Bu yaz İtalya sahillerine şans verin!

Her yaz aynı yerlere gitmekten sıkılanlardan; Çeşme ve Bodrum ‘beach’lerinde yer bulmak için erkenden kalkıp tatilde dinlenmeyi unutanlardan veya “Kate Moss’a Bodrum’da 7 bin TL hesap geldi!” haberi ile beraber tatil rotalarını ve hesaplarını sorgulamaya başlayanlardansanız bu yazı sizin için!

Yaşam
29 Temmuz 2015 Çarşamba

Sandra Franko

Türkiye’nin güneyinin inci gibi sahilleri ve dillere destan bir denizinin olduğu, dünyanın hiç bir yerinde de kolay kolay bulunamayacağı aşikâr.  Yine de aynı bütçe ile bu sefer daha farklı bir tatil yapmak istiyorsanız İtalya’da yer alan Amalfi kıyısı görülmeye değer!

Amalfi tatilinizin bütçesi; ucuz bir uçak biletini, araba kirasını, benzini, kiralayacağınız oldukça güzel evleri ve leziz İtalyan menülerini hesaba kattığınızda bile standart bir Bodrum tatili ile başa baş çıkacak. Her şey dâhil kişi başı 2500 TL ile 6 gece 7 gün geçirmeniz mümkün.


Rota hesaplandı!

Amalfi kıyılarını gezmek için ilk tercihiniz Napoli Havaalanına inmek olmalı. Hem sefer saatleri, hem fiyatı uygun olan bir uçak bulamıyorsanız Roma’ya inmek ikinci opsiyonunuz olabilir.

Gezinizi planlarken, uçak biletlerini aldıktan sonra ilk iş olarak hangi şehirleri, kasabaları gezeceğinizi ve nerelerde kalacağınızı belirleyin.

  Seçim yapın: Son yıllarda popülerliğine popülerlik katan Amalfi, baş şehri Napoli olan Campania Özerk Bölgesinin sahil şeridi.  Ve bu şeritte gezmek isteyeceğiniz, irili ufaklı birçok kasaba bulunuyor.

Salerno ile Sorrento illeri arasında yaklaşık 55 kilometrelik sahil boyunca Vietri Sul Mare, Maiori, Minori, Ravello, Atrani, Amalfi, Conca Dei Marini, Praiano ve Positano kasabaları yer alıyor. Gelmişken, “Çok yakınız, Capri Adasına da bir uğrasaydık” ve “Napoli’de bir pizza yemeden mi dönelim” diyecekseniz; gideceğiniz yerler iki elin parmaklarını bile geçtiğinden aralarında seçim yapmanız şart.

Birbirinden güzel bu kasabalar arasından bölgeye adını veren Amalfi, bizim ne yazık ki gidemediğimiz fakat çok methedilen Ravello, rüyalarınızda bile göremeyeceğiniz güzellikteki kasaba Positano, İtalyan giyim – kuşamına ve markalarına verilen primi anlayabileceğiniz, içinizin açılacağı Capri Adası rotanızın olmazsa olmazları olsun.

 Her gün başka bir kasabada kalma fikrinden yol yakınken vazgeçin: Zaten az zamanda çok iş başarmaya çalışıyorsunuz. Kasaba kasaba gezmek, denizin tadını çıkarmak öncelik vereceğiniz aktiviteler olsun. Valiz açma – valiz yapma, otele yerleşme gibi işleri minimumda tutmakta fayda var.

  Her 55 kilometre 1 saat sürmez: Yola, dört günde yapmak istediğimiz mesafenin 55 kilometre olmasına güvenerek çıktık. Her gündüz bir kasabada denize girip, farklı bir kasabada akşamımızı geçirmeyi planladık. Ancak uçurumun kenarındaki dik yamaçlar, daracık ve sürekli dikkat gerektiren yollar… Virajlardan ötürü sollamanın güç olması; kısa mesafelerin uzun sürelerde gidilmesine sebebiyet veriyor.

Önerim; kalmak için sahil şeridini ortalayacak bir kasaba seçmeniz ve ardından diğer kasabaları görmek için bazı günler doğuya, bazı günler batıya doğru yol almanız. Yine de belirtmekte fayda var: En uygun fiyatlar, rotanızın en doğusunda yer alan Salerno’da. Positano’da ise fiyatlar diğer kasabalara göre bir hayli yüksek.


İtalya’yı İtalyanca müzik ve bir İtalyan arabası eşliğinde gezin!

Gezilmesi önerilen kasaba ve şehirlerden de anlaşılabileceği gibi, bu bölgede keyifli bir tatilin hakkını verebilmek için, sadece güneşlenip denize girmek yeterli değil! Amalfi kıyılarını karış karış gezdim diyebilmek için yolda da zaman geçirmeyi göze almanız gerekiyor.

Biz, Roma Fiumicino Havaalanına indikten sonra “Oraya da gidelim, burayı da görmeden olmaz!” derken yedi günde yaklaşık 700 kilometre yol yaptık. Yine de gözünüz korkmasın, çünkü geçeceğiniz yollar, güzelliği ile aklınıza kazınacak. Daracık ve virajlı bir yol düşünün. Bir yanınızda dimdik bir uçurum; kayalıkların hemen altında ise, birbirinden güzel koylar ve lacivert bir deniz uzanıyor. Diğer yanınızda bir dağ, zirveye kadar yeşil- sarı limon bahçeleri var. Gökyüzü masmavi... Göz alabildiğine yeşillerin ortasında yol alırken karşı tarafınızda renkli evleri, kubbelerine hayran kalacağınız kiliseleri ile küçük bir İtalyan kasabasını görüyorsunuz. Yol aldıkça kendinizi bir İtalyan filminde hissedeceksiniz. İtalyan klasiklerinden bir Fiat 500 kiralayıp, bir de İtalyanca ‘playlist’ yaparsanız,  neredeyse kendi filminizi bile çekebilirsiniz!

Filminizin konusu ise ‘kaybolmak’ olabilir. Zira tabelalar karışık ve İngilizce yol soracak insan kolay bulunmuyor. Bu film konusunu beğenmediyseniz; araba kiralarken GPS de kiralayabilir veya telefonunuzda kullandığınız harita ile (İnternetiniz varken haritanızı tüm yollarını; detayları ile görebilecek şekilde büyütmeniz ve kaydetmeniz gerekiyor.) internet kullanmadan GPS özelliği ile yolunuzu bulabilirsiniz.

Geziniz için illa araba kiralamak zorunda değilsiniz. Bu kasabalar arasında gezebileceğiniz otobüs ve tekne seferleri de mevcut. Eğer araba kiralayacaksanız; dar yollarda rahatça gezebilmek için ufak bir araba kiralamaya özen gösterin. Capri Adasına giderken arabanızı Sorrento’ya bırakıp, bineceğiniz deniz otobüsü ile 20 dakikada Capri’de olabilirsiniz.


Peki, ya deniz?

Yazının başında da söylemiştim; isterse Akdeniz kıyısı olsun; bizim ülkemizin dillere destan denizini başka yerde bulmak zor. Zira denize gireceğiniz yerler ya kayalık ya taşlık... Yine de Amalfi sahilinin güzelliklerini görmek için gitmeye değer! Yukarıda saydığım kasabaların hepsinde denize girebileceğiniz plajlar mevcut! Plajlar genelde ücretsiz fakat şezlong ve şemsiyeler plajların hemen arkasındaki cafe’ler tarafından ücretli olarak veriliyor.

■ Amalfi sahilinin en uzun plajı Maiori’de yer alıyor.

■ Amalfi’de Fiordo isimli harika görünümlü bir plajda kayalıkların arasında denize girebilirsiniz.

■ Vietri Sul Mare’de; plajda keyifli ve sakin bir gün geçirebilirsiniz.

■ Positano’da kasabanın yukarı kısımlarında kalırsanız, deniz kıyısında yer plajlara inmek için yüzlerce basamak inmeniz ve ardından da indiğiniz basamakları çıkmanız gerekiyor. Ama yediklerimi eriteceğim derseniz, neden olmasın…

■ Capri’de adını denizdeki iki kayalıktan alan Faragioni bölgesinde La Fontelina Plajına gidebilirsiniz.  Baştan uyaralım. Her ne kadar popüler bir plaj olsa da, kayalık bir bölüm olduğu için denize giriş o kadar da keyifli değil.

■ Yine Capri’de belirli aralıklarla merkezden kalkan teknelerle gidebileceğiniz Bagni di Tiberio Plajını veya Marina Picola’daki Bagni Internazionali’yi de tercih edebilirsiniz.             


Biraz da kültürel gezi yapsaydık?

● Gittiği yeri tanımak için yediğiyle, içtiğiyle, insanlarıyla yetinmeyenler; Amalfi’nin meşhur katedrali St. Andrea’yı ziyaret edebilirler.

● Ravello’da eskiden özel mülk olup sonradan müzeye dönüştürülen Villa Rufolo bahçelerini gezebilirler. Hatta eğer denk gelirlerse ve önceden ayarlarlarsa Villa Rufolo bahçelerinde; her yıl burayı zamanında ziyaret etmiş olan Wagner’in anısına yapılan klasik müzik festivaline de katılabilirler.

● Capri’de, bir deniz mağarası olan Grotta Azura’yı ziyaret edebilirler. Buranın özelliği güneş ışığının denizin altındaki bir oyuktan içeri girerek mağarada suyun üzerine çıkması ve mavi ışıkları ile etrafı aydınlatması. Deyim yerindeyse; görsel bir şölen!

● Eğer yetmediyse; sizi Vezüv Yanardağının korkunç patlamasının ardından yaklaşık 1700 yıl boyunca kayıp durumda olan ve 1748 yılında tesadüfen yeniden keşfedilen, antik Roma kenti Pompeii’e doğru alalım. Pompeii günümüzde UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde ve İtalya’nın en popüler turistik merkezlerinden biri.

 

“Gezdiğin gördüğün sana kalsın; yediğin, içtiğini anlat!” derseniz...

İtalya’dasınız! Tabii ki makarna, pizza ve şarap masanızın vazgeçilmezleri, hayal bile edemeyeceğiniz onlarca çeşidi ile dondurma ise tatilinizin gözdesi olacak. Ancak, bu bölgenin yemekleri için söylenecek çok daha fazla şey var.

Sabah kahvaltıları: İtalyanların sabah kahvaltılarına pek önem vermediğini anladığımız andan itibaren, süpermarketten kendi alışverişimizi yapmak suretiyle, onlarca çeşit İtalyan peynir ve salamının yanına ünlü İtalyan ekmekleri, paninilerden alarak kendi kahvaltımızı kendimiz hazırlamaya başladık! Tabii ki bir İtalyan markası olan Nutella, Amalfi tatilimizde de sofranın yıldızıydı.

Salerno Mozarellası: Ünlü İtalyan peyniri ‘Mozarella’yı sevenlerdenseniz, cennettesiniz demektir. Zira Campania bölgesi; özellikle de Salerno tarihte ilk defa İtalyan buffalo sütünden mozarella üretimine başlanan şehir. Salerno’da veya Salerno yakınlarındaysanız, yemekten önce mutlaka başlangıç olarak Caprese sipariş edin. Ana yemek olarak da mozarellalı pizza ve makarnalara şans vermeyi unutmayın.

Amalfi limonu: “Limon mu yiyeceğiz?” deyip burun kıvırmayın! Amalfi kıyısı, gezerken de göreceğiniz limon bahçeleri ve tabii ki o bahçelerin limonları ile ünlü! Meşhur İtalyan likörü Limoncello da burada yetişen limonlardan üretiliyor. İtalya’da yemeklerden sonra sindirimi kolaylaştırmak amacıyla içilen Limoncello’nun alkol oranı yüzde 35’lerde! Eğer bu rakam sizi korkuttuysa; sizi menünün limon soslu makarna ve tatlılarının yazdığı sayfalara doğru alalım!

Gnocchi Alla Sorrentina: Bilmeyenler için söyleyelim, gnocchi; patates ve makarna hamurundan yapılan; makarnaya benzeyen bir İtalyan yemeğidir. Eğer gnocchi sevenlerdenseniz; karışık domates sosu, taze fesleğen yaprakları ve buffalo mozzarellası ile fırında pişirilen Sorrento usulü ‘gnocchi’yi tatmadan dönmeyin derim.

En güzel yemeklerin yanı sıra yemek yenilecek en iyi yerleri merak ediyorsanız; tatilimiz boyunca bize rehberlik yapmış Rakel Bensusan’ın not defterinin yıldızlı restoranları ise; Positano’da La Sirenuse Oteli’nin içinde La Sponda; Capri’de Da Paolino ve Il Riccio.

Demem o ki; yemekleri, manzarası ve renkli kasabaları ile Amalfi kıyıları mutlaka yaz tatili planlarına dâhil edilmesi gereken destinasyonlardan bir tanesi!