Web´de dikkat çekenler

Bugün Müslüman, Yahudi, Ermeni, Hıristiyan mahallelerinin birbiri içinde erimiş dokusunu yarıp geçerken aynı ve ayrı olan şeyleri insan bütün çıplaklığıyla görüyor. Yaşıyor. Ayrışmanın, bölünmenin anlamsızlığı sarsıyor insanı. Üstelik bundan ötesi var. ´Jerusalem´ sözcüğünün Sümerce ilişkileri, Mısır bağlantıları düşünülünce zamanın ve kültürün insanın en geniş ve en dar kavrayacağı şey olduğunu anlatıyor Kudüs. Kokular, servi ağaçları, Zeytin Dağı´ından batan güneş, dar ve çıkmaz sokakları, dinlerin, kutsal kitapların, çölün, kızgın güneşin insana tuttuğu bir ayna Kudüs! • Hasan Bülent Kahraman - Sabah

İzak BARON Diğer
14 Haziran 2017 Çarşamba
  • 1950’li ve 60’lı yıllara bakıldığında Arap dünyası açısından birincil çatışmanın Arap devletlerinin kendi aralarındaki çatışma olduğu görülür. Filistin meselesi önemlidir. İsrail devletinin varlığı devletler ve toplumlar tarafından sindirilmemiştir ve İsrail’in yok edilmesi gerektiği siyasi söylemin bir parçasıdır elbette

 

 

1967 savaşının önemli sonuçlarından biri, radikal ve muhafazakâr Arap devletleri arasındaki hegemonya savaşında dengeyi muhafazakârlar lehine çevirmesidir. Arap milliyetçiliği 1967’deki ağır yenilginin ardından ağır bir darbe almış, savaşa bulaşmayan Suudların başını çektiği muhafazakâr/İslamcı söylem öne çıkmış, Suud devleti Araplar arası güç dengesinde ağırlığını artırmıştı. Savaş sonrasında Arap dünyasında İslami hareket yükselmeye başlarken yarın değineceğim şekilde Filistin halkı da 1939’dan ya da 1948’den beri ilk kez kendi kaderini eline alma imkânını ele geçirmiştir.

1950’li ve 60’lı yıllara bakıldığında Arap dünyası açısından birincil çatışmanın Arap devletlerinin kendi aralarındaki çatışma olduğu görülür. Filistin meselesi önemlidir. İsrail devletinin varlığı devletler ve toplumlar tarafından sindirilmemiştir ve İsrail’in yok edilmesi gerektiği siyasi söylemin bir parçasıdır elbette. Özellikle radikal milliyetçi akımların ve partilerin ideolojik programının önemli bir boyutu budur.

Ancak o programın hayata geçirilmesi, o hedefe varılması ileride nasıl olsa gerçekleşecektir. Her biri kendi çapında zayıf rejimler açısından asıl bugünü ilgilendiren mesele radikal Arap milliyetçisi rejimler ile muhafazakâr rejimler arasındaki, “Arap Soğuk Savaşı” adı verilen ideolojik ve stratejik savaştır. İsrail devletinin kuruluşu, 1948-49 savaşının kaybedilmesi, sınıfsal çelişkileri nedeniyle zaten içten içe kaynayan genç Arap devletlerinde rejim değişikliklerine yol açmıştır. İlk darbe Mısır’da gerçekleşmiş, Albay Cemal Abdülnasır liderliğindeki Hür Subaylar hareketi başlarına göstermelik olarak General Muhammed Necib’i alarak Kral Faruk’u devirmişlerdi.

 

Soli Özel

http://www.haberturk.com/yazarlar/soli-ozel/1520709-6-gun-savasi-2

 

  • 1993’te İsrail ile imzalanan Oslo Anlaşması’ndan sonra Filistin Yönetimi’ni oluştururken halkını bir arada tutma ve mücadeleyi sürdürme başarısını gösteren Arafat, yönetim konusunda tipik, çürümüş bir Arap despotundan öte performans gösterememiştir

 

Bir Arap devriminin taşıyıcısı olma iddiasıyla ortaya çıkan FKÖ, sonunda tüm Arap devletlerini tanımlayan çürümeden de nasibini almış, yerleştiği Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerde elindeki silahlı güçle iktidar olmaya yeltendiği için ya ağır bedeller ödemiş ya da kendi meşruiyetini sorgulatacak hale gelmiştir. 1993’te İsrail ile imzalanan Oslo Anlaşması’ndan sonra Filistin Yönetimi’ni oluştururken halkını bir arada tutma ve mücadeleyi sürdürme başarısını gösteren Arafat, yönetim konusunda tipik, çürümüş bir Arap despotundan öte performans gösterememiştir. Tıpkı bugün Gazze’de HAMAS’ın yaptığı gibi.Filistinlileri geleceğe taşıyacak olan enerji her şeye rağmen topraklarına bağlı kalmaları ve uzun acılar sonucu oluşturdukları ulusal kimlikleridir. İşgalin başlamasından elli yıl sonra bir barış anlaşması ihtimali çok uzak olduğuna göre, Filistinliler ile İsrail arasındaki çekişme, kâh çatışma kâh diplomasi yoluyla sürecektir.

 

Soli Özel

http://www.haberturk.com/yazarlar/soli-ozel/1521975-6-gun-savasi-filistinliler

 

 

  • Bugün Müslüman, Yahudi, Ermeni, Hıristiyan mahallelerinin birbiri içinde erimiş dokusunu yarıp geçerken aynı ve ayrı olan şeyleri insan bütün çıplaklığıyla görüyor. Yaşıyor. Ayrışmanın, bölünmenin anlamsızlığı sarsıyor insanı.

 

 

Bu ülkede, bu kentte yürümek, kayıp sokaklarında dolaşmak, sokaklarında kaybolmak insanlığın ne kadar bir ve beraber olduğunu anlamamıza mı yardım edecek yoksa bütün şu tarihle birlikte insanlığın ne kadar kendisinden uzaklaştığını mı duyuracak bize?

Acaba iki insan mı var kendisini arayan?

Bir insan kendisini ebediyetin ve uhreviyetin içinde yaşıyor, buluyor ve tanıyor. Onun için dinler, diller, insanlar birdir. Çünkü neye, nereye, kime ait olursa olsun insan birdir ve tektir. İnsan biriciktir. Hiçbir şey onunla mukayese edilmez. Öyleyse zamanın yükünden, dünyeviliğin kahredici külfetinden arınmak gerekir. Bu insan zamana değil zamansızlığa, bir sona değil sonsuzluğa bakmaktadır ve kendisini o büyük boşlukta tarif etmektedir.

Ama öteki (?) insan büyük dinleri, büyük söylenleri, büyük hikayeleri kendisini ayrıştırmak, kendisini yalnızlaştırmak, dünyayı sadece kendisine ait bir yer saymak ve diğerlerini kendisine ait görmemekle oluşturuyor benliğini.

Bugün Müslüman, Yahudi, Ermeni, Hıristiyan mahallelerinin birbiri içinde erimiş dokusunu yarıp geçerken aynı ve ayrı olan şeyleri insan bütün çıplaklığıyla görüyor. Yaşıyor. Ayrışmanın, bölünmenin anlamsızlığı sarsıyor insanı.

Üstelik bundan ötesi var. 'Jerusalem' sözcüğünün Sümerce ilişkileri, Mısır bağlantıları düşünülünce zamanın ve kültürün insanın en geniş ve en dar kavrayacağı şey olduğunu anlatıyor Kudüs.

Kokular, servi ağaçları, Zeytin Dağı'ından batan güneş, dar ve çıkmaz sokakları, dinlerin, kutsal kitapların, çölün, kızgın güneşin insana tuttuğu bir ayna Kudüs!

 

Hasan Bülent Kahraman

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/kahraman/2017/06/07/kudus-ey-kudus

 

 

 

  • Zaten şaşırtıcı olan o: dışarından bakınca bir savaş ülkesi İsrail. Oysa Tel Aviv bir Akdeniz kentinin tüm coşkusunu yaşıyor. Ama bu kent de bütün o Yafa'sıyla ve daha birçok mahallesiyle bölgenin dil, din, kültür, kimlik karmaşasını yaşıyor

 

 

Yol boyunca bakıyorum. Çölden geçiyoruz. Ama yemyeşil. Bostanlar, tarım yapılan topraklar. Çölün yeşertilmesi, üretimle buluşturulması.

Tel Aviv, çağdaş İsrail! Unutmayalım ki, bu kent de, eskil tarihi bir yana, ilk defa 1909 yılında gelen aileler tarafından kuruldu. Şimdi, söylemekten çok hoşlandığım şekilde ifade edersem, Akdeniz'in bu en Doğu duvarı yani kıyı boyunca uzanan yapılarla bir dünya şehri. En parlak oteller, lokantalar, eğlence yerleri var. İnsanlar denize giriyor. Plaj kıyafetleriyle sokaklarda dolaşıyor. Zaten şaşırtıcı olan o: dışarından bakınca bir savaş ülkesi İsrail. Oysa Tel Aviv bir Akdeniz kentinin tüm coşkusunu yaşıyor. Ama bu kent de bütün o Yafa'sıyla ve daha birçok mahallesiyle bölgenin dil, din, kültür, kimlik karmaşasını yaşıyor. Şimdi Türk Kültür/Tanıtma Merkezi olarak yapılan yapı, bildiğim kadarıyla, son Osmanlı bayrağının indirildiği bina. Sokaklarda General Allenby adı var. Ne yapalım ki, tarih aynı zamanda acının, yıkımın, yok oluşun tarihi. Yüz binlerce Osmanlı eri bu topraklarda, Filistin'de, Kanal Harbi'nde can verdi, tam 100 yıl önce. Tel Aviv, evet, coşku içinde. Bauhaus'un neredeyse merkezi bu kent. O kadar çok yapı var. Ama hepsi bakım, onarım istiyor. Ağaçlar, masmavi deniz, dar sokaklar içinde dolaşıyorum, bir kere daha kendimi gençliğimin Antalya'sında buluyorum. Vakit geldi. Şimdi çağdaş cehennem dediğim havaalanına gitmem gerek. Hayat, beni taşıyan arabanın dışında...

 

Hasan Bülent Kahraman

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/pazar/kahraman/2017/06/11/kudus-tarih-demek

 

 

  • Suudi Arabistan cephesi Hamas’a “Yeter” dedi...Zaten artık Filistin halkı da demeye başlamıştı...Bu da zaten batmış olan “Mavi Marmara”nın batık enkazına dönüşüdür.

 

 

- Suudi Arabistan cephesi “Müslüman Kardeşler”i alenen terörist ilan etti. HAMAS bile ilişkisini kesti. Mısır desen liderini hapse attı.

Bu “Rabia selamı”nın sonudur...

- Suudi Arabistan cephesi Hamas’a “Yeter” dedi...

Zaten artık Filistin halkı da demeye başlamıştı...

Bu da zaten batmış olan “Mavi Marmara”nın batık enkazına dönüşüdür.

- Suudi cephesi bir tarafta, Türkiye ve Katar bir tarafta, Suriye’nin hali malum, Filistin bile ikiye bölünmüş durumda...

Bu da İslam ümmeti rüyasının hüsranıdır...

- Topunu alt alta yazarsan da netice şudur...

Siyasi İslam’ın sonu...

 

Ertuğrul Özkök

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/rabia-selaminin-sonu-mavi-marmaranin-batisi-ummet-hayalinin-husrani-40485488

 

 

 

  • 1967’den sonra İsrail’in bilim ve teknolojide gelişmeyi sürdürerek yüksek teknoloji ihraç eden ülkeler arasına girdiğini, Arapların ise seküler veya teokratik otoriter rejimler altında, hamaset ve taassup içinde birbirini yediklerini yine büyük bir ıstırapla anlatıyor.Temel sorun burada değil mi?

 

 

Sünni ya da Şii, dini kimliklerin militanlaşması 1980’lerden itibarendir. Ondan önce bütün Arap dünyasında seküler Arap milliyetçiliği rüzgârları esiyordu. İhvan liderlerini idam ettiren seküler Abdülnasır çılgınlık derecesinde coşkulu bir halk desteğine sahipti.

Hıristiyan Arap tarihçi Albert Hourani, 1970’lere kadar devam eden dönemi “Arabizmin zirvesi” olarak tanımlıyor.

1967 ve 1973 yıllarında başta Mısır olmak üzere Araplar İsrail karşısında utanç verici hezimetlere uğradı. Gazze ve Batı Şeria 1967’den beri İsrail’in işgali altında.

Bu yenilgiler Arap milliyetçiliğinin sönmesine, aynı duygularla, aynı zihniyetle yoğrulu siyasal İslamcı hareketlerin yükselmesine zemin hazırladı.

Maceracı ve karizmatik Abdülnasır’ın yerine gelen Enver Sedat, İsrail’le uzlaştı ve Ekim 1981’de Selefiyeci askerler tarafından öldürüldü.

Tipik bir Ortadoğu refleksiydi, EL Kaide’lerin, DAİŞ’lerin ön işaretiydi.

Suriyeli muhalif aydın Hişam Melhem bu hafta Foreign Policy’de çıkan yazısında hezimet günlerinde bir Arap genci olarak duyduğu ıstırap ve tepkiyi anlatıyor; daha önemlisi...

1967’den sonra İsrail’in bilim ve teknolojide gelişmeyi sürdürerek yüksek teknoloji ihraç eden ülkeler arasına girdiğini, Arapların ise seküler veya teokratik otoriter rejimler altında, hamaset ve taassup içinde birbirini yediklerini yine büyük bir ıstırapla anlatıyor. Temel sorun burada değil mi?

Özcan Kadıoğlu’nun Dünya’daki yazısında okudum; Suudi Arabistan’da 1 milyon kişiye düşen akademik yayın sayısı 552’dir.

İsrail’de ise tam 2.090’dır!

İsrail toplumunun Amerikan Yahudi toplumlarıyla iç içe olmasının bunda rolü önemlidir ama neticede belirleyici olan bilim ve teknoloji farkıdır.

Ortadoğu’da ister seküler milliyetçi ister siyasal İslamcı olsun, hepsi aynı yanlışları tekrarladığına göre, zemindeki kültürde bazı sorunlar olsa gerek.

Avrupa tarihinde “din savaşları” olduğu gibi, modern zamanlarda Almanlar iki defa Fransa’yı yenerek Paris’e girmişlerdi. İki defa dünya savaşı yaşanmıştı.

Dersler aldılar, o marazları bıraktılar.

 

Taha Akyol

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/taha-akyol/kisirdongu-40484265

 

 

Netten okumalar

 

  • 50. yılında 1967 Arap-İsrail Savaşı: Orta Doğu'yu sarsan 6 gün

 

http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-40157650#

 

  • Müslüman Kardeşler'in Hitler yüzü – Belgin Cengiz

 

https://www.artigercek.com/musluman-kardesler-in-hitler-yuzu

 

  • Maliye Bakanlığı, Mavi Marmara’ya karşı - Nihal Bengisu Karaca

 

http://www.haberturk.com/yazarlar/nihal-bengisu-karaca/1525713-maliye-bakanligi-mavi-marmaraya-karsi

 

 

  • Şarkısı Youtube'dan kaldırılan Çağatay Akman tepkili: Kimse İsrail'den gelip de Türkiye'yle oynamaya çalışmasın

 

http://t24.com.tr/haber/sarkisi-youtubedan-kaldirilan-cagatay-akman-tepkili-kimse-israilden-gelip-de-turkiyeyle-oynamaya-calismasin,407661

 

  • Hurma ithalatının yüzde 51’inin İsrail’den yapıldığı iddiası - Çınar Livane Özer

 

https://teyit.org/hurma-ithalatinin-yuzde-51inin-israilden-yapildigi-iddiasi/

 

  • 9 Adımda Kolay ve Pratik Ortadoğu Uzmanı Olma Rehberi...

 

http://zaytung.com/blgdetay.asp?newsid=283983

 

  • Dört aylık bilanço: Haber ve yazılarda 2 bin 335 ‘nefret söylemi’

 

http://www.diken.com.tr/dort-aylik-bilanco-haber-ve-yazilarda-2-bin-335-nefret-soylemi-lider-yeni-akit/

 

  • Zeytin’in kiralık katili kim? - SİNAN OLCAYTO

 

https://www.acikgazete.com/zeytinin-kiralik-katili-kim/

 

 

  • Yahudi  Muhacirler 16 – Eralp Adanır

 

http://www.yeniduzen.com/yahudi-muhacirler-16-10805yy.htm

 

 

  • 'Wonder Woman' Yıldızının Yahudi Kimliği

 

http://www.sonsuzark.com/2017/06/sa4450cy4-db90-wonder-woman-yldznn.html

 

 

  • Ladino Dersi

 

  1. Başlangıç : https://www.slideshare.net/salomtv/kurso-de-judeo-espanyol-el-empesijo-ladino-dersi-balang
  2. Ders : https://www.slideshare.net/salomtv/kurso-de-judeo-espanyol-lisyon-2
  3. Ders : https://www.slideshare.net/salomtv/kurso-de-judeo-espanyol-lisyon-3
  4. Ders : https://www.slideshare.net/salomtv/kurso-de-judeo-espanyol-lisyon-4
  5. Ders : https://www.slideshare.net/salomtv/kurso-de-judeo-espanyol-numero-5
  6. Ders : https://www.slideshare.net/salomtv/kurso-de-judeo-espanyol-numero-6

  

 

 

Takılan tweetler

israil_ben_ve siz‏ @israil_ben_siz  10 Haz

Daha fazla

Bir aksam ustu, Eilattan gozuken Urdun daglari.

Murad Çobanoğlu‏ @muradcobanoglu  10 Haz

Daha fazla

Kendilerine "bedelli benzeri" bir kefaretle askerlik zorunluğu kalmasına rağmen Savaşa "Yedek Subay" olarak katılan Yahudi Osmanlı askerleri