Ceviz Ağacı

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
14 Kasım 2018 Çarşamba

Günde kaç kitap yayınlanıyor, bilmiyorum. Sadece ilgi alanınıza girenleri bile seçmeye imkan yok. Dolayısıyla kitap alırken ya bir dost tavsiyesi, ya sevdiğiniz bir yazarın son seçkisi, ya da kritikleri okumak ortalama bir yöntemdir.

Bugün sözünü edeceğim yapıt, Solmaz Kâmuran’ın son kitabı olan ‘Ceviz Ağacı’. Soluksuz okudum ve bitmesini istemedim.

Yirminci yüzyıl başında Edirne’de geçen roman yetmiş yıl boyunca üç farklı kökenden -Ermeni, Yahudi, Müslüman- ailenin yaşadığı evin hikayesini konu ediniyor.

Fransa’dan köklerini aramaya gelen Garo, Terzi Beto ve ailesinin bir gecede evlerini terk edişi, Saliha Hanım’ın kırk yıl boyunca verdiği zorlu yaşam mücadelesi…

“Ceviz Ağacı aynı zamanda 20. Yüzyıl Türkiyesi’nin panoramik bir anlatımı. Ermeni Tehciri, Trakya Olayları, Varlık Vergisi, askeri darbeler, ekonomik krizler ve bunca çalkantı arasında savrulan insanlar, yarım kalan hayatlar…”

Ceviz Ağacı, yakın geçmişi müthiş bir kurguyla önümüze getiren bir kitap. Fransa’dan Edirne’ye, oradan da İstanbul’a uzanan bir yolculuk. Okurken bir bellek yolculuğuna çıkacağınızdan eminim.

↔↔↔

Pastırma yazının süre geldiği bu son zamanlarda şehir trafiğinden bir süreliğine kurtulmak istiyorsanız bir önerim var: Tekne / vapurla Boğaz seferleri. Biri Beşiktaş’ta Ada motorları iskelesinden saat başı kalkan ve bir buçuk saat süren seferler. Diğeri ise, gene Beşiktaş’ta, Kadıköy vapurlarının oradan kalkan ve altı saat süren Boğaz seferleri. Söz konusu sefer iki saat gittikten sonra, karşı sahilde üç saat mola veriyor. İster yürüyüş yapın, ister çay kahve için, ister deniz kenarında balık keyfi yapın.

Emin olun dönüşte kendinizi bambaşka hissedeceksiniz.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün