Bitcoin mevzusu

Türk insanı olarak kısa yoldan zengin olmanın yollarını aramada sanırım üzerimize yoktur. Konu kısa yoldan zengin olmaksa, bu aralar Bitcoin’in konuşulmadığı bir ortam olmadığını düşünüyorum.

Aydın BOLKAR Teknoloji
4 Ocak 2018 Perşembe

İlk kez 2013 yılında yine bu köşede kısaca tanıttığımız Bitcoin, 2017 senesi henüz bitmeden yaklaşık 25 katına ulaşan bir fiyatla (bu yazı yazıldığı anda Bitcoin 19.000 USD seviyesinden 11.000 USD’ye sert bir düşüş yaşıyordu) herkesin hayallerini süsleyen bir yatırım aracı halini almış durumda.

Peki, sahiden de bir yatırım aracı mı? Yoksa patlamaya hazır ve çok kişiyi hüsrana uğratabilme potansiyeline sahip büyük bir balon mu? Açıkçası bu konuda yazıp çizen, beyanat veren herkesin kendilerince konuyu abarttıklarını ve tarafsız bakmayı düşünemediklerine inanıyorum.

Ben de kendimce birtakım varsayımları ortaya atıp farklı görüşleri ortaya koyacağım ve en sonunda da bu konu hakkındaki görüşlerimi belirteceğim.

Varsayım: Bitcoin ve Blockchain teknolojisinde 90’ların başındaki internetin emekleme aşamaları gibi, henüz daha yolun başındayız, daha gidecek çok yol var.

İlk ‘Bitcoin’in yaratıldığı 2009 yılının ocak ayında, bir dolar ile 1.309 adet ‘Bitcoin’ satın alınabiliyordu. Bu açıdan bakıldığında aradan geçen 8 yıl 11 aylık süreçte ‘Bitcoin’in değerinin 24,7 milyon kat arttığını hesaplayabiliriz.

Öte yandan, Bitcoin ve türevlerinin, yani tüm kripto paraların toplam pazar büyüklüğünün yaklaşık 400 milyar dolar civarında olduğu, dünyadaki toplam para hacminin ise bu miktarın neredeyse bunun 700 katı civarında, yaklaşık 150 trilyon dolar olduğunu düşünürsek henüz daha işin başında olabileceğimiz tezi kulağa daha inandırıcı geliyor.

Varsayım: Bitcoin, buzdağının yalnızca görünen kısmı. Esas altyapısını oluşturan Blockchain, yani merkezi bir yapıya ihtiyaç duymadan dağıtık bir şekilde çalışan kriptografik zincir yapısının geleceği inanılmaz bir potansiyel barındırıyor.

Blokchain’i internetin üzerine inşa edildiği TCP/IP teknolojisine benzetebiliriz. TCP/IP protokolü 1972’de yaratıldı. 1990 yılında World Wide Web’in yaratılmasına kadar günlük hayata girmemiş olan internet, sonrasında girişimci ve yazılım geliştiricilerin çok farklı alanlarda geliştirdikleri uygulamalar sayesinde yazılı, görsel ve işitsel iletişimden alışverişe her konudaki iş yapış şekillerini değiştirdi. (E-mail, Skype, Amazon, Google, Yahoo; hepsi bütün bu değişimlere verilebilecek güzel örnekler)

Tüm internet altyapısı bir şekilde bilginin karşı tarafa ulaştırılması esasına dayalı olarak çalışmakta ve temel anlamda tüm bilgi alışverişi bir tarafta bulunan bilginin bir kopyasının karşı tarafa ulaştırılması şeklinde sağlanıyor. Yani, arkadaşıma bir doküman gönderdiğim zaman, benim bilgisayarımda bulunan doküman karşı tarafa ulaştığında doküman ikimizde de oluyor. İş para gibi değerli bir emtiaya geldiğinde ise bu çok da iyi bir uygulama şekli değil.

Günümüzdeki tüm bu işi kolaylaştıran para transferi uygulamaları (Paypal, Venmo, iMessage vb) mutlaka bir aracıya ihtiyaç duyuyorlar. Parayı karşı tarafa elektronik yolla ulaştırdığımız zaman muhakkak merkezi bir yapının hakemliğine ihtiyaç duyuyoruz. Blockchain uygulamasında ise ortada bir aracı bulunmuyor. Dünyada binlerce bilgisayarda bilgiler aynı anda veri tabanına yazılıyor ve yapılan her değişiklik anında tüm bilgisayarlarda güncelleniyor. Bir değişikliğin geçerli olabilmesi için 5 ile 30 arasında değişen farklı bilgisayardan onay alınması gerekiyor. Tüm bilgiler de şifrelenmiş bir şekilde veri tabanlarında saklanıyor. Verinin dağıtık olması ve gereken onay miktarının yüksek olması güvenliği yüksek ve ucuz bir şekilde sağlıyor olsa da kimi zaman yapılan fon transferlerinin karşı tarafa ulaşması saatler sürebiliyor. Bir karşılaştırma yapacak olursak, Bitcoin ağı şu anda saniyede 20-30 arası işlemi onaylayabilirken VISA saniyede yaklaşık on binlerce işlem onayı verebiliyor.

 

Blockchain teknolojisi aracıyı ortadan kaldırıyor

Blockchain teknolojisi 2009 yılında ilk kez ortaya çıktı. Henüz yasal zemine oturtulabilecek ve mevcut hukuki durumlarla çatışmayacak şekilde çalışabilecek uygulamalar ortaya çıkmadı. İlaç firmalarından finansal kurumlara, enerji şirketlerinden yazılım firmalarına kadar herkes bu teknolojiyi temeline alan birtakım uygulamalar geliştirmek için çalışıyorlar. İşi sadece para transferi boyutuna indirgeyince, aracıyı ortadan kaldırmak ticarette her zaman en iyi yöntem olmayabilir. Zira internette şu anda yaptığımız alışverişlerde Paypal gibi yapıların sundukları güvenli altyapılar, aldığımız hizmet veya malın vaat edildiği gibi olmadığı durumlarda paramızı iade alabilmemizi mümkün kılıyor. Aracısız yapılan işlemlerde kimlik bilgileri de anonim olduğu için böyle bir imkân bulunmuyor.

İşi felsefi bir boyutta ele alacak olursak, insanlık tarihi boyunca alışveriş, ilk çağlarda takas usulü ile yapılmaktaydı ve değerlendirmeler tamamen sübjektif ve spekülatif sayılabilecek düzeyde idi. Örneğin, süt ihtiyacı olan bir kişi, karşılığında sunabileceği avladığı tavşanlarla ödeme yapmak istediğinde bir kova sütün karşılığı, sütün sahibinin o anki ihtiyaçlarına göre belirleniyordu. Bu şekildeki ticarette malvarlığının kolayca taşınması mümkün değildi. Sonrasında değerli madenlerden hazırlanmış olan demir para devri başladı. Nispeten yakın bir geçmişte de kâğıt para devri başladı. Geçişler sancılı ve uzun sürede gerçekleşmiş olsa da hiçbir şekilde geriye dönüş olmadı. Bu yüzden kripto paraların da şu anda geçiş döneminde oldukları ve yeni ödeme aracı olacakları iddia ediliyor.

Öte yandan kripto para, dijital para veya adına ne denirse densin, merkezi bir yapısı bulunmayan ve dağıtık yapısı itibarıyla merkez bankalarını tehdit eder bir yapıya gelen bir uygulamanın çok uzun süre varlığını sürdürebilmesi çok olası gözükmüyor. Zira para birimleri, ülkelerin ekonomik güçlerini temsil eden bir gösterge ve ticaret aracı olarak ekonomide yer alırlar.

Ünlü İsrailli yazar Yuval Harari’nin tanımına göre para, insanlar tarafından yaratılmış ve anlatılan en başarılı hikâyedir. Bu hikâyeye herkes inanır. Para, temsil ettiği ülkenin gücünü temsil eder. Eğer temsil ettiği ülkede devlet borçlarını ödemek için sürekli para basıyorsa bu durum uzun vadede paranın değerini düşürür.

Net bir bakış açısı ortaya koyamadığımın farkındayım. Açıkçası her gün pıtrak gibi beliren kripto para uzmanları ve ‘Bitcoin yatırımcısı’ diye ortalıkta gezinen kişilerin güven vermeyen konuşmaları beni bu konuda temkinli olmaya itiyor. ‘Roma bir günde inşa edilmedi’ diye bir söz vardır, bu sözü finansal sistem ve bankacılık altyapısı için de kullanmak mümkün. Ne yakın, ne de uzak gelecekte ihtiyacınız olmayacak kadar, tamamını kaybetmeniz halinde bile finansal olarak size zarar vermeyecek kadar bir miktar ile yatırım yapmak sanırım bu denli riskli bir enstrüman için yeter de artar…