Trump kendi istihbarat teşkilatını kuruyor

Donald Trump ABD Başkanı seçildi ancak başkanlığı üzerindeki soru işaretleri hâlâ bitmiyor. Rusya’nın 2016 Başkanlık Seçimlerine ne derece karıştığı hâlâ araştırılıyor. Trump bu iddiaları yalanlasa da ülkedeki istihbarat örgütleri aynı fikirde değil.

Dünya
13 Aralık 2017 Çarşamba

Ali Abaday

ABD’de on altı ayrı istihbarat teşkilatı bulunuyor. Hepsinin görev alanı farklı ancak kimi zaman birlikte çalışmaları da mümkün.

Donald Trump’ın göreve başladığı zamandan itibaren en çok kullandığı kavramlardan biri de ABD içinde ‘derin devlet’ yapılanmasının olduğu. Trump kendisinin başkan olmasına karşın bürokraside üst mevkilerde bulunan bazı kişilerin kendisine komplolar kurduğunu iddia ediyor.

Bu iddialar ne derece doğru bilinmez ancak Trump’ın CIA’in (Merkezi Haber Alma Teşkilatı) başına atadığı Mike Pompei’nin de kendisine aktarılmayan kimi işlerin yapıldığından şüphesi olduğu, çalışanlarına çok da güvenmediği bir söylenti olarak yayılıyor.

Geçen hafta ortaya atılan bir iddia ise Trump’ın yine beklenmedik bir hamle yapacağına işaret olarak algılanıyor. Donald Trump ve ekibinin Blackwater şirketinin eski patronu Erik Prince ile görüştüğü ve sadece Beyaz Saray ile CIA Direktörüne bağlı çalışacak bir özel istihbarat ajansı konusunda çalıştığı iddia edildi.

Her ne kadar Beyaz Saray bu iddiaları hemen yalanlasa da son bir yıllık sürede Erik Prince ve Trump yönetimi arasında yaşananlar ile ilgili kimi haberler, özel istihbarat teşkilatı projesinin çok da yabana atılamayacak bir iddia olduğunu gösteriyor.

Blackwater adını ABD Dışişleri Bakanlığı personelini Irak gibi tehlikeli bölgelerde koruyan ekip olarak duyurmuştu. Yapılan anlaşmalar gereği çalıştıkları ülkede dokunulmazlıkları olan Blackwater şirketinin paralı askerlerinin 2007 yılında Irak’ta Nisur Meydanında 14 sivili öldürmesi sonrası şirket dünya çapında tartışılmaya başlanmıştı. Bu olayın ardından Irak Blackwater’ın ülkesinde çalışma iznini kaldırmış, şirket de bir milyar dolarlık işini kaybetmiş olmuştu.

Prince’in adı yeniden ilk olarak Trump’ın geçiş ekibi ile gizli görüşmeler yaptığı öne sürüldüğünde duyulmuştu. Nisan ayında gazetelerde yer alan haberlerde Prince’in New York’taki Trump Tower’a arka kapıdan girip, Michael Flynn ve diğer geçiş ekibi üyeleriyle görüştüğü, bu görüşmelerde istihbarat teşkilatlarını yenileme üzerine fikirler verdiği yazılmıştı.

Nisan ayında çıkan haberler özel bir istihbarat teşkilatından bahsedilmiyordu ancak Prince’in özellikle istihbarat alanı ile ilgili konuştuğu kaydediliyordu.

Geçen hafta ise Prince, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesine özel bir oturumda Seyşeller’de Rusya devletine ait Doğrudan Yatırım Fonunun başkanı Kirill Dmitriev ile görüşmesi hakkında ifade verdi. Kendisine Trump yönetiminin bu görüşmeyi yapmasını isteyip istemediği sorulduğu zaman Prince’in “Birleşik Arap Emirlikleri’nin ricası ile iş yapma potansiyeli üzerine yarım saat süren bir görüşmeydi” dediği aktarıldı.

Her şey bu oturumla bitmiş değil. Erik Prince’in de Rusya’nın seçimlere olan etkisi konusunda rol alıp almadığı özel yetkili savcılık tarafından incelenmeye devam ediyor.

Özel istihbarat teşkilatına dönecek olursak, bu teşkilatın ABD hükümeti adına özellikle Ortadoğu’da kimi teröristleri kaçırıp Amerika’ya getirmesi, Avrupa’da IŞİD ve benzeri örgütlere karşı propaganda yapması, ABD’nin kabul edilmediği İran ve Kuzey Kore benzeri ülkelerde ise istihbarat faaliyetlerinde bulunması düşünülüyormuş. En azından iddialar bu yönde.

Fakat, böyle bir teşkilatın nasıl denetleneceği, kime hesap vereceğinin hukuki zemini oldukça tartışmalı. Çünkü ABD’de bütün istihbarat kurumları gerektiğinde Senato’da yapılan oturumlarda eylemlerini açıklamakla yükümlü. Prince’in geçmişi düşünüldüğü zaman ise hesap vermekten uzak işlere yakınlığı görülüyor.

Şu an iddialar yalanlansa da görünen Erik Prince isminin Trump yönetimi boyunca medyaya yansımaya devam edeceği şeklinde.