Halikarnas Balıkçısı…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
3 Ağustos 2016 Çarşamba

Geçtiğimiz günlerde dört günlük kısa bir Bodrum tatilinden geri döndüm. İnsanları sınıflandırmaya, ayırmaya, ötekileştirmeye en meraklı toplumlardan biri olduğumuzu varsayarsak, beni normalde ‘Çeşmeci’ sınıfına sokabiliriz.  Ancak Bodrum’u da severim.  Yaz kış yolum düşer.  Keyfini çıkarabileceğiniz çok şey var Bodrum’da; yemekleri, müzikleri, dekorasyonu ile dünyanın en şık plajlarıyla boy ölçüşen markalaşmış beach club’lara gidebilir, berrak denizli sessiz plajlarda dinginliğin keyfini çıkarabilir, mandalina ağaçlarının altında şarabınızı yudumlayabilir, deniz sporları yapabilir, pazardan muhteşem Bodrum domatesi alabilir, deniz kenarında sabah yürüyüşü yapabilir, keyifli kahvaltı sofraları kurabilir, New York hızında açılan yeni gece kulüplerine gidebilir, Bodrum Kalesini görebilir, begonviller altında kahve içebilir, isterseniz kimseyle konuşmadan güzel denizi seyredebilirsiniz. Benim için tatilin en keyifli kısımlarından biri, denizin içindeki bir hamağın üstünde sabah saatlerinde uzandığım anlardı. Kısacası Bodrum’da yapılacak çok şey var. Kendinizi dinlemek isterseniz de, kendinizi unutmak isterseniz de…

***

Bodrum’dan söz açılmışken, Halikarnas Balıkçısı’nın hikâyesini, ilk defa bu tatilimde öğrendim. Defalarca gitmiş gelmiş biri olarak, bugüne kadar bilmediğim için de biraz utandım. Esas adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan Halikarnas Balıkçısı, askeri isyana teşvik edici bir yazısından dolayı suçlu bulunup sürgün cezasına çarptırılıyor. Bu cezanın ilk yarısını Bodrum’a sürgün edilerek, ikinci yarısını ise İstanbul’a sürgün edilerek geçiriyor. Cezasını çektikten sonra Bodrum’a geri dönüp 25 sene Bodrum’da yaşıyor. Sürgün edildiği yere geri dönecek kadar Bodrum’a âşık oluyor. 25 sene sonra ise o dönemde çocuğunu yazdırabileceği bir ortaokul olmadığı için İzmir’e taşınıyor. 

***

Bu tatilimde geç de olsa, ilk defa mobil barkod ya da mobil biniş kartı olayını deneyeyim dedim. Online check-in yaptığınızda, mobil barkod seçeneğini seçerseniz biniş kartınız telefonunuza yollanıyor ve cüzdan programında saklanabiliyor. Bildiğiniz kâğıt biniş kartı yerine geçiyor. Her zaman valizimi uçağa verdiğimden, bu uygulamayı denemeyi düşünmemiştim. Ancak uçağa kabin boyu valizle binenlerdenseniz, polis kontrole kadar hiçbir kontuara uğramadan ilerleyebilirsiniz. Vakit kazandıran ve pratik bir uygulama. 

***

Sıkça duyduğum “Kışın ne işin var Bodrum’da?” sorularını, “Kışın Bodrum’u daha da çok severim” diye yanıtlarım hep. Kışın Bodrum’u bana sevdiren, yıllar önce Bodrum’a taşınan ilkokuldaki en iyi arkadaşım ve eşi. Onların sayesinde tanımadığım bir Bodrum’u tanıdım diyebilirim. Sanatçı bir kişiliği de olan Halikarnas Balıkçısı’nın, Bodrum’da ne kadar huzur bulduğunu tahmin edebiliyorum. Kışları da o güzel deniz, dinginlik, insanın ömrünü uzatır. Her an bir koşuşturmaca ve trafikle boğuştuğumuz İstanbul, keyifli anlarımız olsa da aslında, kozmopolit şehir giysisi giymiş modern bir sürgün gibi…