Milli takımdan gestapoya

1930’larda Fransız Milli Takımı’nın kaptanlığını üstlenen Alexandre Villaplane’in Nazilerle işbirliğine uzanan hayat hikâyesi...

Spor
28 Kasım 2018 Çarşamba

Eran Kan

 

Sporseverler için milli takımlarının başarısı ayrı bir yere sahiptir. Milli takımın maçı olduğu zaman yerel rekabetler ikinci plana koyulur ve ülke adeta birleşir. Milli sporcular da performansları ile taraftarları sürükler. Özellikle de takım kaptanları ve başarılı futbolcular geldikleri ülkeleri dünya çapında temsil eder ve yetenekleri ile ülkelerini gururlandırırlar. II. Dünya Savaşı sırasında bir Fransız futbolcu için aynısı geçerli değildi. Fransa’yı 1930 Dünya Kupası’nda kaptanlık etme gururuna sahip olan Alexandre Villaplane, Nazilerin işgali ile taraflarını ve tüm ülkesi yüzüstü bırakmıştı.

CEZAYİR’DEN FRANSA’YA

Mülteci bir çiftin oğlu olan Villaplane, Fransız-Cezayir’de hayata geldi. 1921 yılında Fransa’ya amcalarının yanına taşındı. Mültecilerin yoğunlukta olduğu Cezayir’den Fransa’ya gelişi ile Villaplane, kendini alışık olmadığı lüks bir hayatın içinde buldu. Eğitim almayışı üzerine kendini futbola verdi ve 17 yaşında FC Sete takımına katıldı. Çok hırslı ve istekli bir defans oyuncusu olarak takım arkadaşları ve taraftarları etkilemeyi başardı. Takım arkadaşları, Villaplane’ı ‘çok soğuk’ olarak tanımlıyordu. Özellikle takım ve arkadaşları yerine kazandığı parayı düşündüğü ve önceliğinin maaşını arttırmak olduğu söyleniyordu. Yoksul bir çocukluktan gelişen bir Fransa’ya gelmesi onun para odaklı düşünmesinin sebebi olarak görülüyordu.

Güçlü fiziği ve hava hâkimiyetiyle beraber bileklerine hâkim olması ve top kontrolü Villaplane’i Fransa’nın başarılı genç defanslarından biri haline getirdi. 1926 yılında milli takıma çağrılması üzerine Kuzey Afrika kökenli ilk Fransız Milli Takım oyuncusu oldu. Halk ve sporseverlerin gözünde Villaplane’in başarısı ilham veren bir hikâyeydi. Hikâyesi, Fransız takım kaptanı seçilmesi ile devam etti. 1930 Uruguay Dünya Kupası’na gidişi ile ülkesini temsil etti ve her 20 maça da çıkarak büyük bir başarıya imza attı. Villaplane, Montevideo’da Meksika karşısındaki maça takımını çıkarmayı hayatının en mutlu anı olarak tanımladı.

Başarısıyla beraber çok genç yaşta Racing Club Paris’e transfer oldu. Amatör bir oyuncu olarak alması beklenmeyen yüksek maaşlar almayı başardı. Küçüklüğünde yaşadığı sokak aralarından sonra Paris’te yaşadığı lüks hayat Villaplane’i etkiledi. Villaplane vaktinin çoğunu kumarhanelerde geçirmeye başladı. Hem futbol hem de at yarışı şike davalarının ardından hapse atıldı ve futbol kariyeri sonlandı. Fransa’nın gururu olan Villaplane hırsına yenik düşüp hayatını mahvetti.

HAPİSTEN NAZİLERE

Ne yazık ki Villaplane’in hapis sonrası hayatı çok daha farklıydı. Hapiste olduğu sürede Nazi destekçisi ve Fransız gestaposunun başı Henri Lafont ile görüşmesinin ardından Villaplane kendini Nazilerle beraber buldu. Lafont, Adolf Hitler gibi Almanya sevgisi veya Yahudi nefreti yerine para aşkı ile hareket ediyordu. Lafont, Fransız gestaposu için eleman arayışı için gittiği bir hapishanede Villaplane ile tanıştı ve aynı para aşkını paylaşmaları üzerine Villaplane’i aralarına kattı. Villaplane gestapoda önce şoförlük ardından da basit taşıma işlemleri yaptı. Lafont’un gözlemlerinin ardından Villaplane gestapo hiyerarşisinde yükselmeyi başardı.

Güney Fransa eşiklerinde büyüyen ayaklanmaları dindirmek ve bölgedeki Nazi gücünü korumak ile görevlendirilen Villaplane gestaponun en kıdemli üyelerinden biri haline geldi. Fransız araştırmacı yazar Philippe Aziz bir araştırmasında Villaplane’e yer verir. Bölgedeki sanıklara göre Villaplane birçok cinayet, tecavüz ve işkencenin emrini vermenin yanında ayrıca halkı sömürüyordu. Silah zoru ile insanların mal varlığına el koyuyor, Fransa’dan götürülen Yahudilerin servetlerini sahipleniyordu. Bu işi yaparken zevk aldığı da Aziz’in yazısında bahsedilir.

Villaplane, Amerikalıların savaşa katılması ile güçsüz duruma düşen Nazilerin geleceğinin uzun olmadığını anında fark eder. Bunun ardından halka para karşılığı yardım etmeye başlar. Fransa kendini özgürleştirmeden adını temize çıkarmak için elinden her şeyi yapan Villaplane başarısız olur. Fransızlar Villaplane’in Fransız gestaposu ile ilişkisini bulmayı başarır ve onu gestaponun devamı ile cezalandırır. 26 Aralık 1944 (Boxing Day)’de Villaplane vurularak öldürülür. Villaplane’in hırs, cimrilik ve vahşet ile dolu hayatı sonlanır.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün