlık’

Felsefeyi kişisel gelişim ve problem çözme tekniği olarak uygulayan Riella Morhayim farklı kesimlerden farklı yaşlarda kişilere, hatta kurumlara felsefi danışmanlık veriyor. Halen İsrail’de master eğitimine devam eden Morhayim’e konu hakkında bilmediklerimizi, merak ettiklerimizi sorduk. O da bizi aydınlattı.

Dora NİYEGO Toplum
19 Ekim 2016 Çarşamba

 

1987 İstanbul doğumlu Riella Morhayim, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe lisansını bitirdikten sonra, yüksek lisans yapma amacıyla İsrail'e gitti. Riella Morhayim ilk olarak IDC Hertzeliya’da Organizasyon Psikolojisi yüksek lisansına başladı ve şimdi de Tel Aviv Üniversitesi'nde Felsefe üzerine master yapmakta.

Bildiğim kadarıyla felsefi danışmanlık eğitimi de aldınız…

2008 yılından bu yana felsefi danışmanlık ve uygulamaları ile ilgilenmekteyim. Bu konu hakkında İsviçre, Türkiye, Hollanda, Fransa ve İsrail’de olmak üzere birçok eğitime ve konferansa konuşmacı olarak katıldım. Bu daldaki önemli profesörlerden Kanadalı Peter Raabe, Fransız Oscar Brenifier, Amerikalı Lou Marinoff ve Avustralyalı Christos Iliopoulos’un öğrencisi olma onuruna da sahibim. Aldığım eğitimlerin sonrasında Raabe ve Illiopoulos ile birlikte, online vaka inceleme ve değerlendirmelerini sürdürüyoruz. 2015’te 12 farklı ülkeden 18 kadın felsefe danışmanının yer aldığı Lexington Yayınevi'nden çıkan ‘Felsefe Danışmanlığı’nda Kadınlar’ (Women in Philosophical Counseling: The Anima of Thought in Action) adlı kitapta makalem yayınlandı.

Felsefi danışman olarak çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Birkaç senedir ‘Unlocking Practices’ (Kilit Açıcı Uygulamalar) adı altında felsefeyi kişisel gelişim ve problem çözme tekniği olarak uygulamaktayım. Çocuklar, öğrenciler, eğitmenler, birçok meslek dalından çalışanlar ve yöneticiler ile felsefi danışmanlık yapıyorum. Aynı zamanda, yaratıcı ve eleştirel düşünceyi amaçlayan eğitimler, kurslar ve atölye çalışmalarıma dünyanın farklı ülkelerinden insanlar yoğun ilgi gösteriyor. Felsefeyi metot olarak kullanarak, kişisel farkındalık ve kişisel gelişim projesinde yer alıyorum. İngilizce, Türkçe ve İbranice olmak üzere üç dilde bireyler, gruplar, şirketler ve kurumlar ile çalışıyorum. Bunların yani sıra ‘Çocuklarla Felsefe’ konusunun yayılması için birçok alanda faaliyet gösteriyorum. Gizliliği esas alarak uyguladığım felsefi danışmanlık ve uygulamaları; son dönemde, telefon ve görüntülü Skype görüşmeleri sayesinde Avustralya, Güney Afrika, İngiltere, Türkiye ve Amerika’da yaygınlığını daha da arttırmakta. Böylece bütün dünyadaki danışanlarım ile felsefe bilgeliğinin gelişimine hizmet etmekteyim.

Felsefi danışmanlığın, kökeni geçmişe dayalı bir dal olduğunu söylediniz…

Felsefi Danışmanlık (Philosophical Counseling) kökleri ilkçağda bulunan ve günümüzde hızla büyüyen, hayatı anlamaya ve değerlendirmeye yönelik, sorunları çözmede kullanılan bir disiplindir. Eski çağlarda tüm danışmanlıkların felsefi danışmanlık olarak bilindiği düşünülürse yeni bir dal olduğunu söyleyemeyiz. Hatta tarih boyunca, birçok hükümdarın, padişahın, kralın ve kraliçenin; bilgeliğinden rehberlik aldığı danışmanlara sahip olduğunu da hatırlatmak isterim. Esasen, Doğu ve Batı kültürlerinin ünlü düşünürleri; Antik Yunan’dan çağımızın değerli filozoflarına, günlük hayatlarında karşılaştıkları sorunlara, karşı çözüm arayışlarından dolayı birer felsefe danışmanıdır. Bu doğrultuda ben de doğup büyüdüğüm Anadolu topraklarının, Nasreddin Hoca, Mevlana, Yunus Emre, Aşık Veysel ve Taktuk Emre gibi bilgelerin öğütlerinden de yararlanmaktayım. ‘Unlocking Practices’ bünyesinde, klasik felsefi danışmanlığını, sahip olduğum Türk kültürü ile harmanlayarak neşeli, renkli ve sıra dışı teknikler sunuyorum. Bunların temelini yaratıcı düşünme, gerekçeli tartışabilme, mantık yürütme, yargıda bulunma, korkmadan kendini ifade edebilme oluşturuyor. Bireyin sağlıklı şekilde düşünebilmesinin, o kişinin hayatı için mutluluk ve başarısının anahtarı olduğunu görüyorum.

Hangi konular sizin çalışma alanınıza giriyor?

Yaptığımız görüşmeler sonucunda, ilişkilerinde, iş ve sosyal hayatında mucizevi dönüşümler yaşayan danışanlarım, Alman Yahudi'si filozof Levi Strauss'un, "Kralın danışmanı kraldan daha önemlidir" sözünün birer kanıtı oluyor. Özellikle ilişki problemleri, kafa karışıklıkları, duygusal sorunlar, iş hayatındaki zorluklar, kariyer seçimi gibi konular benim çalışma alanıma giriyor. Günlük hayatında karşılaştığı sıkıntılar sebebi ile gelen kişiler uyguladığımız teknik ile çok kısa sürede fark edilir sonuçlar elde ediyor. “Neden hâlâ evli değilim?”, “Sigarayı neden bırakmak istemiyorum”, “Bana en uygun meslek nedir?”, “Evliliğimde nasıl mutlu hissedebilirim?”, “İşteki yeni kıza karşı olan kıskançlığımı nasıl yenebilirim?” karşılaştığım sorulardan birkaçı. Bu noktada, felsefe pratikleri ve danışmanlığı, hayatınıza yön vermenize, soru ve sorunlarınızı mantıklı ve eleştirel bir göz ile anlayıp çözümlemenize ve zorlanmadan karar verebilmenize destek oluyor. Pek çok danışanımın, arkadaşlarına tavsiyelerinde ve hatta ailelerine bunu hediye ettiklerinde, yöntemi anlatırken kullandıkları ‘akıllılar için terapi’ söylemi her seferinde beni çok güldürüyor.

Felsefi danışmanlık dalı hakkında okuyucularımızı aydınlatır mısınız?

Felsefi danışmanlık akımı, 80’lerin başında, Almanya başta olmak üzere, Hollanda, Fransa ve İsrail'e, daha sonra da Kanada, Amerika, İngiltere ve Güney Afrika olmak üzere yeniden uygulanmaya ve araştırılmaya başlandı. Günümüzde ise bu akım İtalya, İspanya, Portekiz, İsveç, Norveç ve Meksika gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde de yaygın olarak kullanılmakta.

‘Felsefe Danışmanlığı ve Uygulamaları’ kendimizde ve çevremizdeki sorunları anlayıp, onları farklı yönlerden değerlendirmemizi ve kendi çözümlerimizi bulmamızı sağlayan bir yaklaşım… Danışmanlık, farklı filozofların görüşleri, düşünce yöntemleri, sorunları çözerken izledikleri yollar ve bunları gündelik hayatımızda nasıl kullanabileceğimizi konuşarak da yapılmakta. Diğer bir deyişle, tarih boyunca filozofların karşılarına çıkan kişilerle yaptıkları sorgulama ve tartışmaların, kavram analizlerinin ve mantıksal akıl yürütmelerinin günlük hayatta karşılaştığımız güçlüklere uyarlanması ve uygulamasıdır.

Felsefe tarihindeki farklı düşünürlerin yaklaşımlarını okumuş ve araştırmış bir ‘felsefe danışmanı’, yaşadığınız problemlerin nedenlerinin bulunması, anlam kazanması ve kişisel farkındalık yaratılması sürecinde size yardım eder. Danışman sizi ikna etmek ya da belli görüşlere yönlendirmek yerine, kendi hayat görüşünüzü açığa çıkartırken sahip olduğunuz inançların derinliğini ve kapsamını geliştirir. Bu süreçte, bir yandan, birey ve grupların hayatlarının temelinde yer alan mutluluk, doğruluk, özgürlük ve sorumluluk gibi kavramları irdelerken, bir yandan da sorunları yaratan duygusal ve mantıksal etkenlerle ilgilenilir. Belli soru, sorun ve engellerini danışmaya gelen kişiler, bu yöntem neticesinde kendi çözümlerini bulur ya da yaratır. Açıkçası, her görüşme sonrasında ortaya çıkan sonuca ve çözüme hayran oluyor, yaptığım işe tekrardan âşık oluyorum.

Bireysel grup danışmanlığı yanı sıra grup danışmanlığı ve atölye çalışmaları da yaptığınızı söylediniz. Bu çalışmalarınız hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

İş hayatında, bireysel felsefe danışmanlıklarının yanı sıra belli programlar çerçevesinde grup danışmanlıkları ve atölye çalışmaları yapıyorum. İsrail’de özellikle, sivil toplum kurumlarında, teknoloji şirketlerde, avukatlık ofislerinde, psikiyatristlerin süpervizörlük çalışmalarında ve okul öğretmenlerine çeşitli eğitimler veriyorum. Örneğin, “Şirketimi geliştirmek için ne yapmalıyım?”, “Hangi alanlara yatırım yapmalıyım?” “Neden potansiyellerimi yeterince kullanmıyorum?” gibi stratejik soruların yanıtları için bana başvuran çok oluyor. Ayrıca, yöneticilerin çalışanları ile ve çalışanların birbiriyle ilişkilerinde ortaya çıkan sorunların nedenlerinin fark edilmesi ve çözüm üretilmesi, verim ve motivasyonun arttırılması üzerine çok farklı şirket ve kurum için danışmanlık programları geliştiriyorum.

Riella Morhayim sohbetimizi şöyle sonlandırdı: “Tüm okuyuculara bir kere bile olsa bu dönüştürücü teknik ile tanışma liyakatini diliyor ve diyalogumuzu Jean-Paul Sartre’ın "Hayatta yapılacak o kadar çok hata varken, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok" sözüyle sonlandırıyorum.

Felsefi danışmanlık ve psikoterapi arasındaki farklılığı açıklar mısınız?

Felsefe danışmanlığı, herhangi bir psikoloji yaklaşımı ya da psikoterapi türü değildir. Bütün diğer danışmanlıklardan daha farklı bir tekniktir. Kısa süreli ve çözüm odaklıdır. İçinde bulunduğu durum ne olursa olsun, danışan bir birey olarak kabul edilir. Önyargısız, mantıklı bir şekilde sohbet edilir. Felsefi danışmanlık, sizi ve problemlerinizi etiketlemek veya yargılamak yerine, konular üzerine açık ve net bir şekilde derin düşünülmesini ve problemlerin çözümünü hedefler.