Teslimiyet ve başkaldırı

Leonard Cohen son dönem bestesi ‘You Want it Darker’da bizi kurtuluş için Tanrısal bir arayışa yönlendirirken, diğer bir Leonard, Leonard Nimoy ise kaostan çıkışı; isyan ve başkaldırı, teslim olmamak ve ‘Shekhina’ fotoğrafları ile betimliyor.

Rubi ASA Sanat
19 Ekim 2016 Çarşamba

Öyle anlar vardır ki, biz insanlar yaşamın anlamını arar dururken; “Varlığımızın evrendeki toz zerresinden bile küçük yerini sorgular ya da kendi iç dünyamızın, yaradılışa kaynak olabilecek kadar büyük ve olağanüstü gücüne hayran olur” bakakalırız…

Bu Tanrısal boyut birlikteliği artık yaşamının son yıllarını geçiren ve halen sözcüklerle evreni yeniden yaratmaya çalışan Leonard Cohen’in bu güce teslimiyetinin ifadesidir.

“Hineni… / Buradayım…”

Tanrı’ya teslimiyetiyle, hesaplaşmasının; yakarışıdır ‘Hineni’…

BURADAYIM VE HAZIRIM TANRIM

Cohen, ilerlemiş yaşına, onca yıllık sanatsal yaratılarına karşın, yaşadığı dünyanın vardığı kötülüklerine isyan edercesine kendini Tanrı’ya teslim etmeye hazır bekliyor… Tıpkı Tanrı’ya oğlu Yitshak’ı kurban etmeye hazır Avraam’ın beklediği gibi.

‘You Want it Darker /Daha Fazla Karanlık İstiyorsun’ Cohen’in son bestesi.

Dünyada zulmün, kötülüklerin ve adaletsizliğin bunca artması, ilahi değerlerin ve Tanrı’nın soluğunun artık insanlar tarafından hissedilememesi adeta teslimiyetin dışında hiç bir şeyin kalmadığı vurguluyor.

Buna ilahi bir teselli ya da bir farklı bir kurtuluş istiyorsak ‘Shekhina’,  bir yol gösterici olabilir.

Yine bir Leonard; bu konuda duygu ve düşüncelerini ortaya çektiği fotoğraflarıyla koymuştu.

Leonard Nimoy, ‘Shekhina’ serisinde agnostik bir mistisizm ile radikal bir spiritüalizmi, aslında, ruhani bir isyan olarak kadın bedeninde betimleyerek başkaldırıyor dünyadaki kötülük ve adaletsizliğe. Günahı, isyanın ve kurtuluşun parçası, onun vazgeçilmez silahı olarak görüyor.

‘Shekhina’ yeryüzünde Tanrı’nın varlığının hissedilen ve nesnel yansımasının Talmudik karşılığıdır. İnsanlığın iyiliğini düzenini ve kaostan kurtulup yeni bir evreni yaratma gücüdür.

Yaşamın karmaşalarla dolu gelgitlerinde her birimiz kendimizce varlığımıza anlamlar yükleriz. Yüklediğimiz anlamlarla kendimizce idealimizi yaşamaya çalışırız.

Zaman zaman yeni bir ilki dener, yenilgiyi gerekçelerimize katar, yeni bir başlangıcı zorunlu adımların gereği sayar, kendimizi yeniden inşa etmeye çalışırız. Bu özellikle bu günlerde, ‘Yamim Norayim’  günlerinde daha etkindir.

Varlığımız, özümüzün aynasıdır. Bazen dile getiremediğimiz sözcükler ise, şiirlerde ve şarkılarda duygularımıza eşlik eder. Böyle zamanlarda daha sık rastlar olur, sarılırız sözcüklerine ve müziğine Leonard Cohen’in.

“Yapacak bir şey yok ki. / Kırıntılar için yalvarırken / Yapacak bir şey kalmaz ki. / Mucizenin gelmesini beklemeye devam etmek zorunda kaldığında yapacak bir şeyin olmaz ki…” diyor Cohen,  ‘Waiting for the Miracle’ da…

Leonard Cohen son dönem bestesi ‘You Want it Darker’da bizi kurtuluş için Tanrısal bir adım arayışına yönlendirirken, Leonard Nimoy da kaostan çıkışı, isyan ve başkaldırıyla, karşı koymakla, teslim olmamakla, ‘Shekhina’ fotoğraflarıyla betimliyor.

İşte iki farklı görüş iki farklı kurtuluş çözümü karşımızda. İnsan ögesi yaşam sürecinde değişkenlik gösterir. Ruh ile beden bazen savaşıp bazen uyum içinde bir aradayken, olgunluk yaşıyla ilahi güce kabulleniş varlığın da parçası olur.

Bu günlerde yani 80’li yaşlarında çıkardığı bu bilgelik kokan yeni albümünde yaşamının son adımları dingin ve ruhundaki teslimiyetle barışıklık içinde adeta...

1967’den günümüze kadar uzanan müzik ve şiir hayatında her tür müziksevere hitap eden ve çok yönlü bir sanatçı olan Leonard Cohen, herkesin hayatına en az farklı bir kimliğiyle girmiştir; şair, şarkı yazarı, filozof, romancı, müzisyen, entelektüel ama en çok da o buğulu boğuk ve yıllar geçtikçe sözcüklerle daha bir doymuşluk kazanan sesiyle söylediği şarkıları iz bırakmıştır.

Bu açıdan yıllar önceki şarkılarını şimdiki yaşlarında tekrarlayarak seslendirmesi, dinlerken de bana daha doygun bir haz veriyor…

Leonard Nimoy ‘Shekhina’ adlı çalışması fotoğrafik bir kitap halinde 2002 yılında yayınlandığında, inanılmaz bir kargaşa yaratmıştı.

Göz alıcı bir kadının tüm çıplaklığına karşın, taktığı Tefilin ile evrenin sonsuzluğuna dönük başkaldırışı, Tanrı’nın dişil tezahürü kabul edilmiş yapıtları aşırı dindar çevrelerce aşağılandı.

İbranice bir dişil özellikli bir kelime olan ‘Shekhina’ yeryüzündeki ilah varlığının görünür ve sesli yansımalarının Talmudik terimdir.

‘Shekhina’nın gizemi ile Nimoy’un ilk karşılaşması 8 yaşında bir sinagogda başladı. Yıllar sonra hatırladığı sadece erkeklere özgü tefilin takma ritüeli ve Kohanim duasında talletlerini başlarına sarmış dalga dalga göğe yükselen yakarışlarını izlediği erkekler topluluğu karşısında hissettikleriydi.

Nimoy, inanç, cinsellik ve başkaldırı konularını ilahi bir potada birleştirerek, fotoğraf sanatıyla insan formunda Tanrı’nın erkek ve kadın yönünün de olduğunu dışa vuran bir gerçekçilik sergiler.

Yaşamın her diliminde insan doğası ‘Teslimiyet ile Başkaldırı’ arasında çoğu zaman iç içe değil midir ki.