Tezpişti / Tişpişti

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
13 Nisan 2017 Perşembe

T.nrı kimseyi açlıkla sınamasın; her bayramda düzgün bir sofrada yemek nasip etsin.

Yazıyı yazdığım şu sıralarda Pesah’ın en zor iki gecesini sağ salim atlatmış bulunuyorum. İki seder gecesi, ‘dinim’lerin yanısıra, Kızıldeniz’in suları yarılırcasına sofraya gelen burmuelo- ıspanaklı ve sade-, soğan kabuğunda kahverengi oluncaya kadar haşlanan yumurtalar, marul salatası, pırasa köftesi, kabak böreği, ıspanak böreği, balık, kuzu fırında, patates, vs… Unuttuklarım da olabilir. Altın vuruş olarak da bu kadar yemeğin ardından gelen tezpişti, nam-ı diğer ‘tişpişti’… Bu menü hangi asırda oluşturuldu, günümüze kadar nasıl ulaştı ve en önemlisi ne zaman erozyona uğrayacak?

Bazı konularda reform yapılmazsa da her tür sağlık açısından masadaki çeşitlerin ivedilikle azaltılması gerekir. Öyle veya böyle, Seder’i sadece bir gece yapan ailelerin sayısı giderek artıyor.

***

Ev sahibi olarak, sadece uyumak için ara verip kırk sekiz saatinizi mutfakta geçirince haliyle çok da mutlu bir yorgunluk hissedemiyorsunuz. Tabii seri imalata dönüşen kekler de bütünün bir parçası. Her ne kadar normal zamanlarda buzlukta stok yapmak hoşuma gitse de, Pesah’tan bir ay önce kilolarca pırasa ve ıspanağı haşlayıp sıkıp derin dondurucuya koymak kanımca ‘caiz’ değil. Zira bayram yemeği taze yapılır.

Çocukluğumda Pesah’ın ilk gecesi halama gidilirdi. Evinde ilk gözüme çarpan sakız gibi bembeyaz olan tül perdelerdi. Zaten titiz olan Tante Sara’nın bayram temizliği dillere destandı. ‘Haroset’ de sadece onun hazırladığı bir reçeldi. Bayramın ikinci gecesi bizde yapılırdı. Halam alamet-i farikası ‘haroset’ kavanozu ile gelirdi. Başka lezzet bilmedim.

***

Yıllar sonra haroset geleneğini sürdürmek için bir grup arkadaş bir mutfağa doluştuk. İmece usulü ile iş çıkarmaya çalıştık. Uzun zaman böyle devam ettik. Bu arada o kadar patırtı yapıyor ve öylesine kirletiyorduk ki sonunda ev sahibi kibarca kovaladı! ‘Gidin artık, bundan sonra tek başıma halledeceğim’.

Gerçekten de öyle oldu. Ben önce halamın, sonra da ‘Cesur Yürek Sima’nın harosetini bildim. Birine rahmet, diğerine sağlıklı uzun ömür dilerim.

Lütfen matsa yerken kırıntıları yere dökmemeye özen gösterin.