BuDa Var - Summertime Sadness

Yaz gelince insanın içi neşe ile dolar. Bu yaz ise piyasalarda pek neşe yok. Yazın üzüntüsü baharın gelmemesinden midir, kışın erken gelecek gibi görünmesinden midir bilinmez. Belki de son günlerde Avrupa’yı tek güldüren İsrail’de Eurovision’u kazanan Hollanda. Ajax’ın rövanşını aldılar. Bizi ise Eurovision’da güldüren Madonna’nın birinciliği oldu.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
29 Mayıs 2019 Çarşamba

Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrası Yunanistan’da erken seçim kararı, Avusturya’da hükümetin düşmesi, İngiltere’de Theresa May’in istifası sanki Game of Thrones final bölümü gibi. Dizide hayranlar sürpriz sonunu beğenmeyip imza toplamışlardı. Ancak görünen o ki, Avrupa’da artık imza topalayarak çözülebilecek pek fazla konu yok gibi. Son Fransa seçimlerinde net bir şekilde görülen Le Pen başarısını görmek istemeyenlerin bugün parlamento sonuçları ile yüzleşmesi haliyle zor oluyor. 26 Nisan 2017’de Fransa seçimleri sonrasındaki ‘Düğün Dernek’ yazımızda son söz olarak, “Düğün Dernek, ‘Eyvah Eyvah 2’ye döner mi, beraberce göreceğiz” demiştik. Ve döndü. Fransa’da aşırı sağın yükselişi artık Avrupa Parlamentosunda. Artık, Avrupa Birliği karşıtları daha fazla olarak parlamentoda özetle. Öte yandan, geniş ve daha çok parçalanmış bir parlamentonun o kadar da AB karşıtı olmayacağı kanaati ile borsalarda hisseler yükselişe geçti (Tabii negatif ayrışanlar var). Brezilya dizisine dönen Brexit için artık yeni başbakan bekleniyor. Kraliyet Ailesine gelen yeni torun bakalım ne kısmetle geldi güneş batmayan İngiliz coğrafyasına. İster misiniz bir exit beklerken artık Avrupa’da birlikten birden çok exit olsun. Fransa’da sarı yeleklilerin gösterileri bitmiyor. Macron ilk exit eden olabilir mi mesela? Yoksa Le Pen’li Fransa birlikten ilk exit eden olabilir mi? Özetle, herkes hâlâ inanmak istediğine inanıyor gibi bir durum var.

Nissan Renault işi CEO ile sekteye uğradıktan sonra pek bir haber gelmiyordu o taraflardan. Şimdi Fiat Renault birleşmesi konuşulmaya başladı. Bir ayrılık, bir birleşme. İlişki durumu karışık.

TRUMP’SIZ GÜNDEM OLMAZ

Farkındaysanız ikinci paragrafa geldik henüz ABD ve Trump demedik. Trump Japonya’da hâlâ Uzakdoğu dengelerinin peşinde. Japonya’nın İran ile arabuluculuk kararı yapma niyetinden ve kendisinin duyurduğu 105 adet F-35 uçağı alacak olmasından memnun görünüyor. Ağustosta ticaret anlaşması imzalayabileceklerini açıkladı ve yeni imparatorla da tanıştı. Kuzey Kore konusunda ise Abe ile aynı görüşte değiller. Çin, Kuzey Kore, İran konuları daha uzunca bir süre gündemi belirleyecek gibi duruyor. Seçim beyannamesinde yazanlardan farklı başlıklar yok burada şaşılacak. Guaido Venezuela’da hükümet ile görüştüğünü açıkladı. O taraflarda pek ses yok bu nedenle. Guaido’ya Wikipedia’da Venezuela geçici cumhurbaşkanı yazıyor olması ise günümüz dünyasını özetlemek adına ilginç bir örnek. Nette arattığınızda kurucusu Assange ile ilgili olarak “Demokrasiyi Amerikan despotizmden korumalıyız” diye antiwar.com adlı sitede yeni çıkan makale örneği bazı ülkelerde yasaklı olan sitenin tezatları üzerinden dünyanın durumunu ortaya koyuyor. UBER için de örneğin benzer bir durum var dünyada. Buradan dünya Dördüncü Sanayi Devrimini sindirmekte zorlanıyor demek mümkün. Yani hem çıkış arayan hem de teknolojinin hızına cevap veremeyen bir küresel ekonomi var.

ARTÇILAR DEVAM EDİYOR

Özetlersek, aslında dünya hâlâ 2008 şoku ile ayyuka çıkan ekonomik çöküntünün artçı sarsıntıları ile yola devam ediyor. 2000’li yılların başında teknoloji hisseleri ile dış ticaret ve bütçe açıklarını kapamaya çalışan en büyük ekonomi artık Huawei gibi teknolojinin farkı kapattığını gördükçe huzursuzlaşıyor. Dalgalı kur rejiminde Mark’ın yerini Euro ile doldurmaya çalışan Avrupa Birliği büyümede, nüfusta yaşadığı sorunları gidermekte zorlanıyor. Bütçe açıkları ile batan ekonomilerini daha fazla kaldıramadığı için seçimlerle daha çok belirsizliğe doğru ilerliyor. Şimdi bütçe açığı olan AB ülkelerinin ceza ödemesini konuşuyor.

Yani siyasi konjonktürde dünyada yaşanan sorunların çoğu tamamen duygusal nedenlerden. Ekonomilerinde sorun yaşayan gelişmiş ekonomiler karşısında 80’li yıllardaki Japonya’nın yerine Uzakdoğu’nun teknoloji ile hızla ivmelenmesi, Rusya’nın eski günlerine dönmesi, kapanmayan bütçe açıkları ve artan dış ticaret açıkları nedeni ile başta ABD tarafında çözüm arayışlarını hızlandırıyor. AB’de ise nette tek kazanan Almanya olunca birlikten serbest dolaşım ve Erasmus dışında pek bir şey kazanamayan işgücünü, halkları pek mutlu etmiyor. Bu yukarıdaki sözde birliği sokak seviyesinde pek göstermiyor. Özellikle mülteci ve yabancı akımları sindirmekte zorlandıkça küresel rüzgarla daha çok içine kapanıyor. Dünya bir Prag Baharı öncesi sessizliğinde bir yandan adına kur ve ticaret savaşı dediği yeni bir soğuk savaş dönemine giriyor, bir yandan teknolojinin getireceği faydalar ve zararlar arasında git-geller yaşıyor.

TEKNOLOJİDE BİZİ NE BEKLİYOR?

Yapay zekâ ve robotik bunlardan biri. Bir diğeri uzay çalışmaları. Rekabette öne çıkmak adına çalışmalar hızla sürüyor. Ancak robotlar bazı meslekleri gündemden çıkarınca veya işgücünün yerine geçince ne olacak kimse bilmiyor. Ne AB’de, ne ABD’de kimse bir işgücü planlaması yapmıyor. Alibaba’nın veya Amazon’un lojistik merkezlerinde kalite kontrol, iade, paketleme dışında neredeyse insan çalışmıyor artık. Drone’lar tarımsal arazilerde, güneş santrallerinde kontrollerde kullanılıyor. Yapay zekâ ile merkeze aktarılan bilgiler ile daha az insanla nokta atış müdahale yapılıyor sorunlara. Fakat yapay zekâ ile ilgili dünya üzerinde hiçbir ortak çalışma yok. Yani standartlaşma yok. Yapay zekânın doğurabileceği risklerin nasıl giderileceğini kimse bilmiyor. Mesela genetik bilimde insan klonlanması yasaklanmıştı (Gerçi bunu aştığını iddia edenler oldu, örneğin Çin’de). Yapay zekanın yarın bir insan beynine enjekte edilmesi denendiğinde buna kim dur diyecek, ya da Trump’ın Google üzerinden Huawei’ye dur dediği örneği gibi yarın bir küresel borsa aracı kurumunun server’larının dur demeyeceğinin bir garantisi var mı? Sahi ya küresel borsalarda işlem gören teknoloji hisselerinin ürünlerine durdurma kararı gelirse? Huawei kararından sonra bunun bir garantisi kaldı mı? Yapay zekalı bir sürücüsüz otomobil kaza yaptığında suçlu kim olacak? Sigorta şirketine kusuru kim bildirecek? Daha doğrusu bu araçların bir kaskosu olacak mı? Hasar sonrası rücuyu sigorta şirketi kime yapacak? Bunları çalışan birileri dünyada var mı? Dünyanın sorunları görüldüğü üzere çok duygusal, dönüyor dolaşıyor para ile ilgili konulara geliyor. FED’in bilançosu 3.8 trilyon Doların altına indi. Bir yılda 500 milyar Doların üstünde bir daralma ve resmi bir açıklama, program olmadan. Aslında ticaret savaşlarının bir nedeni de burada. İçeride tüketici kredileri hâlâ 4 trilyon Dolar iken, FED’de bilanço daralırken 1.7 trilyon Dolara çıkan emisyon ile beraber içeride ekonomiyi canlı tutabilmek ve borsadaki ateşle bunu sıcak tutabilmek. Para derken kripto paraların ateşlenmesi biraz bu nedenlerden. Hâlâ kripto paralara birçok yerli ve yabancı ekonomist veya eski moda yatırım bankacısı şüphe ile bakıyor. Ancak mobil dünyada ürkek yatırımcı yön arıyor. Kripto paralar (tabii seçici 25-30 tanesi) bu nedenle öne çıkıyor.

Bir de uzay konusu var. Astro-ekonomiyi veya uzay ekonomisini Türk ekonomi basınında yine bu sayfada ilk Şalom gündeme getirmişti. Uzay ordusu kararından sonra aya astronot gönderme kararı geldi ancak Çin, Hindistan, İsrail, Japonya, Rusya yarışta ben de varım diyor. Biz adımızı Mars’a yazarak varız diyoruz. Fakat uzayın ticarileşmesi noktasında hâlâ bir küresel düzenleme yok. Yapay zekâda, uzayda regülasyonu kimse dert etmiyor ancak nedense kripto paraların regülasyonu yok diye birçok dert edeni var. Nerelerden nereye geldik yazıda. Şimdi yaz üzülmesin de kim üzülsün. Lana Del Rey sen bizi affet. Güzelim şarkı dertler benim, çile benim, mutluluk senin olsun kıvamına geldi.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün