Türkiye-İsrail arasındaki iyi ilişkiler ekonomiden geçiyor

İsrail ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin gelişimine paralel olarak iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin de güçlenmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulan Türkiye-İsrail İş Konseyi, geçtiğimiz hafta Tel Aviv’de bir kongre düzenledi.

Elda SASUN Toplum
14 Kasım 2018 Çarşamba

7 Kasım Perşembe günü düzenlenen kongre, Konsey’in Tel Aviv’deki mekânında gerçekleşti.

Türkiye – İsrail ilişkilerinin normalleşme sürecine girmesiyle daha da aktifleşen İş Konseyi, başta bilişim, inovasyon, yüksek teknoloji, medikal ekipmanlar ve tarım/gıda sektörleri olmak üzere, birçok alanda etkinlikler düzenlerken; inşaat, enerji ve finans sektörlerinde işbirliklerini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor.

Konsey Başkanı Menashe Carmon’un başkanlığında düzenlenen kongrede seçkin konuşmacılar bir araya geldi. Büyükelçi Eitan Nae, İsrailli Dış Ticaret ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dan Kataribas, Türkiye’deki Konseyin Türkiye Başkanı  Hasan Akçakayalıoğlu, İsrail Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı Avrupa Departmanı Müdürü Ami Levin, HYPE Sports Innovation kurucusu Dr. Nir Ben Lavi katılan isimler oldu.

Geniş bir katılımcı topluluğunun yer aldığı günde, ekonomik kriz ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri konuşmaların odağında oldu. Konuşmacılar, değişimlere rağmen iş alanındaki ilişkilerin devam etmesi dileklerini iletti. Büyükelçi Eitan Nae, iki ülke arasındaki iş potansiyelinin geniş olduğunu; enerji, teknoloji ve daha birçok konuda iş birliği ve ticaret olanakları olduğunu vurguladı. Nae, “Büyükelçiler olmadığı için ilişkiler herkesin bildiği gibi en düşük düzeyde fakat buna rağmen ticaret ilişkilerimiz devam ediyor” dedi.

Türkiye’deki İş Konseyi Başkanı Hasan Akçakayalıoğlu ise “Ekonomik ilişkileri geliştirmek için birlikteyiz” dedi ve döviz kurunun yükselişine, bunun da ticarete olan etkisine değindi.

Ami Levin, Türkiye ile 1997’de başlayan ilk ticari anlaşmaların tarım ve yemek alanlarında yapıldığını, senelerle ticaretin mineral, mazot ve benzin gibi sektörlere genişlediğini istatistiklere dayanan panolar eşliğinde anlattı. Levin, bazen yaşanan krizlerin, bu krizi başka bir yönde çözmek veya yeni olanaklar geliştirme yolunda düşünceler üretmek için bir fırsat olduğunu belirtti.

Naeh ve Sasun

 

DÜŞÜNCE BİÇİMİ FARK YARATIYOR

“Ben krize inanmam” konuşmasıyla yer alan son konuşmacı Dr. Nir Ben Lavi ilk kez yedi sene önce Sabancı Ailesi tarafından Türkiye’ye davet edildiğini anlattı. Ben Lavi sonrasında, Koç Üniversitesi ile çalışmış. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi işbirliğiyle Türkiye’de inovasyon başarısını arttıracak önemli bir eğitim programı başlattı. Dr. Nir Ben Lavi, start-up ulusu olmak için bir ülkenin ihtiyacı olan bazı kavramların değişime ihtiyacı olduğunu anlattı. İsrail’in her yıl 1 milyon kişi başına ürettiği patent sayısı da Türkiye’nin 312 katı. Dr. Nir Ben Lavi’ye göre, bu farkın nedenini para, sermaye veya fon değil, düşünce biçimi oluşturuyor.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün