Yeni normale hazır mıyız?

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
6 Mayıs 2020 Çarşamba

Yaklaşık mart ayının 20’lerinden beri yeni normalim evden çalışmak, hiç olmadığı kadar kötü saatlerde uyuyup uyanmak, bahar aylarında alerjik öksürüğümün tekerrür ettiğini senelerdir bilmeme rağmen kabuslarımda kendimi koronadan öksürürken görmek, kırkından sonra bir mikrop fobisi geliştirmek üzere olup kolonya ve çamaşır suyu türevleriyle fazla haşır neşir olmak… Bu listeye evde yaptığım müthiş sporları ve fırından çıkan zeytinli focacciaları da eklemek isterdim ama korona şefi evrem ilk iki hafta yaptığım dolmalar ve muzlu keklerin yanaklarımı şişirmeye başlamasıyla biraz askıya alındı. Her yeni denenen yemeği yapmanın yarattığı yarım makine bulaşık da fayda etmedi tabii. Bugünlerde yeni normalim biraz daha pratik ve daha az yağlı yemeklere yönelmek ve güneşi gördüğüm günlerde site içi açık hava yürüyüşleri yapmak… 

***

Yazının başında bahsettiğim “yeni normal” pandemi süresince yaşadığımız yeni normaller değil. Hafta içi evde kalmamıza rağmen, iyiliğimiz için olsa da hafta sonları cezalı çocuklar gibi hissetmemize sebep olan sokağa çıkma yasakları da değil. Sokağa çıkma yasağında bunalıp, pide almaya gidiyormuş gibi yaparak kumaş market çantalarını omuza takıp çaktırmadan yürüyüş yapanlar da değil… Bahsettiğim yeni normal pandemi sona erdiğinde, başlayacağımız yeni hayat. World Economic Forum’un sitesinde yayınlanan Dr. Elke Van Hoof’un yazısına göre şu anda dünya üzerinde 2,6 milyar insan (dünya nüfusunun neredeyse üçte biri) bir nevi karantinada. Buna kişilerin kendi karantinaları da, mecburi sokağa çıkma yasakları da dahil.  Van Hoof’a göre bu pandemi dünyanın en büyük psikolojik deneyi.  Yazısında karantinanın insanlar üzerinde yarattığı bazı psikolojik bozukluklardan, moral bozukluğu, stres, uykusuzluk, depresyon vb. gibi problemlerden bahsediyor. Biri bana “sağlıklı ve sevdiklerimiz sağlıklı olduğu sürece 10 üzerinden 9’uz” demişti. O günden beri “sıkıldım” lafını kelime hazinemden çıkarmaya çalışıp moralimi bozmamaya çalışsam da, uykusuzluk ve garip kâbuslar henüz tam kontrol edemediğim ve hızlıca geçmesini umduğum yeni normallerim. Ancak benim merak ettiğim yeni normal, pandemi bittikten sonrası. Bir daha sevdiklerimize ne zaman sarılabileceğiz? Paranoyaya kapılmadan bir sinema veya tiyatroya ne zaman gidebileceğiz? İnsanlar bize iki adım aralığından fazla yaklaştığında bizi endişe kaplayacak mı? Okullar ve işler ne zaman eski haline dönecek? Maskesiz dolaşma, rahatça nefes alma, korkusuzca toplu taşımaya binme, asansör düğmesine basma, market poşetine dokunma ne zaman gerçekleşecek? Takıntılı temizlememiz ve mikrop fobilerimiz kalıcı mı olacak?

***

Instagram’da gezinirken kendimi dikiş makinesiz ev yapımı bir maskenin nasıl yapıldığını gösteren bir hesapta buldum. Binanın alt katlarına inmek için bile maske takan biri olarak, evdeki cerrahi maskelerimin azalması ve satın alma imkânımın olmaması hiç hoşuma gitmiyor. Profesyonel bir maskenin yerini tutmasa da eski bir t-shirtünüzün kumaşından, kullanmadığınız bir bandanadan ve 2 lastikli saç tokasından hiç dikiş karıştırmadan pratik bir maske yapmak mümkün.  Bir örnek görmek isterseniz bridgetbragerhair hesabında yapılan pratik bandana maskeyi seyredebilirsiniz. Yeni ‘yeni normal’e geçene kadar, lütfen maskesiz sokağa çıkmayın…

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün