‘The Plot Against America’ dizisinin ardındaki gerçekler

Philip Roth’un romanından uyarlanan ‘The Plot Against America- Amerika Karşıtı Komplo’ adlı dizi, Yahudi bir ailenin gözünden ABD’de yabancı düşmanlığının yükseldiği bir dönemi anlatıyor.

Kültür
15 Nisan 2020 Çarşamba

İkonik Yahudi yazar Philip Roth’un ‘Amerika Karşıtı Komplo’ adlı kitabından uyarlanan, 2002-2008 arasında yayınlanan ‘The Wire’ın Yahudi yaratıcısı David Simon tarafından yönetilen dizi HBO’da gösterime girdi. Dizi eleştirmenler ve izleyiciler  tarafından beğeni ile karşılandı.

Philip Roth’un yaşantısından kesitler sunan ve alternatif bir Amerika tasvirinin ekrana yansıtıldığı dizide, 1940 seçimlerinde Frankin D. Roosvelt’i yenen, ayırımcı politikalar güden Charles Lindbergh’in tüm ülkede antisemitizmin yayılmasını teşvik ettiği resmediliyor.

Hikâye genç Philip, erkek kardeşi Sandy, ebeveynleri Bess ve Herman’dan oluşan Levin Ailesinin, antisemitizmin olağan bir ana eğilim haline geldiği, faşizme doğru adım adım yaklaşıldığı ABD’deki, yaşantılarına odaklanıyor. ‘Plot Against America’ kurgu niteliğinde bir roman olsa da anlattığı döneme ait birçok gerçek haber ve öyküyü içeriyor. 

 

Charles Lindbergh Kimdi?

Lindbergh kahramanlık nişanı almış bir havacı, yazar, aktivist ve bir antisemitti. 1927 yılında 25 yaşında Atlantik üzerinden uçarak, üne kavuşmuş, Amerikalı otel zinciri sahibi Raymond Orteig tarafından New York’tan Paris’e hiç durmadan uçabilen kişiye verilen Orteig ödülünün sahibi olmuştu. Ödül bugünün 370 bin dolarına eş değerde olan 25 bin dolardı.

Lindbergh, uçuşun ardından ‘Lucky Lindy’ lakabıyla Amerikan ikonu olmuş ve gittiği her yerde kalabalık bir hayran kitlesiyle karşılaşmıştı. Uçuşu ile ilgili yazmış olduğu otobiyografik romanı ‘We’ çok satanlar listesine girdi. Dönemin Başkanı Calvin Coolidge Lindbergh’i Seçkin Uçuş Haç Madalyası ile ödüllendirdi. Kaderin garip cilvesi, Yahudi bir heykeltıraş olan Louis Rosenthal tarafından yapılan heykeli Maryland’de dikildi.

Lindbergh’in 20 aylık bebeğinin 1932 yılında kaçırılması trajik bir olaydı. Lindbergh’in fidyeyi ödemesine rağmen bebek kaçırılışından iki ay sonra ölü olarak bulundu.

Lindbergh ününü aktivist olmakta ve havacılığı tüm dünyada yaymak için kullandı. Aynı zamanda America First Movement (Önce Amerika) hareketinin lideri oldu.

2016 yılında Uriel Heilman’ın Jewish Telegraphic Agency’de yazdığına göre Hitler’in Polonya’yı istilasını takiben 1940’ta kurulan bu hareket ABD’nin Nazi Almanya’sına karşı nötr olması gerektiğini hatta Nazi rejimi ABD’yi doğrudan tehdit etmediği için onlarla iş yapabileceklerini savunuyordu.

Donald Trump günümüzde başkanlık kampanyasında ‘Önce Amerika’ sloganını kullandığı için eleştirilmişti.

 

Lindbergh gerçekten antisemit miydi?

Lindbergh’in hem konuşmalarında, hem de mektup ve günlüklerinde kullandığı sözcükler beyaz ırkçı ve antisemit olduğunun kanıtıydı.

1939 yılında Reader’s Digest’te şöyle yazmıştı: “Ancak birbirimizle bağ kurup Avrupalı genlerimizi korursak, yabancı ırkların aramıza sızmasını önlersek, yabancı ordulara karşı kendimizi korursak ülkemizde barış ve güvenliği sağlayabiliriz.”

İskandinav göçmen bir ailenin oğlu olan Lindbergh kalıtım yolu ile soyu (özellikle insan soyunu) geliştirmeye çalışan bilim dalını savunurdu. Aynı zamanda Almanya’da bir ‘Yahudi Problemi’ olduğuna, Yahudilerin topluma etkisinin sınırlandırılması gerektiğine inanan Lindbergh, bir başka antisemit olduğu bilinen Henry Ford ile de yakın arkadaştı.

Tutkulu antisemit konuşmayı gerçekten yapmış mıydı?

‘Amerika Karşıtı Komplo’ dizisinin ilk bölümünde Herman Levin, Lindbergh’in radyoda yaptığı antisemitizm dolu konuşmasını duyuyor. Lindbergh konuşmasında, “Bu ülke için en tehlikeli olan onların (Yahudilerin) sinema dünyasını, basını, radyoyu ve hükümeti sahiplenmeleri ve etkilemeleridir” diyordu.

Konuşmadan öfkelenen Herman karısı Bess’i arayarak “Bizleri savaş tahrikçisi olarak görüyor” diyordu. Dizide kullanılan replikler Lindbergh’in Des Moines Iowa’da 11 Eylül 1941’de yaptığı bir konuşmadan alınmıştı.

‘Amerika Karşıtı Komplo’ dizisinde halk Lindbergh’in konuşmasını heyecanla izlerken gerçekte sözleri tüm ülkede protesto ile karşılanmıştı. Emekliler, dini liderler ve köşe yazarları konuşmayı lanetlemişlerdi. Ülkenin belli başlı gazetelerinden birinde şu sözler yer alıyordu: “Ses Lindbergh’in, ancak kullandığı sözler Hitler’in…”

Başkanlık için adaylığını koymuş muydu?

Bu doğru değil, ancak fikir sadece Roth’un hayal ürünü değildi. 2000 yılında Roth tarihçi Arthur Schlesinger’in otobiyografisini okurken, Schlesinger’in yazılarında bazı Cumhuriyetçi ırkçıların Lindbergh’i 1940 yılında başkanlık seçimlerine sokmak istediklerini okumuştu. New York Times’a verdiği demeçte Roth “Okuduğum kitapta Lindbergh hakkında daha önce hiç bilmediğim konuda bir cümleye rastladım. Bu beni düşündürdü. Acaba gerçekten bunu yapmış olsalardı ne olurdu?” dedi.

‘Amerika Karşıtı Komplo’ dizisinde Yahudilere karşı yapılan oylama gerçek miydi?

Dizinin ilk bölümündeki bir başka noktada Yahudi muhabir, Herman’a 1939 oylamasından bahsediyor. Oylamaya katılanların sadece yüzde 39’unun Yahudilere eşit davranılması gerektiği, yüzde 53’ün Yahudilerin farklı olduğu ve sınırlandırılmaları gerektiği ve yüzde 10’un ise Yahudilerin sınır dışı edilmesini savunduğu açıklanıyordu. Bu oylama gerçekti.

Lindbergh gerçekten Hitler’in dostu muydu?

Lindbergh ile Hitler dost değildi ancak Führer ona bir madalya vermişti. 1938 yılında Lindbergh, Adolf Hitler adına Herman Goering’in verdiği ‘Alman Kartalı Hizmet Haçı’ ile ödüllendirilmişti. Lindbergh’in aynı zamanda Nazi Dışişlerinde birçok irtibatı vardı.

JTA’nın 1962’deki raporuna göre ‘çok gizli’ yazışmalardan birinde Naziler, Alman Dışişleri Bakanlığına ve Savunma Bakanlığına Lindbergh’in temsil ettiği insanların kendileri için, o zaman ve gelecekte, Amerikalılar arasında en güvenilir işbirlikçiler olabileceğini belirtmişlerdi.

1940 başkanlık seçimlerinde ne oldu?

Roosvelt Cumhuriyetçi adayı eski Demokrat Wendell Wilkie’yi kolaylıkla yenerek beklenmedik bir şekilde üçüncü döneme başkanlık etme hakkını yüzde 55 oyla kazandı.

Philip Roth New Jersey’in banliyölerinden birinde mi büyüdü?

Roth dizideki Levinler gibi Newark’ın banliyösü Weequahic’te büyüdü. Babasının ismi dizideki gibi Herman, annesinin ismi Elisabeth’ti. O da dizideki Bess ismini andırıyordu. Erkek kardeşinin ismi ise Stanford’du ki onun da lakabı Sandy’di. Dizideki 1933 yılında doğan en küçük Levin’in ismi de Philip Roth idi. 1940 seçimlerinde yedi yaşındaydı. Kitaptaki ve dizideki Sandy ise Roth’un gerçek kardeşi gibi bir ressam. Yine dizideki baba gibi Roth’un gerçek babası da sigorta satıcısıydı.

‘Amerika Karşıtı Komplo’nun yayına girdiği zaman The New York Times’a verdiği röportajda Roth, “Okula başlamadan önce bile Nazi ve Amerikan antisemitizmi hakkında bir şeyler biliyordum. Henry Ford ve Charles Lindbergh gibi meşhur kişilerin yanı sıra Chaplin ve Valentino gibi film yıldızlarının antisemitizmi pompaladıklarını işitiyordum” açıklamasında bulundu.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün