Anneler Günü’nün ardından: Bir çift laf…

Anet PASE Toplum
14 Mayıs 2014 Çarşamba

Bir Anneler Günü daha yaşadık. Televizyon kanallarında reklam bombardımanı, köşe yazarları, afişler, kermesler ve hediye fuarları, cep telefonlarına gelen ardı arkası kesilmeyen mesajlar… Tüketim çağına yakışan bir kutlama. Pazar sabahı rezervasyonları. Lokantalar,  kahvaltı sofraları dolu. Pahalı hediye alamayan buruk, elinde bir çiçek el öpmeye gidenler.

Niye bunları yazıyorum ki. Herkes bilmiyor mu? Niye tekrarlıyorum ki. Halbuki bir çift sözüm vardı; anne adaylarına, genç annelere, anneannelere, torunlarının çocuklarını kucaklarına alan büyük  büyük annelere…

Annelerin beklediği hediye miydi? Küçük bir ziyaret mi veya bütün bir günün onlara ayrılması beraber olunması mı idi? Kim bilir? Herkesin beklentisi farklı.

Anne, annem, anneannem ne güzel sözlerdir. Çocuğunuzun ağzından ilk çıktığı anda kalbiniz dağlanır. Dünyada onun için yapamayacağınız şey, delemeyeceğiniz dağ yoktur. İlk adımının sevincidir. Okul başarısıdır. Onunla beklediğiniz sınav kapısı, gizlice buluştuğu flörtü, babadan gizli kullandığı otomobili, aldığı motosiklet, uykusuz beklediğiniz geceler, mutlulukla parlayan yüzü, başarısı sevinci, üzüntüsüdür. Paylaştığınız her şeydir. Büyüdükçe şekil değiştirir. Kendine güvendikçe,  kendi birey olur.  O gün annelerin kendi annelerini yad ettikleri gündür. Hayattalarsa daha bir sevgiyle sarıldıkları. Kaybetmişlerse o güne ağladıkları, bir anı, bir yemek,  bir koku, bir tabakla hatırladıkları. Bizler nasıl ki annelerimizsek; geleneklerimiz, onurumuz, kişiliğimizin her bir parçası, kurduğumuz sofra, insana, yaşama, tabiata verdiğimiz değer; neşemiz, sevincimiz, melankolimiz, gelecek nesillere aktardığımız her değer, çocuklarımızın her bir hücresinde, el hareketinden,  göz kırpmasına, yemek zevkinden, yaşam felsefesine. Yaşımız ilerledikçe bizimle olgunlaşan, bizi biz yapan.

Sözü bitirmek gerek. Uzadıkça uzar listemiz. Uzun lafın kısası; maddileşen dünyada bir aralık açmaktır amaç. Tüm çocuklar; anneler gününün dışında bir sarılıverin annenize, anneannenize uğrayıp,  bir yemek tarifi alın, çocuklarınıza aktaracağınız. Anı biriktirin,  neşeyle anlatacağınız. Hediyeler midir mutlu eden, onlarla içtiğiniz kahve, sıcak bir çorba, kahkahayla dolu ev,  gülen bir anne baba, hayattaki zenginliklerin en büyüğü, her şeyin önünde olan. Sevgiyle kalın. Anne olmayı düşleyen herkesin o günü yaşaması dileğiyle.