Uzay madenciliği

Şaka değil bilim gerçekten uzaydaki madenleri dünyaya getirecek kadar ilerledi. Bilimle, teknolojiyle çok ilgilenmiyorsanız bile en azından siyasilerimizden en az bir kere duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum.

Bilim ve Teknoloji
21 Ağustos 2019 Çarşamba

Semi Venturero


En basit tanımıyla uzay madenciliği özellikle Mars ile Jüpiter arasındaki asteroid kuşağından asteroid alıp Dünya’ya getirmek veya Ay da işleyip oradan Dünya’ya getirmek. “Dünya da maden mi yok?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Fakat asteroittekiler platin, iridyum ve redyum gibi muhtemelen adını bile duymadığınız dünyada hızla azalan ve 50-60 yıl içinde bitmesi öngörülen madenler.

Uzay madenciliğinin piyasa değeri 10 kentilyon yani 10 trilyonun bir milyon katı. Bu sayı 78 trilyonluk küresel ekonomiden kat ve kat fazla. Bu maddeler öyle önemli ki 40 yıl içinde cep telefonu üretilemeyecek ya da alamayacağımız kadar pahalı olacak.

Dünyada hâlihazırda (benim bulabildiğim) dört tane uzay madenciliği şirketi var. Birini astronotlar kurdu, birini Google’ın ortaklarından biri kurdu. Toplamda dört tane şirket var. Beş kilometre çapında bir asteroide 1,5 ila 4 trilyon dolar değer biçiliyor. Uzay çalışmalarından bahsetmişken zamanında Hindistan 74 milyon dolara uzaya sonda yolladı. Türkiye’de neden uzay madenciliği yok diye kendime soruyorum çünkü aslında bu işleme verilecek bir bütçemiz olduğu fikrindeyim sonuçta ciddi rakamlara uçak alabiliyoruz.

Türkiye’den uzay madencisi çıkar mı?

Türkiye’nin uzay çalışmalarında bir adım atmasına en yaklaştığı an ESO’ya (Avrupa Güney Rasathanesi) üye olma ihtimaliydi. Dünya’nın en büyük teleskopları orada. Eğer Türkiye üye olursa, uzayı dünyanın en teknolojik teleskoplarıyla Türk mühendisler izleyecek. Teleskopların yazılımını ve parçalarını Türk firmalar yapabilecek. Dolayısıyla Türkiye’deki AR-GE gelişecek. Uzayla ilgili veriyi önce Türk mühendisler görecek, yeni bir gezegen, galaksi, yıldız veya başka bir şey bulunduğunda doğal olarak ismi bulan Türk’ün olacak ya da ismine Türkiye karar verecek. Elbette ESO’ya katılmadan da yüksek teknolojili teleskoplar yapıp uzayı inceleyebiliriz fakat asla diğer ülkelere yetişemeyiz. Şu anda hâlihazırda Nasa da çalışan altı tane Türk var, Dünya’nın her yerinde bir başarı elde etmiş bilim insanlarımız var. Türkiye’nin uzayda altı tane uydusu var. ESO, Türkiye’nin uzay çalışmalarında ciddi bir adım olacaktır. Hayal etmesi bile çok güzel.


Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün