Du Bakali N’olecak?

Riva ŞALHON Köşe Yazısı
4 Nisan 2018 Çarşamba

Aziz Nesin’in meşhur bir hikâyesi vardır: Çay evindeki emekliler birbirlerine hep “Ne olacak bu memleketin hali?” diye sorarlar. Bıkıp usanmadan meseleleri tartışırken, bir işçi emeklisi onlara Necmiya adlı saf (salak da denebilir) Türk kızı ile Arap petrol zengini Ebul Fatık’ın hikâyesini anlatır.

Hikâyeye göre saf kızımız eve erkek getirip onunla beraber olmuştur. Necmiya başına gelenleri anlatırken Arap zengin koca da sinirinden çatlaya çatlaya yarım Türkçesi ile sürekli “Du bakali nolecak?” demektedir… Sonuçta koca “Nolecağını” anladığında iş işten geçmiştir. Kendi erkekliğine toz kondurmamak için:

“Amaaaaan Nacmiya, ban da muhim bişey zannettim. Du bakali n’olecak diye boşuna merak etmişim. Velakin hiç möhim değil” deyip konuyu geçiştirir.

Bu hikayeyi neden yazdım derseniz: hani biz her gün birbirimize hakkımızda toplanan data ile ne yapacaklar, bu kadar mahrem veriyi toplayıp da ne olacak diye soruyoruz ya… Hah, işte sizi meraktan kurtarmak için yazdım! “Velakin hiç möhim değil…”

Şaka bir yana, gerçekten big data karşısında Necmiya kadar safız. Big data, günlük yaşamımızda kullandığımız yüz milyonlarca e-posta, sosyal medya paylaşımları ve beğenileri, ağ günlükleri, fotoğraflar, bloglar ve videolar gibi verilerin bir araya getirilip bilimsel veya ticari amaçla analiz edilerek işlenebilir biçime dönüştürülmesine deniyor.

Facebook’un kullanıcı verilerini Cambridge Analytica’ya vermesi dünya tarihini değiştiren bir olay... Zuckerberg, ABD Başkanlık seçimlerini etkileyecek biçimde verilerin usulsüzce kullanımının önüne geçememekle ilgili suçlamalar üzerine özür diledi. Gazetelere tam sayfa ‘özür dileriz”  diyerek kurtulacağını zannetse de bu operasyon ile Amerika ve dünya siyasi tarihini değiştirdiler. Facebook, henüz ifşa etmese de akıllı telefonlardan elde edilen çılgın verilere de sahip. Telefonlarına Facebook uygulaması yükleyen kişilerin cep telefonu konuşmalarını ve kısa mesaj kayıtlarını tutabiliyor...

Konuyu biraz açalım: Meşhur Cambridge Analytica adlı şirketin CEO’su Nix’in ifşa olan telefon kayıtlarından anlaşıldığı üzere, bu şirket elindeki verilerle politikacıları tuzağa düşürmek, seçimleri etkilemek için insanları zor duruma çekmek ya da rüşvet vermek gibi ‘hizmetleri’ var. Ve bu verileri Facebook’tan sağlıyorlar. Trump’ın seçilmesi ve Brexit’in meydana gelmesi ile ilgili katkıları ile övünen ve Türkiye gibi seçim arifesindeki ülkelere de hizmet vermeyi isteyen siyasi veri analiz firması Cambridge Analytica’nın CEO’su Nix, ofisini arka kapıdan terk etmiş durumda.

Trump’ın kampanyalarını da yürüten Cambridge Analytica’nın, Facebook’tan 50 milyon kişinin verilerini çaldığının ortaya çıkmasının ardından, Facebook borsada milyarlarca dolar para kaybetti, İngiliz ve Amerikan yasa yapıcılar inceleme başlattılar. Pek çok soruşturma açıldı ve yeni bir sosyal hareket başladı: #DeleteFacebook.

Verilerin değerini ancak bir anlam yükleyenler anlayabiliyor. Bizim önemsemediğimiz her veri aslında siyaset bilimi araştırmacıları tarafından davranış biçimi tahmininde kullanılıyor.

Big Data, en apolitik bireyin bile hayatını alt üst edecek kadar güçlü bir silah. Bu yüzden ‘bana dokunmuyor’ diye düşünmeyin. Ve lakin Möhim!...