“Palavracı Millet”

Denis OJALVO Köşe Yazısı
18 Aralık 2018 Salı

Şubat 2002’de devrin iktidarına yakın duran ve o çerçevede yayın yapan Yeni Şafak gazetesinde yazmaya başlayan gazeteci Sn. Hüsnü Mahalli, ülke siyasetinin yollarının Esad yönetimininkiyle ayrılması neticesinde Mayıs 2005 tarihinde bu gazeteden ayrıldı.

Saf değiştiren Sn. Mahalli artık Sözcü gazetesinde yazıyor.

Bu gazetedeki 9 Aralık 2018 tarihli ‘Palavracı Millet’ başlıklı yazısında okurlarıyla paylaştığı gerçeklere ilaveten, eksik zikredildiği için bilgi kirliliği içeren ve okurlarını yanlış yönlendiren ifadeler mevcut..

İsrail’in yeni Ulus Devlet Yasası

İsrail’in yeni Ulus Devlet Yasası’nın metninde Sn. Mahalli’nin iddia ettiği gibi “Yalnız ve Yalnız Yahudilerin ülkesidir” denmiyor !  

Ya ne deniyor? “The right to exercise national self-determination in the State of Israel is unique to the Jewish people.” Yani, “İsrail Devleti’nde ‘Kendi kaderini tayin hakkı’ Yahudi ulusuna münhasırdır” deniyor. Diğer bir deyişle, Arapların İsrail Devleti sınırları dahilinde Arap ulusunu temsilen bir devlet kurmalarının mümkün olmadığı vurgulanıyor. Bununla beraber İsrail’in 14 Mayıs 1948 tarihli Kuruluş Beyannamesinde ezcümle, devletin vatandaşlarının hukukî, sosyal, siyasî ve dinî hürriyetlerini ırk, din, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit bir şekilde güvence altına alacağı belirtilmiş. Kuruluş Beyannamesindeki bu hususlar 1992 yılında İnsanlık Onuru ve Özgürlük Temel Yasası’na yapılan bir ilaveyle Anayasal bir konum kazanmıştır.

Nüfusları %1200 artan İsrailli Araplar ve ‘0’lanan Arap Yahudileri nüfusu

Sn. Mahalli’nin iddia ettiği gibi İsrail içinde yaşayan 2 milyon Arap kökenli İsrail vatandaşının ülkeden kovulması filan söz konusu değil. Kurulduğu 1948 yılında İsrail’in  nüfusu 650 bini Yahudi, 156 bini Arap, toplam 806 bin kişiydi.

İsrail’in nüfusu 2018 itibariyle 7.036.000’i Yahudi, 1.870.000’i Arap (bunların 1.534.000’i Müslüman Arap) toplam 8.907.000 kişidir.

Özetle ülkenin genel nüfusu 70 yılda yaklaşık 11 kat artarken Arap kesiminin nüfusu 12 kat artmış!

Şimdi sormalı: 1948’lerde 800 küsur bin olan Arap ülkelerindeki Yahudi nüfusu bugün acaba kaç kişi? Bunlar İsrailli Araplar gibi 12 kat çoğalmış olsalardı nüfusları günümüzde 10.000.000’u (on milyonu) bulmuştu!

Acı gerçek şu ki, Arap ülkelerindeki Yahudi nüfusu 2018 yılı itibariyle sadece 3.500 (üç bin beş yüz) kişi! 2000’i Fas, 1000’i Tunus, geri kalan toplam 500 kişi Yemen, Mısır ve Suriye’de bulunmakta.

İsrail’in Başkenti Kudüs

Kudüs’ün Yahudilerin tarihî ve dinî ebedî başkenti olması tarihî bir gerçekliktir ve tarihin baştan yazılmasının mümkün olamayacağı cihetiyle de bu keyfiyetin değişmesi mümkün değildir.

Kudüs’ün İsrail Devleti’nin siyasî başkenti olması hususu ise dünyadaki güç dengelerinin değişmesiyle değişebilecek bir husustur.

İslam Konferansı Örgütü

Sn. Mahalli yazısında 21 Ağustos 1969’daki Mescid-i Aksa yangınına değiniyor. Ancak okurlarıyla yangını çıkaranın Avustralyalı Hıristiyan bir meczup olduğunu paylaşmıyor. Dolayısıyla konuya muttali olmayan okurları yangının Yahudiler tarafından çıkarıldığını zannedebilir ve onlara karşı nefret hisleriyle dolabilirler. Bu tür eksik bilgi vererek yapılan dezenformasyona İngilizce ‘Lying by omission’ deniyor. Sn. Mahalli El Aksa Camii yakıldığında (aslında yakılmaya çalışıldığında, zira yangın büyümeden söndürülmüştü) sesini çıkarmayan Müslüman ülkelerden dem vuruyor. Oysa meşhur İslam Konferansı Örgütü (bugünkü adıyla İslam İşbirliği Teşkilatı) 25 Eylül 1969 tarihinde tam da “El Aksa Camii’ni Yahudiler yaktı yalanı” bahane edilerek kurulmuştu…

İsrail Öcüsü

Sn. Mahalli, okurlarını ‘İsrail Öcüsü’yle korkutmak için 70 sene sonra İsrail’in nüfusunun 15 milyon olabileceğini, Nil’den Fırat’a bütün bölgeyi ele geçirebileceğini ve ‘Büyük İsrail’i kurabileceği safsatasını yaymaktan çekinmiyor. Bölgenin bugünkü yaklaşık Arap nüfusu (Irak 38 milyon, Suriye 18 Milyon, Ürdün 10 milyon, Lübnan 6 milyon ve Sina Yarımadası Mısır’ı 1,5 milyon, toplam 73,5 milyon! Varın bu nüfusun 70 sene sonra ne olabileceğini siz hesaplayın!

Biz palavrayı çok severiz

Bu açıdan, Sn. Mahalli’nin İsrail konusunda yaptığı dezenformasyon bağlamında Yeni Şafak gazetesinde yazdığı günlerdeki performansını yakaladığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Sn. Mahalli yazısını “Biz palavrayı çok severiz” ifadesiyle bitiriyor.

El-hak, kendisi bağlamında haklıdır!

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün