Bu hafta ağımıza takılanlar

• O yıllarda İstanbul’da yaşayan Musevi ailelerinin hemen hepsi gibi, geniş bir aileydi bizimkisi de. Geniş aile formu, sadece İstanbul Musevileri için değil, genel olarak bütün Museviler için geçerliydi. Neden derseniz, bilhassa Avrupa ülkelerinde dışlanıp horlanan ve her fırsatta ezilmek istenen Museviler, geniş aileler halinde yaşamak mecburiyetindeydi. Zaten Avrupa’nın hemen her kentinde bulunan Musevi gettoları, biraz da bunun sonucuydu. Benim ismim esasında bir hayli uzundu: Jak Cordoba Sultana Hayim Kamhi. Evimiz de en az ismim kadar uzun ve kalabalıktı. JAK KAMHİ – ODATV.COM

İzak BARON Diğer
18 Eylül 2013 Çarşamba

 

  • TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR ÇIKIŞ STRATEJİSİ GEREKİYOR

Aslında adı Suriye olan ABD ile Rusya'nın birbirine şah-mat çektiği bir satranç oyunu oynanıyor.

Adı Suriye olan, askeri birliklerine İran'ın komuta ettiği, dış politikasını Rusya'nın yönettiği bir ülkeyle karşı karşıyayız.

Ancak uçağımızın düşürülmesinden ve Reyhanlı patlamasından bu yana Suriye konusu bizim için bir güvenlik sorununa dönüştü.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, Lübnan ve Ürdün'deki mültecileri saymasına rağmen iki kez Türkiye'den söz etmemesinin verdiği rahatsızlıkla da ifade ediyorum ki, bu sorun içimizdeki Alevi fayını tetikleyen bir hal aldı. 2 milyar dolarlık harcamayı ise nazara bile almıyorum.

Belli ki, ABD ile Rusya soğuk savaş döneminde olduğu gibi bölgeyi yeniden dizayn ediyorlar.

Belli ki Suriye konusu gündemde tutularak Mısır'daki darbe yönetimi kökleştiriliyor.

Belli ki Camp David düzeni tahkim ediliyor.

Bu durumda bizim de yeni bir çıkış stratejisine ihtiyacımız var.

Çünkü hem Suriye'de, hem Mısır'da Türkiye'nin etrafı örülüyor.

Bunun için Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir çıkış stratejisi gerekiyor.

Bunun ayak seslerini de duymuyor değilim.

Abdülkadir Selvi

http://t24.com.tr/haber/selvi-turkiye-israil-iliskilerinde-yeni-strateji-belirleniyor/239354

 

  • İSRAİL’İN PATENT SAYISI, LABORATUVAR SAYISI, KÜTÜPHANE VE YAYIN SAYISI EĞER SENDEN KAT KAT FAZLA İSE, İSTEDİĞİN KADAR SİYONİZM NUTKU AT, ATEŞLİ MİTİNGLER YAP, BOMBALAR PATLAT, KENDİNİ TÜKETİRSİN

İslam dünyasının geri kalmasındaki sebepler çok karmaşıktır. Uzman tarihçiler arasında da görüş birliği yoktur. Herhalde bugün temel ihtiyaç, taşkın ‘heyecan2lar değil, ‘araştırma’ zihniyetidir. Bırakın İslam olimpiyatları fantazisini, bilim ve teknoloji yarışının neresindeyiz, ona bakmak gerekir.

Daha önce Erbakan’ın “İslam NATO’su, İslam parası” gibi sloganlarını hatırlatarak yazmıştım. Kavramların önüne ulvi unvanlar koyarak heyecanlanmak boşunadır. Bu kavramların realitedeki karşılığının ne olduğunu ‘araştırmak’ daha önemlidir.

Ortadoğu’ya bakınız, son yirmi yıldır politik ve sosyal aktör haline gelen İslamcılar da, onlardan önceki seküler milliyetçiler, sosyalistler falan da çok coşkuluydular ama vaziyet ortada.

Mao Çini’ndeki yıkıcı coşkuları, bugünkü Çin’deki pragmatik rasyonalizmi de düşünmek lazım.

İsrail’in patent sayısı, laboratuvar sayısı, kütüphane ve yayın sayısı eğer senden kat kat fazla ise, istediğin kadar Siyonizm nutku at, ateşli mitingler yap, bombalar patlat, kendini tüketirsin.

Bütün Arap dünyası yılda 5 bin, Amerika ise yılda 160.000 bilimsel kitap yayınlıyorsa istediğin kadar emperyalizme karşı nutuk at, boşuna.

Taha Akyol

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24692568.asp

 

  • TAYYİP ERDOĞAN GAZZE’YE GİDEMESİN DİYE, İSTANBUL’A OLİMPİYAT VERİLMEDİ!

Spor Bakanı Suat Kılıç’ın “kına stokları tükendi” açıklamasından tutun da AKP’li Şamil Tayyar’a ve Melih Gökçek’e varıncaya kadar hemen hepsi, açtı ağzını, yumdu gözünü… AKP, olimpiyatların Tokyo’ya verilmesine sportmence yaklaşmadığı gibi, hükümetinin spor politikalarını eleştirenleri de ‘vatan hainliğiyle’ suçladı.

Hadi Tayyar ve Gökçek neyse de Spor Bakanı Suat Kılıç’ın bulunduğu makam nedeniyle spora yakışır davranması gerekirdi ama olmadı, olamadı… Belki bir gün Olimpiyatın İstanbul’a değil, bu zihniyete verilmediğini anlayarak dersler çıkarırlar.

Ertesi gün Yeni Şafak başta olmak üzere AK medya, hükümet kanadından yapılan açıklamaları esas alan haberler yayımladılar. Ana fikir şuydu: Olimpiyat Komitesi İstanbul’u seçmemişti çünkü Gezi Lobisi bunu engellemişti. Ciddi ciddi böyle söylediler, böyle yazdılar.

Haziran Halk Hareketinin, yani Gezi eylemlerinin sırf AKP’ye olimpiyat verilmesin diye yapıldığını söyleyecek kadar mantıktan uzaklaşabilmek, kuşkusuz bizim değil fakat tıbbın ilgi alanındadır.

O gece AKP’liler bu mantıksızlığa düşünce, mantıksızlığı başka mantıksızlıklar izledi. Şöyle sıralayabiliriz: Olimpiyat kararının arkasında Gezi Lobisi var, Gezi Lobisi’nin arkasında Faiz Lobisi var, Faiz Lobisi’nin arkasında Yahudi Lobisi var… Brezilya eylemleri Gezi’ye destek için yapıldı… Mısır’da Mursi Erdoğan’ı Ortadoğu’da etkisizleştirmek için devrildi… Erdoğan Gazze’ye gidemesin diye önce Gezi eylemleri yapıldı, ardından da Mursi devrildi…

Haliyle bu saçmalıklardan şu sonuç çıkıyordu artık: Tayyip Erdoğan Gazze’ye gidemesin diye, İstanbul’a olimpiyat verilmedi!

Mehmet Ali Güller

http://www.ulusalkanal.com.tr/erdogan-gazzeye-gidemesin-diye-makale,1538.html

 

  • BENİM İSMİM ESASINDA BİR HAYLİ UZUNDU: JAK CORDOBA SULTANA HAYİM KAMHİ

O yıllarda İstanbul’da yaşayan Musevi ailelerinin hemen hepsi gibi, geniş bir aileydi bizimkisi de. Geniş aile formu, sadece İstanbul Musevileri için değil, genel olarak bütün Museviler için geçerliydi. Neden derseniz, bilhassa Avrupa ülkelerinde dışlanıp horlanan ve her fırsatta ezilmek istenen Museviler, geniş aileler halinde yaşamak mecburiyetindeydi. Zaten Avrupa’nın hemen her kentinde bulunan Musevi gettoları, biraz da bunun sonucuydu.

Benim ismim esasında bir hayli uzundu: Jak Cordoba Sultana Hayim Kamhi. Evimiz de en az ismim kadar uzun ve kalabalıktı. Tepebaşı’ndakievde annemin iki kız kardeşi Rachel ve dul teyzem Sarina ile oğlu Maks de bizimle beraber yaşıyordu. Rachel Teyzem, müziğe ve dansa çok düşkündü. Gramofona plaklar koyupçalar ve bu müzikle birlikte dans ederdi. Zaten bize valsi, tangoyu, fokstrotu öğreten de Rachel teyzemdi. Sonra bir gün Rachel teyzeme Fransa’dan bir davet gelmiş ve o da 1930’da Limoges kentine gelin gitmişti. Teyzemin orada Gilles ve Jacques isimlerini verdiği iki erkek çocuğu olmuştu. Hem kendisinin hem de çocukların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını muhafaza etmek, Rachel teyzemin yaptığı en önemli ve akıllıca işlerden birisiydi. Bunun faydasını ise asıl savaş yıllarında görecekti.1942’de Fransa Alman orduları tarafından işgal edildiğinde kocası evinden alınıp kamplara götürülmüş ve bir daha da haber alınamamıştı kendisinden.

Jak Kamhi

http://www.odatv.com/n.php?n=beyaz-saray-cillere-donmeyince-araya-kamhi-girmis--1609131200

 

  • Netten okumalar
  • 6-7 EYLÜL OLAYLARI VE DEVLETİN FAŞ OLMASI – YILMAZ MURAT BİLİCAN

http://t24.com.tr/yazi/6-7-eylul-olaylari-ve-devletin-fas-olmasi/7387

 

  • 6-7 EYLÜL MÜ DEDİNİZ? – HAKAN ÇELİK

http://www.posta.com.tr/siyaset/YazarHaberDetay/6-7-Eylul-mu-dediniz-.htm?ArticleID=193753

 

  • İYİ VE ADİL OLAN İÇİN, DAHA İYİ BİR DÜNYA İÇİN  - ELİF GÖRGÜ

http://evrensel.net/news.php?id=67409

 

  • İSRAİL ERDOĞANI BEKLİYOR – SHLOMİ ELDAR

http://www.hasturktv.com/anti_semitizm/6362.htm

 

  • İSRAİL'İN GİZLİ DOKTORLARI...

http://www.hasturktv.com/israilde_gundem/6360.htm

 

  • İSRAİL’DE BİLİM VE TEKNOLOJİ

http://www.gazetebilkent.com/2013/09/08/israilde-bilim-ve-teknoloji-1-genel-bir-bakis/

http://www.gazetebilkent.com/2013/09/09/israilde-bilim-ve-teknoloji-2-egitim-ve-ar-geye-destek/

http://www.gazetebilkent.com/2013/09/10/israilde-bilim-ve-teknoloji-3-saglik-ve-yasam/

 

  • OBAMA’YI KANDIRAN ADAM – TAHA KIVANÇ

http://haber.stargazete.com/yazar/obamayi-kandiran-adam/yazi-789706