Yolcularına kafir deyip, müşteri memnuniyeti hedefleyen marka

Riva HAYİM Köşe Yazısı 0 yorum
7 Mayıs 2015 Perşembe

Başta Pegasus’un şu tatsız bulmaca haberini duyunca “Boş ver” dedim. Gündelik hayatta da çok karşılaşıyoruz zaten. Evet, nefret söylemi ve ötekileştirmeden bahsediyorum. Ne zaman tatsız bir sözle karşılaşsam, rahatsızlığımı dile getirmeye çalışıyorum. Çoğu zaman karşımdaki farkında da olmayabiliyor. “Özür dilerim” diyor… “Kusura bakma, bilmiyordum.

Sonuçta insanız. Olur böyle şeyler… Önemli olan, karşındakini kırdıktan sonra nasıl davrandığın.

Ama büyük firmalar insan değil. Adı üstünde: Firma. Milyon dolarlık iletişim stratejileri, onay mekanizmaları, değerleri ve şirket kültürleri var.

Telekom şirketlerini ele alalım mesela. Her bayramda  “Yüzde 1 de kim? Basalım müşterinin özel hattına bayram mesajını, müşterimin inancı benim tahmin ettiğimdir” diye hareket edeni çok. “Boş verin onları” kararını kim alıyor hakikaten? Kontrol mekanizması yok mu? Peki, müşteri memnuniyetinde iddialı olan bu şirketler nerede hata yapıyorlar? Hakikaten markalar azınlıkların, ötekinin inancına yaşayışına ne kadar saygılı?  

Türkiye Kalite Derneği KALDER’in ödül dağıttığı firmaların değerlendirmelerinde toplumun bir kesiminin inanç, köken, cinsel tercih ve/veya kültürüne saygı kriteri var mı bilmiyorum. Eğer yoksa bu mesajım onlara da gitsin.

Bir gün “Şu mesajlara aşırı tepki veriyorsun” diyen bir arkadaşıma “Hayır, ben de onların müşterileriyim, Türkiye vatandaşıyım. Ben gönderilen mesaja değil, beni yok saymalarına tepki veriyorum” demiştim... Hâlâ da dediğimin arkasındayım.  Yüzde 1’i yok sayma bir şirket kararıdır.

Neyse... Konumuz bu değil…

Konumuz Pegasus...

Bilmeyenler olabilir, hatırlatalım. Pegasus Havayollarının uçaklarda ücretsiz dağıttığı Pegasus Magazine'nin Mayıs 2015 tarihli bulmaca bölümünde bir soru var. Soru: Gayrimüslimlere verilen ad?  Sorunun tatsız bir de cevabı var: 5 harfli… Soldan sağa yazıyoruz: KAFİR.

Kâfirin sözlükteki göze çarpan ilk anlamları Allah’a inanmayan, acımasız-zalim kimse… Yani kimse çocuğunun başını okşayıp kâfir diye sevmez. Öyle çirkin bir söz işte.

Pegasus’a kızgınım.

Bu bulmacayı yapana değil…

Pegasus’un içeriği kendi onay mekanizmasından geçirmesine de değil…

Bunca tepkiden sonra ısrarla SESSİZ KALMALARI’na kırgınım.

Kendilerine kırgın olmakta ve kızmakta haklılığım, sessiz kaldıkları her gün gittikçe güçleniyor.

Ortada bir sorun var... Genel bir sorun. 

Sorun aslında iki aşamalı. Basit bir hata. Yani ırkçının biri (filtresinden geçmiş) o çirkin bulmacayı hazırlamış, yine dikkatsiz biri (onun da filtresi yok) farkında olmadan dergi içeriğini onaylamış ve bulmaca basılmış…

Ne yani okumadan mı basılıyor o dergi?

Olabilir, gözden kaçmış olabilir. İnsanlık hali…

Buraya kadar insan hatası veya dikkatsizlik var. Bulmaca dışarıdan gelmiş. Eski pazarlamacı olarak, kendi markaları adına çıkardıkları derginin içeriğini kontrol etmeden onaylama gibi bir ihtimalleri olduğunu düşünmüyorum. Olayın ihalesini de kontrolü yapmakla görevli çalışana yıkmak ise işin kolayına kaçmak olur. Bulmaca dışarıdan geldi açıklaması ise yakışıksız olmuş.

Beni kızdıran asıl ikinci aşama. Yani Pegasus’un azınlık cemaatlerinden tepki gelmesine, bu tatsızlığın gazetelerde haber olmasına rağmen sessiz kalmayı “tercih” etmesi.

Zaten asıl sorun bulmacanın yayınlanması değil artık, “Sessiz kalalım çok da mühim değildir” kararının alınması. Karar diyorum, çünkü hiçbir mesuliyet almayıp, susmak da bir karardır.

Susmak bu söylemi sahiplenmektir.

Sinsiliktir susmak.

Susmak, ayrımcılığa yol açmaktır.

Susmak topluma ve diğer markalara “Ben yanlışlıkla da olsa kâfir dedim kendilerinden de özür dilemedim, siz de kâfir diyebilirsiniz önünüz açık” mesajını vermektir. (Bulmacayı hazırlayan içerik sağlayıcısının sessiz kaldığı da biliniyor).

Susmak Pegasus yönetiminin ayıbıdır, bulmacayı hazırlayanın değil.

Susan parçası olur.

Susma kararı alan, sessiz kalalım tavsiyesinde bulunan, yüzde 1’in çığlığını ısrarla duymayan zihniyetin böyle bir kuruluşta barınması ise benim hayal kırıklığım.

Müşteri memnuniyeti, yolcularına kâfir demekten veya hiçbir mesuliyet almadan bu söyleme aracı olmaktan da geçmez.

Müşteri memnuniyeti karşındakini yok sayıp, özel hattına mesaj atarak da olmaz.

Bilerek susanlar…

Bilerek yok sayanlar…

O bulmacanın parçasısınız...

Bilin istedim.

Söyleyeceklerim bu kadar.

İmza: Yüzde 1 

1 Yorum