Tüketici Tükeniyor – 4

Haluk Levent’in AHBAP girişimi gibi tüketici adına hayır işlerine destek vermek adına, tüketicilerin, vatandaşların ticaret dünyasındaki sorunları biriktikçe, gözlemleyip, deneyimledikçe buradan özet veriyoruz. Bu sayfada yavaş yavaş karşı komşu Ayşe Teyze ve emekli öğretmen esnaf Salih Amca’nın hayatları için bir tüketici köşesi oluşmaya başladı.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
15 Mayıs 2019 Çarşamba

Daha önce sosyal medyanın ve internetin risklerini serinin farklı yazılarında dile getirmiştik. Oradan devam edelim. Bankalararası Kart Merkezi, Demet Evgar’lı çok güzel ve odaklı bir viral reklam ile sosyal medya palavraları, internet ve telefonla kart dolandırıcılığı üzerine kamu spotu yayınladı. Aralarda televizyonda Ticaret Bakanlığının (veya BDDK’nın) aynı konudaki spotları dönüyor, Youtube’de bunlar görülebilir . Lakin Twitter’da sponsorlu diye atılan birçok post (yani reklamda) sahte / trol hesaplar üzerinden banka isimleri, görselleri, kredi kartı markaları kullanılarak sahte sitelere yönlendirilmek suretiyle tüketicilerin kimlik bilgilerinin çalınması (phishing) hedefleniyor. Şimdi, Twitter’a bu hesapları spam veya sahtekârlık olarak bildirmek mümkün, hatta çoğu bilinçli kullanıcı Emniyet’i veya ilgili bankayı tag’leyerek bu hesapları bildiriyor. İki bankanın üst düzey yöneticilerine ben de bildirdim. Ancak, burada kamu spotu veya tüketici bildirimleri yeterli mi? Konunun muhatapları olan düzenleyici kurumlar ve birlikler yani BDDK, TBB ya da BTK, RTÜK’ün bu konularda suç duyurusunda bulunması ya da Twitter başta olmak üzere ilgili platformlarda gerekli önlemleri aldırmak için aksiyona geçmesi, Çiftlikbank gibi organize suçların önüne geçmek adına her geçen gün daha elzem bir hal alıyor. Keza telefonla dolandırıcılık veya E-Ticaret ya da KVKK’nın açık hükümlerine rağmen izinsiz veri tabanı aramaları ve mesajı gönderen 800’lü (hatta 216’li) hatların önüne geçilebilmesi adına operatörler tarafında da bir mevzuat düzenlemesine acil ihtiyaç var. Yani tüketici burada E-Devlet, BTK ya da Ticaret Bakanlığına şikâyet etmek yerine daha merkezi bir yapı ile korunmalı ve bu şekilde izinli arama yapabilecek sektör, firmalar, ürün ve hizmetler için bir düzenleme ve kontrol mekanizması oluşturulması, operatörlerin bu hatları ilgili firmalara tahsis ederken bankacılıkta olduğu gibi ‘Know-Your-Customer (Müşterini Tanı)’ ve MASAK hususlarına riayet etmesi sağlanmalı. Otellerde tatil, internet hattı satışı için alınan izinsiz SMS ve aramalar içinse daha önce önerdiğimiz şekilde, bağımsız denetçilik mekanizması şirketlerin KVKK ve E-Ticaret kurallarına uyumlarının kontrolü için kullanılabilir.

Bir diğer husus ise yasal olmayan bahis sitelerinin, genelde üniversite öğrencilerine ek gelir sağlama vaadi ile bankada hesap açtırarak bu hesapları tediye amaçlı kullandırması. Finansal okuryazarlığı düşük ve öğrenimi için ek gelire ihtiyaç duyan bilgisiz, iyiniyetli veya farkındalığı düşük bu kitlelerin hem kendilerini hem de ailelerini zor duruma düşürmesi söz konusu. Yasal olmayan talih oyunlarının para trafiğinin kontrolü kadar masum kitlelerin kandırılmasını engellemek adına da aksiyon almak lazım.

Reklamlar gözden geçirilmeli

Anneler Günü’nde bir bankanın reklamı, kızının ve oğlunun anneye kötü davranması ve sonunda ise hatalarını anlayıp annelerin evlatlarına sonsuz kredi açması temasını işliyordu. Reklamın aldığı tepkiden çok bankacılık adına bir noktayı hatırlatmak lazım. Bankalar güven kurumudur. Tüketici ne hata yaparsa yapsın, bankalar sonsuz kredi açamaz. Dolayısı ile reklam metin yazarının vermek istediği mesaj bu açıdan yanlış. Aynen yatırım amaçlı uranyum günü yapan ev hanımları gibi. Kanuna göre uranyum bulundurmak suçtur. Reklam bile olsa, espri olarak yansıtılmak istense de tüketici nezdinde yanlış algılara yol açabilecek reklamları, özellikle bazı sektörlerde yayınlamadan önce iki kere değerlendirmek, hatta firma içinde bir üst kuruldan geçirmek faydalı olacaktır. 

Beyaz Masa hizmetleri

Geçenlerde bir iftar daveti için Ortaköy’e gittim. İftar saatini beklerken Ortaköy’ü gezdim. İskele ve Ortaköy Camii arasında denizin üstü çöp doluydu. 153 Beyaz Masayı arayarak bu görüntünün ne İstanbul’a, ne Ortaköy Camine, ne de turizm sezonu öncesi turist dolu olan bir merkeze yakışmadığını ilettim ve bir deniz çöp toplama / temizleme aracı talep ettim. Bunu bir İstanbullunun ya da vatandaşın söylemesine gerek yok. Bebek, Yeniköy, Ortaköy gibi koylarda bu bir rutin olmalı. Keza kumpircilerin önünden geçerken mağaza sahiplerinin çığırtkan davetleri turistlerin dikkatini çekiyor ve bir hoş anı bırakıyor olabilir ancak hemen karşısının bir ibadethane (kilise) olduğunu da hatırlatmak lazım. Ortaköy’ü bir dünya mirası ve turistik cazibe merkezi yapan sadece kumpirciler, Boğaz manzarası değil aynı zamanda üç semavi dinin birer sokak arayla bir arada özgürce varlığını sürdürebilmesi aynı zamanda. Türkiye’yi ise bir dünya devi yapan özelliği ise dinler, kültürler ve milletler arasındaki köprü vazifesini yüzyıllardır sürdürebilmesi ve bu zenginlik TCMB net veya brüt rezervlerinden daha önemli.

Büyükşehirden başladık. Oradan bitirelim. Metrobüs yolunda birçok noktada artık asfalt çukurlara dönmüş. Metrobüs şoförleri slalom yapıyor, böbrek taşı olanlar otobüs zıpladıkça taşlarından kurtuluyor. Mecidiyeköy’de ise görevlilerin kabininden aşağıya yürüyen merdivenlere su akıntısı vardı. Sağ olsun, 153 İBB bu talebimi halletti. Sıra asfaltların güzel olmasında.

Madem artık bir tüketici köşemiz oluşmaya başladı. Siz de tüketicinin haklarına dair şikâyet, öneri ve dileklerinizi bizlere gönderebilirsiniz. Okuyucu velinimettir.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün