“Uluslararası Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü”nde devlet yetkililerinden tarihi sözler...

Ester YANNİER Toplum
2 Şubat 2011 Çarşamba

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu: “Nazi soykırımının altındaki temel düşünce ırkçılıktır”

(…) 20. yüzyılın önemli bir döneminde II. Dünya Savaşı yıllarında insanlık, insanlığını kaybetmiştir. Ne yazık ki II. Dünya Savaşı yılları itibariyle kaybedilmiş olan insanlarımıza baktığımızda milyonların acısının hala yüreklerimizde, hafızalarımızda çok derin olduğunu görüyor ve bunu unutmak da istemiyoruz. 6 milyon Yahudi’nin sadece dinlerinden ötürü katledilmiş olmaları insanlık tarihinde, insana karşı işlenmiş en büyük suçtur ve insanlık bu suçu işlemenin ızdırabı içerisindedir. Nazi soykırımının altındaki temel düşünce ırkçılıktır. Irkçılık öyle bir ideolojidir ki nefretten başka hiçbir şey doğurmaz ve kendinden başka hiçbir şeyi sevmez. İşte bu sevgisizlik II. Dünya Savaşı yıllarında acıların yaşanmasına sebep teşkil etmiştir bu büyük acıyı yaratanlar nefretle kınıyoruz. Hayatını kaybetmiş olanlara rahmet diliyoruz. (…) 21. yüzyıl insanlığın barış, sevgi yüzyılı olmadır. Bu acıların bir daha asla yaşanmaması için ortak duaların bütün gönüllerde ve avuçlarda en derin şekilde yapıldığı yüzyıl olmalıdır. Bu konuda din adamlarımıza güveniyoruz… “ dedi.

 Büyükelçi Ertan Tezgör: “Soykırım, insanlığa karşı bir suç olarak gördüğümüz antisemitizmin bir ürünüdür”

Dışişleri Bakanı adına bir konuşma yapan Büyükelçi Ertan Tezgör, “II. Dünya Savaşı yıllarında Avrupa’da Nazi rejimi altında hayatını kaybeden milyonlarca Yahudi ve birçok azınlık gurubu mensuplarını saygıyla anıyoruz. (…)Yahudi soykırımı tarihin kaydettiği eşi benzeri olmayan bir trajedidir. Türk ulusunun yüzyıllar boyu baskı zülüm ve bağnazlık ortamından kaçmak zorunluluğunda kalan herkese kucak açan ve sığınma hakkı tanıyan davranışı ulusumuzun karakterini yansıtmaktadır” dedi.  Tezgör konuşmasını 1492 yılında İspanya’dan Osmanlı topraklarına gelen Sefarad Yahudilerinden ve II. Dünya Savaşı yıllarında da Türkiye’nin hedef olan Yahudilerin korunması için harcanan çabadan söz ederek sürdürdü. “Bu husus ulusumuz ve bakanlığımız tarihinde gurur duyduğumuz hayatta kalanların tanıklığı ve arşiv belgeleriyle açık şekilde ortaya koyulmuş bir gerçektir. Üniversitelerimizde ülkelerimize sığınan her biri dalında dünyaca tanınmış Yahudi kökenli profesörlere araştırmalarını sürdürme imkânı sağlanmış İstanbul’da o dönemde nispeten cumhuriyetimize değerli katkılarda bulunan Avrupa’dan sürülmüş yeni bir Yahudi Cemaati oluşmuştur. Bu vesileyle II. Dünya Savaşı sırasında ırkçı Nazi yönetiminin hedefi halindeki kişileri korumanın ve kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atmaktan çekinmemiş olan diplomatlarımızı da saygı ve rahmetle anıyoruz. Unutulmaması gereken bir husus soykırımın insanlığa karşı bir suç olarak gördüğümüz antisemitizmin bir ürünü olduğudur. Türkiye, Yahudi soykırımının hatırlanması ve bundan dersler çıkarılması ile ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslami fobi ve antisemitizme karşı mücadelede izlemekte olduğu siyaseti, kararlılıkla sürdürecektir” dedi.

Büyükelçi Tezgör, 1 Şubat Polonya Auschwitz’de yapılacak anma toplasına Cumhurbaşkanını temsilen TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış ile hükümeti temsilen Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın iştirak edeceklerini ifade etti ve hükümetin Auschwitz Birkenau’nun idamesi için oluşturulan fona anlamlı bir katkıda bulunduğunu hatırlattı.

Tezgör konuşmasını Başbakan Erdoğan’ın 2005 yılında Kudüs Yad Vaşem Müzesi ziyaretindeki “Yahudi soykırımı insanlığa karşı işlenmiş en akıl almaz suçtur. İnsanlık bir daha benzer bir olayla karşı karşıya kalmamalıdır. Bir daha asla…” ifadesiyle sonlandırdı.

Holokost kurbanları anısına mumları Türkiye Musevileri Hahambaşısı Rav İsak Haleva ile İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu yaktı

Hahambaşı Rav Haleva mum yakmadan önce yaptığı kısa konuşmada şöyle konuştu: “Bu mumu aramızda bulunan ve bulunamayan herkesin namına; istisnasız ve tek tek, her bir Holokost kurbanının ruhunu taziz etmek üzere yakıyor ve; bu felaket karşısındaki ortak tutumlarımızın, insanlığın geleceği ve barış içinde birlikte var olması adına; yepyeni umutların yeşermesine ortam hazırlamasını diliyorum”