Aşk şarkılarının yaşayan efsanesi: JULIO IGLESIAS

Aşk şarkılarının yaşayan efsanesi Julio Iglesias, üç yüz milyondan fazla albüm satışıyla, dünyanın en çok satan İspanyol şarkıcısı… Sanatçı geçtiğimiz günlerde sevenlerine romantik bir sürpriz yaparak uzun kariyerinin en güzel şarkılarını farklı düzenlemelerle bir araya getirdi. Ülkemizde de Sony Müzik’ten çıkan ‘1’ adlı bu yeni albümü münasebetiyle İglesias ile Miami’den bir telefon röportajı gerçekleştirdik

Cenk ERDEM Köşe Yazısı
15 Haziran 2012 Cuma

Julio İglesias ile kariyeri, son albümü, ailesi, oğlu Enrique Iglesias ve çok sevdiği Türkiye hakkında konuştuk.

300 milyondan fazla albüm satışıyla tüm zamanların en çok satan İspanyol şarkıcısı sizsiniz; geriye dönüp baktığınızda sizce uluslararası şöhretinizin ilk büyük adımı ne olmuştu?

Tek bir şarkıyla uluslararası büyük bir çıkış yapıp şöhret olmuş değilim; kariyerim tek büyük bir adım ya da büyük bir fırsatla değil, küçük adımlarla yavaş yavaş bu seviyeye geldi. İspanya’da şarkı söylemeye başladım, sonrasında Latin Amerika’ya gittim. 1971–72 yıllarında Çin’de yaşadım, neredeyse tüm dünyayı dolaştım ve farklı dönemlerde farklı projelerle güzel adımlar attım.

Frank Sinatra, Willie Nelson, Dalida, Placido Domingo, Sting, Diana Ross gibi birçok müzik efsanesiyle unutulmaz düetleriniz var; peki, siz kariyerinizdeki hangi düeti bir rüya gibi tanımlardınız?

Frank Sinatra, Sting, Diana Ross, Placido Domingo gibi isimlerle şarkı söylerken gerçek sesleri hissetmiş oluyorsunuz. Bugünün şarkılarında vokaller üzerinde çok oynanıyor ve daha çok şarkıların tarzları, düzenlemeleri, şov öne çıkıyor. Artık şarkının prodüktörü şarkıcıdan daha önemli. Beraber kayıtlar yaptığımız ve şarkılar söylediğimiz isimlerin hepsi rüya gibi çok özel seslerdi ve hepsinden öğrendiklerim oldu.

70’ler ve 80’ler boyunca romantik aşk şarkılarının prensi gibiydiniz, hiç müzik endüstrisinde romantizmin günden güne azaldığını hissettiğiniz oluyor mu?

Dürüst olmam gerekirse günümüz müziklerini oğlumun şarkıları dışında pek dinlemiyorum. Müzik zamanla değişiyor, beğeniler değişiyor; ben eski şarkılar dinliyorum. Bugünün pop şarkıları yerine Nat King Cole ve Stevie Wonder’ın eski şarkılarını dinlemeyi tercih ederim, yenilerden de, oğlum olduğu için sadece Enrique Iglesias şarkılarını biliyorum.

  En iyi şarkılarınızı bir araya getirdiğiniz ‘1’ albümü için tekrar stüdyoya girip şarkılarınızı farklı düzenlemelerle yeniden kaydettiniz; en ünlü şarkılarınızı farklı bir biçimde sunma fikri kime ait?

Şarkıların havasınI, romantizmini koruduğumuzu söyleyebilirim ama enstrümanların düzenlemelerini değiştirdik, farklı yaylı aranjmanları yaptık. Bazı şarkıları kaydettiğim dönemin müzikleri ile şimdiki teknoloji çok farklı, eski şarkılarımı bugünün sound’una yakınlaştırdık ama şimdiki imkânlardan yararlanarak kayıt yaptığımız halde orijinal hallerine oldukça sadık kaldığımızı söyleyebilirim.

‘1’ albümünüz, size Amerika müzik marketinin kapılarını açan ünlü ‘To all the girls I’ve loved before’ şarkınız da dâhil, kariyerinizin 38 meşhur şarkısını bir araya getirmiş oluyor; peki, sahnede canlı söylerken size en romantik gelen şarkınız hangisi?

Her defasında aynı şarkının en romantik şarkım olduğunu söyleyemem. Her gün farklı motivasyonlarınız oluyor, her günün ruh hali aynı değil, bu yüzden farklı zamanlarda farklı şarkılarla motive olabiliyorsunuz. Gittiğiniz ülkedeki seyircinin reaksiyonuyla, atmosferle ve şarkılarla yaşadığınız duygular da değişiyor ama İspanyolca şarkılarım dinleyiciyi anında romantik hale getiriyor.

1996 senesinde albümünüz ‘Tango’, oğlunuz Enrique Iglesias’ın albümü ‘Vivir’ ile Grammy Ödüllerinde, ‘En İyi Latin Pop’ dalında yarışmıştı. Bir baba olarak oğlunuzun son derece başarılı pop kariyeri size neler hissettiriyor?

Rekabet ediyor sayılmayız çünkü Enrique ile tarzlarımız çok farklı ve bence bu çok iyi. Diğer oğlum Julio Iglesias Jr’ın tarzını da çok beğeniyorum. Özellikle Enrique listelerde şampiyon olduğu zaman büyük gurur duyuyorum, bayılıyorum.

En küçük çocuğunuz Guillermo, 2007 yılında dünyaya geldi; bu yaşta yeniden baba olmak nasıl bir duygu?

Hayat bana güzel bir fırsat daha vermiş oldu. Üç farklı nesile şarkılar söyledim, hâlâ şarkı söylüyorum. Ayrıca bir baba olarak çocuklarımın büyüdüğünü izlemek benim için büyük bir hediye. Güzel bir ailem, çocuklarım var ve hala şarkı söylemek bana büyük bir enerji veriyor. Paraya hiç ihtiyacım yok ama sırf sahnede şarkı söylemenin hazzını daha çok yaşamak için bol bol konser vermek istiyorum.

Türkiye’ye yeniden gelecek misiniz?

Türkiye’ye ilk kez 1971 yılında gelmiştim. Şimdiye kadar en az 25 kez geldim ve Türkiye’de dostlarım da var. Antalya, İzmir, Ankara, İstanbul gibi birçok şehrinizi çok iyi biliyorum, oralarda birçok kez sahneye de çıktım. Özellikle İstanbul’da kendimi hiç yabancı gibi hissetmiyorum ve yeniden dinleyiciyle göz göze gelerek şarkılar söylemeyi çok isterim.