Edirne’de tarihi konser

Edirne Sinagogunda Klarnet tınıları göğe yükseldi…

TUNA SAYLAĞ Toplum
18 Mayıs 2016 Çarşamba

15 Mayıs akşamı, Edirne Büyük Sinagogu iki büyük klarnet virtüözünün müzik şölenine sahne oldu. Dünyaca ünlü Klezmer ustası Giora Feidman ile Türkiye’nin önde gelen müzisyenlerinden Serkan Çağrı, verdikleri konser ve paylaştıkları kardeşlik mesajları ile konukların gönüllerini fethettiler.

 

Konser öncesi Edirne gezisi

Vakıflar Haftası çerçevesinde, Türk Yahudi Cemaati ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen konser öncesinde, ili gezmek isteyenler unutulmadı ve onlar için özel bir Edirne turu düzenlendi. Pazar sabahı İstanbul’dan ilk otobüs ile Edirne’ye ulaşanlar, profesyonel rehber eşliğinde şehrin en eski tarihi mekânlarından olan Selimiye Camii ile Yıldırım Beyazıt Külliyesini ziyaret ettiler. Daha Edirne’ye girmeden uzaktan tüm azametiyle göze çarpan Mimar Sinan’ın ustalık devri eseri Selimiye Camii, zarif minareleri, kubbeleri, avlusu ve daha çok İznik çinilerinden oluşan iç süslemeleri ile görülmeye değerdi. Özellikle camii içindeki ‘ters duran lale’nin hikâyesi herkesin ilgisini çekti.

Öğle yemeği molasından sonra konukların bir bölümü Edirne’nin anılarla dolu sokaklarında dolaşıp özlem gidermeyi tercih ederken bir bölümü de Yıldırım Beyazıt Külliyesini gezdi. II. Beyazıt tarafından yaptırılan kompleksin içinde bulunan ve son derece ilginç mekân olan Edirne Sağlık Müzesi, o devirde hastane (darüşşifa) olarak işlev görüyordu. Müzenin içinde bulunan poliklinik, kiler, ameliyathane, özel diyet mutfağı, akıl hastaları tecrit odası, doğum odası, mutfak, çamaşırhane gibi bölümler aslına uygun bir şekilde dekore edilerek ve mankenlerin de kullanılmasıyla 15. yüzyıl tıp eğitimi canlandırılmış. Önerilen tedavi metotları, bitkisel reçeteler ve sağlıklı yaşam tavsiyelerinin, bugün de geçerliliğini koruduğunu gördük.

İstikamet Edirne Sinagogu

Şüphesiz ki, bu sinagogun Edirneli Yahudiler için anlamı çok farklı. Yıllar sonra bir harabeden değerli bir mücevhere dönüşen bu mekân, insanı mutlulukla hüzün arasında gidip gelen bir duygu seline sürüklüyor.

Saat 18.00’e doğru sinagog yavaş yavaş dolmaya başladı. Burayı ilk kez ziyaret edenler etrafı gezip fotoğraf çekerken konukların bir bölümü bahçede oturdu. Verilen kokteylin ardından herkes sinagogdaki yerini aldı.

Konsere Edirne Valisi Mehmet Tekinarslan, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Edirne Emniyet Müdürü Adnan Erdoğan, Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren, Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh, İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen, eski bakanlardan Bülent Akarcalı, yabancı misyon temsilcileri, sponsorlar ve davetliler katıldı.

Gece, Türk Yahudi Cemaati Başkan Yardımcısı Moris Levi’nin konukları selamlaması ve davete icap edemeyen Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun mektuplarını; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in mesajlarının okumasıyla başladı.

Daha sonra sözü Edirne Büyük Sinagogu Platformu Başkanı Silvyo Ovadya aldı. Ovadya, “Son günlerde ülkemizin güneydoğusunda tüm güvenlik güçlerimiz ve görevlilerimiz ülkemizi korumak için amansız bir mücadele içindeyken, vermiş olduğumuz şehitler bizleri derinden üzmektedir” dedi ve konser gelirinin bir kısmının Polis Teşkilatı Güçlendirme Vakfına bağışlanacağını belirtti. İki ünlü klarnetçiyi Edirne’de ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu vurgulayan Ovadya ayrıca, gecenin gerçekleşmesinde önemli rol oynayan Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren’e ve tüm güvenlik görevlileri ile emniyet teşkilatına özellikle teşekkür etti.

Etkinliğin gerçekleşmesinde önemli rol oynayan Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de konuşmasında, “Mekânlar bir şehir için çok önemlidir. Sinagogun restorasyonu tamamlanınca Edirne’ye ilgi arttı. Yani yapılan işten müspet sonuçlar çıktı. Bu mekân olmasaydı biz bu iki sanatçıyı Edirne’de dinleyemezdik. Buradan başka bir konuya atıf yapmak istiyorum. Ülkeye kast edenler Diyarbakır- Sur’daki yapıları yakıp yıktılar. İki kilise ve birçok camii harap oldu. Bu yerler en kısa zamanda onarılacak” dedi.

Ve Klezmerin ruhunun ruhumuza, klarnetin çağrısının yüreğimize değdiği anlar…

Konuşmalar sona erince sahneyi Serkan Çağrı ve arkadaşları aldı. Oldukça heyecanlı gözüken sanatçı, “Çok duyguluyum. İlhamımı aldığım topraklara geldim. Eski mahalle ruhunun yaşandığı buralara hep gelirdim. Çok şükür ki bu mekân ruhuna kavuştu ve hepimiz içindeyiz. Bizi birleştiren müzik!” dedi.

Çağrı sözlerine bir anısını aktararak devam etti: “2005’te CRR’de Giora Feidman konseri olduğunu duyunca kendisiyle tanışmak istedim. Ama o, bir süre önce çıkan albümümü dinlediğini ve beni tanıdığını söyledi. Performansı sırasında, “Şimdi buraya gelecek olan genç adam, benim klarnette ulaşmak istediğim noktadan başladı” diyerek beni sahneye davet etti. Giora Feidman’ın Edirne’de bulunması hepimiz için tarihi bir an…”

Konser, Serkan Çağrı’nın klarnetinden üflediği lirik nağmelerle başladı. Sanatçı, birbirinden güzel melodilerle enstrümanını bir ağlatıp bir güldürürken, bizleri de peşinden sürükledi. Özellikle ‘Havva Nagila’ şarkısı tüm seyircileri coşturdu. Yaklaşık bir saat kadar sahnede kalan Çağrı ve arkadaşları, yerlerini maestro Giora Feidman ve grubuna bıraktı.

Ve nefesler tutuldu… Sinagogun o mistik atmosferinin yarattığı huşu içinde Feidman, tek başına, nefesinde Yahudi dinine ait bir melodi, ağır ağır sahneye (ehal) yürüdü ve kısa bir süre seyirciye dönük kalarak adeta duasını tamamladı. Gerçekten bir film sahnesi gibiydi. Yüzünü konuklara çevirdiğinde ise salon alkıştan yıkılıyordu. Yahudi müziğinin dünyadaki bu bir numaralı icracısının seslendirdiği her melodi (Yeruşalayim shel zahav, Avram Avinu,…), klarnetinden çıkan her hıçkırık ve kahkaha kalbimize işledi. Bazen kalkıp hora tepmek, bazense yitirdiklerimize, acılarımıza ağıt yakmak istedik. Ama en büyük sürprizi maestronun enstrümanından İstiklal Marşımızın notaları dökülmeye başlayınca yaşadık. Alkışların dinmesinden sonra büyük usta şunları söyledi: “Bu sinagogda olmak benim için bir mucize, değeri ölçülemez. Size barış dileklerimi iletiyorum. Sevgi ve birliğin anlamı çok büyük. Yahudi, Müslüman, Hıristiyan hep birlikte Türkiye’de, bir sinagogda bir aradayız. Ben de bu topluluğun bir ferdiyim ve burada hayatımın en önemli anlarından birini yaşıyorum.”

Konserin sonlarına doğru Giora Feidman, Serkan Çağrı’yı sahneye çağırdı. Çağrı, ustasına ‘dede’ diye hitap edince, iki sanatçının arasında gelişen dede-torun muhabbeti herkesi güldürdü. Birlikte, ‘Tren Gelir Hoş Gelir’, ‘Efem’ gibi Türk ezgilerini seslendirdiler. Bir ara, Feidman’ın isteği üzerine hanım seyirciler icra edilen şarkıya katılınca maestro, “Galiba cennetteyim” diyerek kadınların gönlünü okşadı. Konser, ikilinin birlikte seslendirdikleri ‘Katibim’ şarkısı ile alkışlar içerisinde sona erdi. Giora Feidman, yine geldiği gibi seyircilerin arasından geçerek ve klarnetinden aynı duayı üfleyerek yavaş yavaş kapıya doğru uzaklaştı.

Feidman’ın giriş ve çıkışı arasındaki kısa zaman diliminde bu dünyadan, dertlerinden soyutlanarak, herkesin birbirini sevdiği, incitmediği bir başka boyuta ışınlandığımı hissettim. Tebessüm eden yüzlerden duygularımda yalnız olmadığımı da anladım.

Gece, sinagogun bahçesinde ikram edilen yemek ile sona erdi.

Bu özel anları yaşamamıza vesile olan herkese sonsuz teşekkürler!