Klasik eğitim sisteminin değişme zamanı geldi

Limmud 2012’ye konuşmacı olarak katılan ve kurduğu demokratik eğitim sistemi ile dünyadaki söz sahibi eğitimcilerden birisi olan Yaacov Hecht ile kendi okulları ve değişime muhtaç klasik eğitim sistemi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik

Işık Sivil KARAKOÇ Kültür
21 Kasım 2012 Çarşamba

Yaacov Hecht’in kurduğu ve yirmi senenin üstünde bir geçmişe sahip olan okullarda, sadece İsrail’de her sene 7000 öğrenci ders görüyor. Hakibbutizm Üniversitesinde, her sene, 200’in üzerinde öğretmen adayı dört senelik ‘Demokratik Eğitim’ bölümünde okuyor. Geliştirdiği ‘Eğitim Şehirleri’ fikri ile dünyanın dört bir yanındaki belediyeler öğrenmek isteyenler için birer okul haline dönüştü. Farklı bir eğitim fikri ile ortaya çıkan Hecht’in, zorlu bir öğrenim hayatı olmuş.

 

Demokratik Eğitim’ sistemi fikri nasıl ortaya çıktı?

Benim hikâyem ilkokulda okuma yazmada zorlamamla başladı.  İlkokulu çok zor bitirdim. Öğretmenlerim bende olmayan özelliklerim üzerine çok fazla yoğunlaşıyorlar, bana yardım etmeye çalışıyorlardı. Aslında sanat ve spor alanında çok iyiydim. Oldukça üzücü zamanlardı. Beni sadece bir öğretmen anladı. 7. sınıfta, sanat öğretmenim onunla, sanatta dahi çocukların gittiği Tel Aviv’deki özel bir okula gitmemi önerdi. Hadera’da yaşıyordum ve bu beni çok heyecanlandırdı. O beni anlayan ilk yetişkin oldu. Sadece bende olan özelliklerle ilgilendi. Sürekli sanatla uğraştım, hala yazıp okuyamasam da bu olay kendime güvenimi artırdı. 10. sınıfta okulu bırakmaya karar verdim. O günden beri eğitim sistemleri hakkında çalışıyorum. Benim gibi kişilerin de öğrenim görebileceği okullar kurdum. Öncelikle her insanın farklı ve tek olduğunu kabul ediyorum. Okullar sizde olan özelliklere yoğunlaşmalı, olmayanlara değil. 27 yaşında, 1987 yılında demokratik bir okul kurmaya karar verdim.

 

Demokratik okul sisteminin ana prensiplerinden bahsedebilir misiniz?

Okulun bizi dış dünyaya nasıl hazırladığı konusunda beni oldukça düşündürüyordu. Bu bağlantının endüstriyel dünyanın bir sonucu olduğunu fark ettim. 19 yy. sonunda ve 20 yy. başlarında çoğu insan çalışmak için fabrikalara gitmeye başladı.  Okul insanları fabrikada çalışmak için hazırlıyordu. Fabrikada da istenen, verilen görevlerin sorgulamadan yerine getirilmesidir. Bu da, aynı zamanda, demokratik olmayan hükümetlerin de temel fikridir. İnsanların size söylediklerini yaparsınız, yükseldikçe de başka insanlara ne yapacaklarını söylersiniz.

Artık başka bir çağda, farklı toplumlarda yaşıyoruz. Değişen ve daha demokratik bir dönemdeyiz. Günümüzdeki bilgi çağında, bilgiyi yaratmak önem kazanıyor. Eskiden bir işe girer çalışırdınız, şimdilerde ise kendi işinizi kendiniz yaratmanız gerekiyor. Bu da klasik okul sistemine aykırı bir durumdur. Gelişmiş ülkelerdeki eğitim sisteminde, gençler kendi seçimlerinin sonuçlarını göğüslüyorlar. Klasik okullar ise sizi seçme şansı bırakmadan sizin yerinize karar veriyor.

Genel olarak, okullarda öğrenciler, zayıf, orta ve başarılı olarak ayrılır. Buna inanmıyorum; bence, her insanın zayıf, orta ve güçlü yanları vardır. Bu fikir beni alternatif bir okul kurma fikrine götürdü.

 

Okulunuzu diğer okullardan ayıran özellikleri nelerdir?

Demokrasi ile yönetilen okulumuzda, her hafta parlamento toplanıyor. Tüm öğrenciler, öğretmenler ve çalışanlar bir araya geliyoruz. Birlikte yasaları yapıyoruz. Ben de dâhil herkesin bir oyu var. Herhangi birisi bir kuralı ihlal ederse, kendi içimizdeki mahkemenin karşısına çıkar ve ceza alır. Klasik okullarda sadece öğrenciler cezalandırılır, bizde ise öğretmenler bir hata yaptıkları zaman, mahkemeye çıkar. Öğretmen, tek başına bir çocuğu cezalandıramaz.

Demokratik ülkelerin tek özelliği yasaların parlamentoda yapılması değildir, insanların, söylemek istedikleri fikirlerini özgürce dile getirebilmeleridir. Özgürce hareket etme hakkıdır. Öğrencilerimiz kendi eğitim planlarını kendileri yaparlar. Derslere girmek zorunda değillerdir. Ne öğrenmek istediklerine, onu nasıl öğreneceklerine ve ne zaman öğreneceğine kendileri karar verirler. Örnek vermek gerekirse, bir öğrenci matematik dersi için bana kitapları verin, ben kendim çalışmak istiyorum da diyebilir, ya da haftada bir kez veya her gün ders almak istiyorum da diyebilir.

Okulumuzda birçok proje ve ders seçenekleri var. Biz, İsrail’de internete bağlanan ilkokuluz. 1994’te öğrenciler internet dersi istediğinde, bakanlıkta internetin ne olduğunu bilen kimse yoktu. Ben de, öğrenciler için, İsrail’de internet öğretebilecek bir öğretmen aramaya başladım. 1994 yılında, bakanlığa gittiğimde, bana Bill Gates’in internetin gereksiz olduğunu söylediği bir yazıyı gösterdiler, “bunu çocuklara öğretip ne yapacaksın?” dediler.

 

Öğrencilerin ilgi anlarını nasıl anlıyorsunuz?

Okulda öğrenciler ile konuşuyoruz. Her öğrenci kendi danışmanını seçer. Danışmanlar okulda çalışan herhangi bir yetişkin olabilir. Onunla her hafta bir saatliğine buluşurlar ve o hafta içinde yaptıkları ve yapmayı planladıkları konular hakkında görüşürler. Çoğu öğrenci danışmanlarını kendi ilgi alanlarıyla ilgili olan yetişkinler arasından seçer.

 

İsrail Eğitim Sisteminin değişmesinde de önemli bir role sahip misiniz?

Demokratik okulları 42 farklı ülkede kurdum. 1995 yılından sonra demokratik okulları kurmayı bıraktım. İzak Rabin’in bir suikasta kurban gitmesinin ardından, dönemin Milli Eğitim Bakanı Amnon Rubinstein beni yanına çağırdı ve İsrail’deki tüm eğitim sistemini değiştirmek istediğini söyledi.  Kendisi bakan olarak kalmadı ama 1996’dan sonra klasik okullarda ne gibi değişikler yapabileceğim üzerine çalıştım. Bunun için, klasik liselerde demokratik eğitimi benimsemiş öğretmenler yetiştiren bir fakülte kurulmasına öncü oldum. Öncelikli olarak, öğretmenlere çok önemli bir özellik kazandırmaya çalışıyoruz. Onları söylenenleri yapan kişilere değil, güçlü, cesur ve istediklerini yapmaya hakkı olan kişiler haline getirmeye çalışıyoruz. 

Bu okulda hiç sınav yok mu?

Demokratik okulda sınava ihtiyaç yok, çünkü öğrenciler danışmanları ile çok yakın çalıştıkları için, onların neyi ne kadar öğrendiğini ölçmek için sınava ihtiyaç duymuyoruz. Okulumuz 4 yaşından 18 yaşına kadar devam ediyor. Liseyi bitirdiklerinde, devletin lise bitirme sınavlarına giriyorlar. Bu sınavı geçebilmeleri için de onları hazırlıyoruz. Bu da sorun olmuyor.

 

 

Eğitim şehirleri kavramını anlatabilir misiniz?

Öğrencilerin farklı projelerine cevap verebilmek için okul dışında da onlara bu olanakları sağlayacak yerlerin olması için çalıştım. Şehir belediyeleri ile birebir çalışarak, öğrencilere farkı alternatifler sunabiliyoruz. Böylece şehirler, birer büyük okul haline gelmiş oldu.

Örnek vermek gerekirse, kendi şehrim Hadera’da büyük bir kâğıt fabrikası var. Kâğıt ve geri dönüşümlü kâğıt hakkında bilgi edinmek isteyenler buraya gelip öğrenebiliyor. İsrail’deki en büyük ormanlardan birisine sahibiz, doğa hakkında bilgi edinmek isteyenler buraya gelip öğrenebiliyorlar. Şehirlerin bize sunduğu bütün olanakları kullanıyoruz.

 

Sizce günümüz eğitim sistemi çöküyor mu? Gelecekte okullar nasıl olacak?

Şimdiki eğitim sisteminin yeterli olmadığı konusunda herkes hemfikir, fakat henüz tatmin edici bir alternatif geliştirilemedi. Hala bunun için çaba sarf ediyoruz. Artık değişim zamanının geldiğini düşünüyorum. 10 yıl içerisinde okullarda büyük değişimler olacak. Bu konuda projeler üreten çok aktif, yaratıcı gençler var. Yeni nesille gerçekten çok güveniyorum.