Holokost’un Bilinmeyen Kahramanı Türk Öğretmen Saide

Holokost sırasında hayatını tehlikeye atarak 88 Yahudi’nin hayatını kurtaran Anaokulu müdiresi, Uluslararası Dürüst payesine sahip, Kırımlı Saide Arifova’nın filme de konu olan öyküsü…

Perspektif
5 Aralık 2018 Çarşamba

Avraham Zafer İşcen

Yazıya ünlü kompozitör Beethoven’in en güçlü eseri 9. Senfonisinin koral bölümünde, koronun icra ettiği dizeleriyle başlamak istiyorum.

“Senin büyün birleştiriyor / Geleneklerin ayırdıklarını.

Ve senin sihirli kanadının değdiği mekânda / Tüm insanlar kardeş oluyor.

Kim ermişse yüce saadetine / Bir dost ile dost olmanın.

Kim kazanmışsa yüreğini soylu bir hanımın, / Evet, kim bu yeryüzünde,

Bir cana canım diyebilmişse, / Gelsin katılsın sevincimize

Ama kim tadamamışsa bunu hayatında, / Çekilsin gitsin aramızdan ağlayarak...”

Saide Arifova, 13 Şubat 1916’da Kırım’ın Bağçasaray şehrinde doğdu.

Holokost sırasında hayatını tehlikeye atarak 88 Yahudi’nin (Aşkenaz ve Kırımçak) hayatını kurtardı. Bağçasaray Anaokulunda müdür olan Saide, okuldaki çocukların etnik kimliklerini sakladı. Onu sorgulayan, Nazi askerlerinden çocuklar hakkındaki bilgileri saklayarak, onlara sahte belge ve raporlar temin etti, bu şekilde hayatlarını kurtardı.

Naziler, karma evlilik yapmış Saliyev Ailesini, Yahudi olarak sınıflandırmak suretiyle katletmek istiyorlardı. Saide Öğretmeni, sorgu sırasında ailesini öldürmekle tehdit etmelerine rağmen, Saliyev Ailesinin tamamen Kırım Türk ailesi oldukları hususunda ifade verdi.

Saide Öğretmen, Yahudi komşusu, Volya Polyakova ve babası Mordehay Zengin’in Karay olduğu konusunda ifade verdi. Saide Öğretmen sayesinde savaş sırasında cephede olan Bay Schwartzman’ın eşi Saide Celilova ve kızları Maya hayatta kaldılar.

Cephede savaşan Moyşe Hovaylo’nun eşi ve küçük çocuğunu, Bağçasaray’a 20 kilometre uzaklıktaki Duvanköy’de sakladı.

1943 yılının ortalarında, Kırım Partizan Komutanlığı, Saide Arifova adlı bir Kırım Türkü öğretmenin, Yahudileri Nazilerden kurtardığını genel komutanlığa rapor etti. Yalta ormanlarında faaliyet gösteren Kırım Partizanları Güney Birliği Komiseri Mustafa Selimov, Saide Öğretmen’in yanına kendi adamlarından Maye Hurşudova’yı gönderdi.

Naziler çocukları canlı kalkan olarak kullandı

1943 yılının Eylül ayında, Kerçtaş’taki Hacı Muşkay Taş Ocaklarında, Kırımlı partizanların Nazilere karşı mücadeleyi kaybetmesi sonrasında, Naziler ele geçirilen partizanların çocuklarını bir araya topladı. 2 ile 15 yaş arasında 73 çocuk toplanmıştı. Çoğunlukla Yahudi olan çocuklar, Kerç şehrindeki yatılı okula yerleştirdi. Bu çocukları Naziler Kerç, Akyar (Sivastopol) deniz yolu hattında, savaş gemilerinin üzerine yerleştirerek, canlı kalkan olarak kullanıyorlardı.

Sovyet uçakları, Nazi savaş gemilerinin üzerindeki bu çocukları gördüklerinde, bu gemileri bombalayamıyordu. Bundan dolayı çocukların sağlık durumları çok kötüydü. Saide Öğretmen bu çocuklara yardımcı olmak için, Bağçasaray şehri sakinlerinden, gıda ve giyecek yardımı sağlamaya çalışıyordu. Herkes elinde ne varsa Saide Öğretmen’e yardımcı oluyordu. Bu sayede çocuklar yavaş yavaş iyileşmeye başlamışlardı. 

Saide Öğretmen bütün çocuklara, Kırım Türkçesi, Kırım Türk adet ve dualarını öğretmişti. Hepsine Kırım Türk isimleri vermişti. Ayrıca resmi evraklarını, Kırım Türkleri şeklinde düzenlemişti. Saide Öğretmen’e yardım eden Doktor Fayzullayeva, hasta çocukları ilaçsız bırakmıyordu. Bu şekilde çocuklar, Kırımlı yardım meleklerinin kanatları altında kendilerini toparladı. Saide Arifova sayesinde hepsi hayatta kaldı.

 

Çocuklar kurtarıldı

Bir gün Bağçasaray Nazi Komutanlığı, çocukların her an Almanya’ya sevkiyatı hususunda hazırlanması gerektiği bilgisini verdi. Bunun üzerine Bağçasaray Partizan Komutanlığı, Saide Öğretmen’e çocukların hayatlarının kesinlikle kurtarılması hususundaki emirini iletti. Doktor Fayzullayeva, çocukların tüberküloz, uyuz ve Nazi askerleri için sakıncalı görülen diğer hastalıklarının olduğu hususunda rapor verdi.

Bu belgeler Nazilere iletilince bulaşıcı hastalıklardan dolayı panik yaşayan Naziler, çocukların Almanya’ya sevkiyatını askıya aldı. Çocukların, Nazi Komutanlığından uzaklaştırılması kararı alındı. Saide Öğretmen’in savaştan önceki tanıdığı Belediye Başkanı Rifat Divanov aracılığıyla, Bağçasaray şehrinden 3 kilometre uzaklıktaki Salacık Kasabındaki, Kırımlı Türk Lideri İsmail Bey Mirza Gasprinskiy’nin eski evine yerleştirilmeleri teklif edildi. O vahşet dolu yıllarda, elindeki tüm imkânları ve bağlantıları kullanarak, dağlarda Nazilere karşı mukavemet gösteren partizanlardan temin ettiği inşaat malzemeleriyle, 23 Şubat 1944 tarihine kadar oğluyla beraber, çocukların sığındıkları evi tamir etti ve çocukları oraya yerleştirdi. Böylece çocukları Naziler ve Gestapodan uzaklaştırmayı başardı. 13 Nisan 1944’te Kırım Partizan Birlikleri, Bağçasaray ve nahiyelerini, Alman Nazilerden temizlemeyi başardı.

Saide Öğretmen ve ailesine sürgün

Naziler geri çekilirlerken, çocukları da beraberlerinde Almanya’ya götürmeyi başaramadı. Bu olaylar sırasında Saide Öğretmen, Naziler tarafından tutuklanarak zindana atıldı. Ağır işkencelere maruz kaldı ama hiçbir şekilde çocukların kimlikleri konusunda bilgi vermedi.

Saide Arifova kendisiyle yapılan bir röportajda, “O sıralarda korkuyor muydunuz?” sorusuna, “Korkmak mı? Kemiklerim kırıktı, defalarca Gestapo’ya gittim. Pasaportuma güvenilmez mührü basılmıştı. Bağçasaray dışına çıkmam saklanmıştı. Hayır, artık korkmuyordum. Böyle zamanlarda insan korkmuyor” diye cevap verdi.

Naziler, Saide Öğretmen ve ailesini idam edecekti. Ancak onları mucizevi bir şekilde, Romen ordusu komutanlarından, Romanyalı Kırım Türkü din adamı İsmail Efendi Saliyev kurtardı.

Sovyet Rus hâkimiyeti tarafından, 18 Mayıs 1944’te Saide Öğretmen ve ailesi, tüm diğer Kırım Türkleri gibi vatan haini olarak ilan edildiler. Özbekistan’ın Semerkant bölgesine sürgün edildiler.

Ancak Kırım Türklerinin, Sovyet Rus hâkimiyeti sırasındaki sürgünü öncesinde, Saide Öğretmen, sakladığı Yahudi çocuklarının, Kırım Türk’ü olmadıkları konusunda NKVD görevlilerini bilgilendirdi ve belgelerini ibraz etti. Bu şekilde Sovyet hâkimiyeti tarafından tatbik edilen sürgün ve katliamdan Yahudi çocuklarını kurtardı.

Saide Öğretmen’in hayatlarını kurtardığı tüm Yahudiler, Saide Öğretmen ve ailesini, sürgünden kurtarmak için çeşitli resmi makamlara başvurdu. Maalesef bundan hiçbir sonuç elde edemediler.

Saide Öğretmen NKVD Ajanları tarafından, kamyonla sürgüne götürülürken, kamyonun peşinden koşan Yahudi çocukları, “Saide Annemizi bizi geri verin” diye feryat ederek ağlıyordu.

Perestroyka döneminde, Saide Öğretmen ve oğlu Mustafa Arifov, vatanları Ukrayna, Kırım’a geri döndüler.

Saide Bita (Büyükanne) 91 yaşında, 9 Ağustos 2007’de ebediyete intikal etti. Akmescit (Simferopol) şehrinde Acıkal (Çistinkoye) Müslüman kabristanında toprağa verildi.

 

Saide Öğretmen’in anısına ‘Başkasının Duası’ filmi çekildi

Kırım Türk Yönetmeni Ahtem Seyitablayev, Uluslararası Dürüst payesine sahip olan Saide Öğretmen’in anısını ölümsüzleştirmek amacıyla ‘Başkasının Duası’ adlı filmi hazırladı. Film, ne yazık ki Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da çekilemedi; Gürcistan, Ukrayna ve İsrail’de çekildi. Film, Ukrayna’da 18 Mayıs 2017’de Kırım Türk Soykırımının yıldönümünde vizyona girdi.

Film, Avrupa’nın birçok şehrinde, Kanada, Amerika ve İsrail’de de vizyona girdi. Strasburg Film Festival gibi çeşitli uluslararası film festivallerinde yer aldı. Ukrayna Eurovision Temsilcisi ve Şampiyonu Kırımlı Türk Sanatçı Jamala’nın 1944 Kırım Soykırımı şarkısı, filmin müzikleri arasında yer aldı.

Sözlerimi ünlü şair Ömer Hayyam’ın dörtlüğüyle bitirmek istiyorum.

“Bilgenin yüreğinde her dilek,

Anka kuşu gibi gizli gerek.

Damla nasıl inci olur denizde,

Sedefler içinde gizlenerek...”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün