Ben resimden anlamam

Köşe Yazısı
2 Temmuz 2008 Çarşamba

Yakup ALMELEK


Özellikle galeriyi ziyaret ede gelenlerden duyduğum bir yakınmadır bu. Benim de yanıtım şöyle olur: ‘’ Ben de anlamam resimden ‘’ve hemen ilave ederim ardından ‘’ancak resmi severim.’’

Anlamak ve sevmek. Biri diğeri ile akraba iki sözcük. Bazen beraberlik içeren bazen da farklılıklar öneren iki güzel kelime.

Akraba dememin nedeni genlerinde uygunluk bulunması…

Anlamak bir sözün veya kavramın insan aklında yankılanması veya bilinçlenmesi. Anlamanın içeriğinde bilgi vardır, mantık vardır, iletişim vardır.

Sevmek ise uygar bir kelime. Sevmekte yüreğimizin rolü büyüktür. Çünkü kalbimizle severiz. Sevmekte bağlılık vardır, ruhsal yönelme vardır.

‘’Akıl ile sevmek ‘’lafı kullanılır ise de sevmenin kapsamında duygu, en ağırlıklı öğedir. 

Kişinin her sevdiğini anlaması şart mı? Örneğin: biraz mizahi takılalım. Bir koca yılların yıpratamadığı bir evlilik süresince karısını sevebilir ancak onu ne kadar anlar:

Sayfanın öbür yüzüne bakalım: Bir kadın uzunca bir beraberlik döneminde erkeğine kalbi ile bağlı kalabilir ama onu tam anladığını söyleyebilir mi?

Resimlerle bir paralellik kuralım. 

Örneğin: Picasso’yu sevelim ancak onu anlamamızın olasılık derecesine pek bağımlı da kalmayalım.

Fikirlerine değer verdiğim bir arkadaşım bir gün bana Picasso’nun kişileri aldatan bir sahtekâr olduğunu iddia etti. Çünkü Picasso çocukların dahi rahatlıkla yapabileceği resimlerle pazarlama  yeteneğini kullanarak insanların gözlerini boyuyormuş.

Bu enine boyuna yanlış bir suçlama.

Picasso biçimselliği kübizme uyarlayan bir sanatçı, bir duayen. Klasik çalışmadaki anlatım veya sunuş geleneğini değiştirebilmiş ve devamlı özgünlük peşinde koşmuş bir usta. Kübizm akımının en büyük tatbikatçılarından.

Klasik resmin doruğuna vardıktan sonra fırçasını modern resmin araştırmalarına adadı. Bugünün pek çok sanatçısı gibi kolaycılığa kaçmadı. Önce klasik resmi bildi, hazmetti sonra kendini yeniledi.

İnsanları sevmeyi onları anlamaya yeğliyorum. Resimde de müzikte de aynı amacı güdüyorum.

Kişilerin ruhsal durumlarını didik didik etmek- buna derinlemesine anlamak da deyebiliriz-  psikologların işi. Onlar uğraşsınlar bilinmeyenlerle.

Sevmenin güzelliği ve içtenliği: Tadına doyum olmuyor.