Davos 2023´te mümkün olanın arayışı

Prof. Dr. Sema KALAYCIOĞLU Dünya
25 Ocak 2023 Çarşamba

Her yıl Davos’ta toplanan Dünya Ekonomik Forumu (DEF), davetle toplanan bir organizasyon. İlk olarak, 1971 yılında Avrupa Yönetim Forumu olarak toplanmış. Ama zirvelerden aşağı bakıp, temiz hava soluyarak yönetim sorunlarını konuşmak zevkli olduğu için 1987’den itibaren çeperini DEF olarak genişletmiş. Bu yıl DEF 16-20 Ocak arasında yine toplandı. Bu yılki toplantının öncekilerden farkı ve yeni bir öngörüsü var mıydı? Bakalım... Davos gündemi, 2020 ve özellikle 2021’de, pandemiyle sarsılan dünya ekonomisinin gölgesindeydi. 193 ülkenin siyasileri, Avrupa Birliği (AB), Birleşmiş Milletler (BM), IMF, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi uluslararası kuruluşlar, sanayi devi özel şirketler ve sivil toplum kuruluşları, yine toplanmıştı. Çin’in tamamen dünyaya kapandığı bir dönemde bozulan arz zincirlerinin etkilediği küresel ekonomiyi kayalara çarptırmadan su üzerinde nasıl tutacaklarını ve en altta kalan ülkelere nasıl acil sağlık yardımı, gıda ve aşı yetiştirecekleri konuşuldu. İklim değişikliği elbette hak ettiği gibi tartışıldı. O zamandan sonra durgunluk tehdidiyle el ele yürüyen enflasyonist bir dünya düzenine geçtik. Salgının etkisi 2022’de hafiflerken, güçlü bir ekonomik sörf dalgası yakalanıp, yakalanamayacağı konuşulmaya başlandı. Henüz Rusya-Ukrayna Savaşı başlamamıştı. Ama beterin beteri işte 24 Şubat 2022 sonrasında geldi. Dünya salgından beter bir enerji ve gıda tehdidi ile karşılaştı. Ne zaman sona ereceği ve nerelere sıçrayabileceği bilinmeyen savaşın soğuk rüzgârı, yeniden Avrupa’nın kapısına dayanınca hevesler kursakta kaldı. Bu nedenle savaş, 2023 DEF gündemini esir aldı. Enerji, gıda ve sınır güvenliği konuları diğer konuların önüne geçti. Yeni bir mülteci ve göç dalgasının deprem değeri de büyük oldu.

Tereyağı yerine yeniden daha fazla tank üretmek

Bu yılın DEF teması ‘Parçalanmış bir Dünyada İş Birliği /Cooperation in a Fragmented World’ olarak seçildi. Davos 2023 aslında yine biraz “dostlar alışverişte görsün” havasındaydı. Koşullara kelepçelenmiş Batı Avrupa’nın, Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltma çırpınışı, yeni iş birliği kapılarını araladı. Ama eğer artık Almanya enerji ihtiyacının neredeyse tamamını Norveç ve Hollanda’dan temin edebiliyorsa, daha önce neden bunu denemedi? Zirvede, “sürdürülemez enerji politikaları” söylemleri yine revaçtaydı. Bu fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye hızla geçilmesi demek. Batı Avrupa’nın, güneş ve rüzgâr enerjisini etkinlikle kullandığı kuşkusuz. Ama kömür ocaklarını açma girişimleri de var. Bu nedenle genç iklim aktivisti Greta Thunberg yine başroldeydi. Hatta karga tulumba gözaltına bile alındı. Tabii ülkesi İsveç’in kuzey kutup bölgesindeki fosfor ve demir ocaklarıyla yerli halk Samilere (Eskimo) büyük bir zarar verdiği iddia ediliyor[1]. Ukrayna-Rusya Savaşı devam ettikçe, sürdürülebilir enerjiye geçiş hedeflerinin yakalanabilmesi zor. Kaldı ki, hem Avrupa, hem de ABD, Ukrayna bahanesi ile savunma sanayii üretimini arttırıyor. Bu doğudan yükselen Çin tehdidine ve saman altından yürüyen Çin-Rusya iş birliğine karşı da önlem. O halde 2023’ün birinci gündemi, ortak savunma stratejileri, Rusya’yı durdurmak, zor zamanlarda enerji tasarrufu ve iş birliği oldu. Şimdi biraz geriye dönüp bakalım. AB uzun yıllar, tarım korumacılığı ile başta süt ürünleri olmak üzere pek çok tarım ürününde arz fazlası yaratmıştı. Biz 1980’li yıllarda hala “tereyağ dağları ve süt göllerinden” söz eder, bu fazlaların neden açlık çeken ülkelere verilmediğini sorgulardık. Oysa şimdi bir taraftan azalan tarım teşvikleri nedeniyle o fazlalar eridi. Diğer taraftan da savaş konjonktürünün etkisiyle Almanya, Fransa ve İngiltere, Ukrayna’ya silah yetiştireceğiz bahanesiyle savunma sanayi dallarına daha fazla kaynak aktarmaya başladı. Üstelik sadece Ukrayna’ya değil, dünyanın başka çatışma bölgelerine bunları satıyor. Ne de olsa gıda yardımı yerine silah satarak, açlar yerine, kana susamış ilahları beslemek daha kârlı. Düne kadar 50 bin kişilik sembolik bir savunma gücü yaratmayı uzun uzun konuşup, bir türlü hayata geçiremeyen AB ülkeleri, şimdi birbirleri ile silahlanma yarışına girer ve ulusal ordularını güçlendirirlerse ona da şaşmam. Açıkçası “parçalanmış dünya” silahlanmayla daha da parçalanma riski taşıyor.

Ilımlı İyimserlik ve Temkin” Telkini

Artan hammadde fiyatları nedeniyle hortlayan enflasyon henüz gemlenebilmiş değil. Merkez bankaları faiz silahını kullanarak makroekonomik istikrarı sağlama yarışında. İşte orada bir iş birliği için söz birliği var. Temel gıda maddelerinde de Rusya ve Ukrayna’ya bağımlı olduğunu daha açık olarak gördüğümüz dünya için çözüm, savaş alanlarında yeniden dikim, ekim ve hasadın yeniden başlamasına,  gıda koridorunun açık tutulmasına bağlı ise, her an kıtlığa, kıtlık; açlığa da yeni açlık eklenebilir. Açlık baş gösterirse aşk bacadan kaçar ya! İşte bu rekabetin devamı için yeterli bir zemin. Savunmaya aktarılan kaynaklardan öte, kurak yazlar, kar, yağmur yağmayan kışlar ve kuraklık, beklenmedik seller, orman yangınları gıda güvenliği için beş tehdit. Sağduyu galip gelmezse insanı insana daha fazla düşürecek o kadar neden var ki! Ama yine de küresel rekabet yerine iş birliği, DEF’nin 2023 hedefi. Pekiyi iş birliği potansiyeli nerede var? Şimdilik, iş birliği, Rusya’ya ve İran’a, uyuşturucu ticaretini denetlemek için Afganistan’a, Pakistan’a ve yeniden açılma hazırlığı yapan Çin’e karşı ortak cephe oluşturmak için. Ya sonra? Gelinen kritik kavşakta yeni bir jeopolitik yaklaşım belirleyebileceklerini umuyorlar.

Davos 2023, ayın 20’sinde sona erdiğinde birçok siyasi, zamanın hızla akıp gittiğini ve acil önlem alınması gerektiğini söyledi. ‘-Meli, -malı’ edebiyatı bir yana, karı-koca Zelensky’ler, zirvede sıcak bir aile tablosu sergileyerek, Ukrayna’ya daha fazla destek, sıcak savaşın tahribatına karşı ivedi yardım istediler. Davos müdavimleri, küresel ısınma nedeniyle artan enerji baskısı karşısında çözümü yine teknolojiden beklediklerini açıklarken, üzerinde anlaştıkları en dişe dokunur öneri, siber güvenlik konusunda acil teknolojik iş birliği oldu. Yerine getirilmesi zor sözlere karşılık, en önemli ortak cephe, sanal tehdide karşı olacak. Davos 2023 ‘ılımlı bir iyimserlikle’ sona erdiğinde, havada iyimserlikten çok, ihtiyatlı ve teyakkuz halinde olma kokusu kaldı.  


[1] “Arctic Swedish mine poses threat to indigenous Sami” (20 January, 2023), euobserver, https://euobserver.com/nordics/156623?utm_source=euobs&utm_medium=email

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün