YiTRO - “Bilgeliğin başlangıcı Tanrı korkusudur”

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
23 Ocak 2019 Çarşamba

Bene Yisrael Tora’nın alınışından hemen önce Sinay Dağının eteklerinde toplandıklarında Tanrı Moşe’ye toplumu bu büyük olaya hazırlaması konusunda talimat verir. Bu talimat “ko tomar levet Yaakov vetaged livne Yisrael” şeklindedir. Burada “bet Yaakov” hanımefendileri, “Bene Yisrael” de beyefendileri, Raşi’nin görüşü esas alınarak anlatır. Tanrı burada durumun önce hanımefendilere anlatılmasını istemiştir. Bunun nedenini anlamak için öncelikle Gemara Bava Batra 141’e bakacağız.  

Gemara “bat tehila siman yafe lebanim” derken bir çiftin ilk çocuklarının kız olmasının sonra doğacak çocukların erkek olması için olumlu olduğunu söyler. Şab Şemateta adlı kaynak bu Gemara’ya farklı bir bakış açısı sunar. Yahudi kadınları evin idaresi ve çocukların yetiştirilmesi konusunda erkeklerinden çok daha fazla emek verir. Genellikle erkekler vakitlerinin çoğunu dışarıda geçirdiklerinden bu görev daha ziyade annelere verilmiştir. Bu nedenle kadın Tanrı korkusu dediğimiz şeyi de simgelemektedir. Bazı insanlar toplum önünde ve özellikle eşleri mevcutken dindar ve doğru insan gibi görünürler. Bunların amacı toplum önünde önemli ve değerli olduklarını kanıtlamaktır. Ancak özel hayatlarında bu davranışlarından eser yoktur. Bazı insanlar da konum ve maddiyat sayesinde oldukça nazik ve önemli görünmelerine rağmen aile ve çocuklarına karşı davranışları kaba, saygısız ve yanlıştır. Bazıları da örnek verecek olursak et satın almaya giderken Kaşrut kurallarının en dip noktasına kadar bakmaya gayret ederken hesap ödeme zamanında hiç de hevesli olmamaktadırlar. Bu insanların kaçırdığı gerçek Tanrı’nın her an ve mekânda onları izlediğidir. Tanrı onu sadece toplumsal yaşamında değil, evinde, sinagogda,  işinde, tatilde ve tanıdıkların olmadığı yerlerde dahi izlemektedir. Gemara, Tora’nın önkoşulunun Tanrı tarafından her an ve mekânda izlendiğini bilir olmak olarak vermektedir. Öncelikle bilmemiz gereken şey Pirke Avot ikinci bölümün ilk Mişna’sında Rabi Yeuda Anasi’nin dediği gibi bizi izleyen bir göz, işiten bir kulak ve her yaptığımızı not eden bir elin varlığıdır. ‘Bat tehila’ derken her şeyden önce kadının simgelediği zihniyet olan ‘Yirat şamayim’ yani Tanrı korkusu gelmelidir. Eğer ortamda bu zihniyet varsa o zaman ‘banim’ dediğimiz Tora öğrenimi ve mitsva uygulaması için sonraki adımlar atılabilir.

Şulhan Aruh’a yazdığı ek açıklamalarla ünlenen ve Şulhan Aruh’un yazarlarından biri gibi kabul edilen Krakow şehrinden Rabi Moşe İsserles hemen yazılarının en başında Teilim 16/8’de yer alan “şiviti Ad… lenegdi tamid – her zaman Tanrı’yı karşımda görürüm” ifadesini kullanmış ve bunun Tora’nın en büyük prensiplerinden biri olduğunu paylaşmıştır. Gerçekten de her şeyden önce karşımızda Tanrı’nın varlığının olduğunu ve her yerde bizi izlediğini çok önemli bir alahik kod olarak bilmek gerekir. Bu duygu bizleri ister toplum önünde, ister özelde alaha dediğimiz kurallara karşı gelmekten ve yanlış yollara sapmaktan koruyacaktır.

İşte bu yüzden Tanrı, Moşe’nin önce kadınlara konuşmasını istemiştir. Erkeğin Tora öğrenimi, mitsvaların uygulanması, günlük dualar gibi edimlerinden önce kadının simgelediği Tanrı korkusu gelmelidir. Moşe, toplumu Tora’nın alınışına hazırlarken bu esas da önemini göstermektedir.  

Teilim 111’de yer alan “reşit hohma yirat Ad… - bilgeliğin başlangıcı Tanrı korkusudur” cümlesi birçoğumuz tarafından bilinir. Bilgisayara yüklenen Tora’nın bütün kitapları, alahalar, Kabala ve daha birçok şey bir tuşa bastığımızda anında karşımıza çıkar. Ancak bu sadece bir bilgi deposudur. Hiçbir manevi anlamı yoktur. Tanrı korkusu olmadan öğrenen bir kişinin de bir makinadan farklı olmayacaktır. Tanrı korkusu olan bir kişinin yaptıkları bilgelik ile daha büyük bir anlam kazanacaktır. Bu ona ruhani anlamda bir mükemmellik katacaktır.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün