Rüyada “Yahudi” görmek, ne demek?

Geçtiğimiz Aralık’ta, 2007’nin son “Perşembe Sohbeti”nde, “ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçları” üzerine Deniz Saporta ve İsak Kolman ile birlikte bir sohbet gerçekleştirmiştik. Toplantımızda irdelediğimiz örneklerden birisi de, son dönemde yüksek tirajlı bir gazetenin bir ekle vermiş olduğu “Rüya Tabirleri” ile ilgiliydi. Dikkatimizi çeken yorum “Yahudi” kelimesi üzerineydi.

Köşe Yazısı
13 Şubat 2008 Çarşamba

Öyle ki,  “Rüyada Yahudi ile konuşurken görmesi, o kimsenin dini görevlerini yerine getirmediğine, dinden çıkacağına yorumlanır” deniyordu.

Geçtiğimiz Aralık’ta, 2007’nin son “Perşembe Sohbeti”nde, “ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçları” üzerine Deniz Saporta ve İsak Kolman ile birlikte bir sohbet gerçekleştirmiştik. Toplantımızda irdelediğimiz örneklerden birisi de, son dönemde yüksek tirajlı bir gazetenin bir ekle vermiş olduğu “Rüya Tabirleri” ile ilgiliydi. Dikkatimizi çeken yorum “Yahudi” kelimesi üzerineydi. Öyle ki,  “Rüyada Yahudi ile konuşurken görmesi, o kimsenin dini görevlerini yerine getirmediğine, dinden çıkacağına yorumlanır” deniyordu.

Bir gazete sayfasındaki bu cümleden yola çıkarak, bu yorumun asıl kaynağına ulaştık. Cümle, Akis Kitap tarafından Ekim 2005’te yayınlanan “Rüya Tabirleri” adlı kitaptan alıntıydı, yazarı ise Lilay Koradan. Hem kitabın hem de gazetenin ekinin içerik yapımcısı ise Endülüjans İçerik Hizmetleri.

Eğer “Yahudi” kelimesi üzerine bu yorum sadece kitabın sayfaları arasında kalsaydı belki hiç dikkati çekmeyecekti; ama yüksek tirajlı gazetelerimizden biri bu yorumu basınca, konuya değinmenin yerinde olacağına inanıyorum.

Rüyalar, her gece REM uykusu esnasında gördüğümüz, birkaç saniye süreyle sınırlı görüntülerdir. Freud, 1900 yılında yayımlamış olduğu “Rüyaların Yorumlanması” adlı kitabıyla, rüya görmenin psikolojisini tanımlamaya çalışmıştır. Ona göre rüyaların incelenmesi bastırılmış, bilinçdışına itilmiş materyalleri ortaya çıkarır. Günümüzde de dinamik psikoterapilerde rüyaların, günlük olayların bilinçdışını uyarması sonunda oluştuğu ve bilinçdışına giden bir yol olduğu kabul edilir. Düşlerin görünen içeriğinin yanı sıra bir de çözümlendiğinde ortaya çıkan, bilinçdışı özel bir anlamı vardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, psikoterapi sürecinde rüyaların ancak hekim-hasta ilişkisi çerçevesinde, hastanın yaşadığı günlük olaylara paralel olarak yorumlanabileceğidir. Herkes kendi içinde bir bütündür ve görülen rüyalar sadece kişiye özel bir anlam taşırlar. Dolayısıyla rüyada görülen sembollerin yaygınlaştırılması ve onlara genel geçer bir yorum getirilmesi kanaatimce doğru olmadığı gibi, bilimsel bir yönü de yoktur. Bu noktada Lilay Koradan’ın “Rüya Tabirleri” adlı kitabını tekrar ele alalım.

Yazar, kitabın girişinde, “Rüyalar bazen açıkça bazen üstü kapalı olaylara bürünmüş olarak geleceği haber vermektedir. Bilim tarihinde ve günlük hayatımızda geleceği olduğu gibi gösteren rüyalara sık rastlanmıştır.” Açıkçası merak ediyorum, rüyaların “gelecek hakkında haberci olduğu” bilim tarihinin neresinde yer almaktadır? Bu konuda ne gibi çalışmalar ve yayınlar yapılmıştır? Bir inanç ve değerler sistemi olan “Yahudilik” ve “Yahudi” insanı üzerine hangi “bilimsel” gerçeğe dayanarak “dini görevlerini eksik yaptığına ve kişinin dinden çıkacağı” şeklinde yorum yapılabiliyor? Böylesi ifadeler daha çok rencide edici ve antisemitizme yatkın yaklaşımlardır.

Genellikle rüya tabirleri, astroloji ve geleceğe dair yorumlara, “eğlence” gözü ile bakarım. Geleceğini kimse tam olarak bilemez; ama kişinin kendi iradesine, çalışmalarına ve seçimlerine saygım ve inancım sonsuzdur. Bir kitapçıya girdiğinizde birçok rüya yorumu, astroloji kitabı bulabilirsiniz; her birinde çok farklı yazılar var. Böylesi kitaplara para harcamak ise kanaatimce bir lüks.

Yazımın başında belirttiğim gibi, bu yorum yüksek tirajlı bir gazetenin ekinde yayınlanmasa, varlığından haberdar olur muydum, bilemiyorum. Tahmin ediyorum ki gazete bu tabirleri basarken de, cümleyi gözden kaçırmış olmalı. Öte yandan Türk medyasında ara ara kasıtlı olarak antisemitizme varan örneklere karşılıyoruz. “Perşembe Sohbeti”mizde bu konuda bizleri aydınlatan konuklarımıza teşekkür ediyor, başta ulusal basın olmak üzere hassasiyetimizin paylaşılmasını temenni ediyorum.