Başkanlık seçimleri öncesinde son dönemeç

ABD’deki başkanlık seçimlerine sadece günler kaldı. Tarihteki en çekişmeli seçimler öncesinde kamuoyu yoklamaları iki aday arasındaki farkın çok az olduğunu gösteriyor, bu durum seçimde kritik rol oynayacak eyaletleri öne çıkarıyor.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
2 Kasım 2016 Çarşamba

Miami Vice, Fort Lauderdale

Güzel eyalettir Florida. Miami sahillerinde ünlülerin villaları, biraz yukarıda Fort Lauderdale, South Miami Beach’te Baywatch, içinde Coconut Grove ve meşhur Cocowalk, en aşağıda Key West, daha yukarısında Orlando ve Tampa bulunur. Konumuzla alakası ise Ohio ile beraber ABD başkanlık seçimlerinin en önemli belirleyici eyaletlerden biridir. Bu yazımızda seçim öncesi son değerlendirmelere bakacağız.

Miami’nin meşhur Cruise ve kılıçbalığı avı turları, Orlando’da Disney, Universal Studios gibi tema parkları, Kennedy Uzay Üssü kadar Amerikan Kartalı, en içerilerdeki evinizin önüne kadar tekne ile gelme imkânı sağlayan kilometrelerce su yolları, havuzunuzdan çıkan timsahlar ve timsah avcıları ile doğal ve yapay bir koca parktır Florida. Hele Tampa’da güneşin batışı, Atlantik’in dalga sesleri, alışveriş, NBA’de Miami Heat. Dünyanın en hızlı gece hayatlarından biri de cabasıdır. Küba Devriminin izlerini de Latin TV kanallarını da unutmamalı.

2016 ABD başkanlık seçiminin olumsuz yanlarına girmeden önce güzel bir canlandırma ile sizleri kısa bir süreliğine de olsa tatile çıkarmak istedik. İkinci Bush, oyların yeniden sayımı sonrasında, Palm Beach ve 537 oy farkıyla 2000 yılında ABD başkanı olmuş ve ne olduysa ondan sonra olmuştu. 9/11, Körfez Savaşı, Lehman Brothers… Sonrasında Obama seçilmiş, ilk döneminde Dışişleri Bakanı olan şu anki Demokrat aday Hillary Clinton döneminde Wikileaks belgeleri sonrasında Arap Baharı başlamış, bahar Games of Thrones’daki kışa dönmüş, Ortadoğu’da hala çözümü yaratılamayan sorunlar halini almıştı. Aynı Wikileaks’te yer alan belgeler kapsamında bu sefer Demokrat adayın başı dertte. FBI, yazışmaları özel server üzerinden yaptığı için Clinton adına yeniden soruşturma açtığını duyurdu ve geçen haftaki yazımızdan sonra seçimin seyri tekrar değişti. Etme bulma dünyası, birkaç hafta evvel rakibi Trump’un konuşma kaseti sonrasında talep edilen “başkanlık yarışından çekilmeli” söylemleri bu sefer kendisi için gündeme getirildi ve Trump fırsatı kaçırmayıp kendisine söylediği cümleleri iade edip, “Hillary başkan olmaya uygun değil” dedi.

Miami Vice gerçekten dedirtecek bu gelişmeler bize Anthony Yerkovich, Andres Carranza’nın 84-90 yıllarındaki dizisini, Don Johnson’ın karakteri James ‘Sonny’ Crockett ve ortağı Philip Michael Thomas’ın canlandırdığı karakter Rico Tubbs’ı akla getirdi. Başkanlık yarışını değil adeta Tom Cruise’un Dünyalar Savaşını seyrediyoruz. ABD’li şirketlere yapılan son siber saldırılarla kıyaslandığında Dexter’ın masumiyeti kadar masum bir yarış belli ki son güne kadar devam edecek. Miami, Ohio, Texas, North Carolina gibi bölgeler kazananı belirleyecek. 8 Kasım’a bir şey kalmadı. Anketlerde fark tekrar kapanmaya başladı.

Haftaya bir değişiklik olmaz ise baskıya girmeden seçim sonuçları netleşirse, Şalom’da yeni başkandan sonra piyasalarda yaşanan ilk tepkileri burada kaleme alıyor oluruz. Hazır buradan başlamışken senaryolara göre neler olur hızlıca bakalım. Ancak hatırlatmakta fayda var, olasılıklar ve değişkenlere bağlı olarak farklı sonuçlar görülebilir. Bu tarz havalarda pozisyonu korumak doğru olanıdır. Hızlı karar almak ve ani hareket yapmak, spekülatif hareketlere kendini kaptırmak küçük yatırımcı için arzu edilen durumlar değildir. Sakince izlemek doğru olanıdır. Kurumsal ve nitelikli yatırımcıların ya da mecburen aksiyon almak zorunda olanların hareketleri sakinleşince piyasa yönüne göre davranmak iyidir.

PİYASALARI  BEKLEYENLER

Genelde piyasalardaki ve gazetelerdeki haberlere bakıldığında, Trump’ın seçilmesi halinde piyasalarda bir volatilite olacağı, Cumhuriyetçilerin genelinde olduğu gibi borsalarda geri çekilme, tahvillerin faizinde bir yükselme olacağı, dünya dış ticaret dengesizliklerinin daha da artacağı, risk algısı ile risk primlerinin dolayısı ile faizlerin artacağı yönünde bir beklenti ve söylem var. Borsalardan çıkacak paraların dolara yönlenmesi ile dolar/TL kotasyonunda yukarı yönlü bir etki oluşacaktır. Ancak daha önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz üzere bu sadece TL için geçerli değil. Kaldı ki, Big Mac endeksine göre TL yüzde 20 seviyelerinde zaten aşırı değersiz durumda. İlk etki sonrasında zaman içerisinde piyasalarda yeni normaller ve geri dönüşler oluşacaktır. Ki Trump’ın radikal ama ABD ve dünya ekonomisinin hayrına söylemleri ile mesela Hazine borçlarının yapılandırılması, uzun vadede eğer başarılı olursa piyasalarda daha büyük rahatlama sağlayacaktır. Dış ticaretteki korumacı aksiyon söylemleri döviz piyasalarında bir volatilite yaratsa dahi uzun vadede ABD’nin borçlanma ihtiyacı azalacağı için piyasaları yine rahatlatacaktır. Clinton gelirse statükonun devamı beklenmelidir. Öğrenci kredilerinde büyüme, tüketici kredilerinde artış ile ABD ekonomisinde canlanma beklentisi, FED bilançoyu büyütmese de daraltmayacak, ancak faizleri ekonomik performansa göre arttıracak, bu da borçlanma maliyetlerini yukarı çekecektir. Faizlerdeki artış hızlı gelmez ise borsalardaki yukarı yönlü trend volatil bir şekilde yoluna devam edecektir. Ancak bankacılığa ve Wall Street’e yönelik şeffaflık, sorumluluk gibi yapısal ve mevzuat düzenlemeleri sermaye hareketlerinde ve yeterliliklerinde sorun yaşatabilir. 2018 yılında devreye girecek ek Basel 3 ve IFRS muhasebe sermaye yeterlilik uygulamaları da dikkate alındığında, bu durum piyasalarda Trump’ın seçildiği dönemdekinden daha volatil bir küresel piyasa yaratabilir. Dış ticarette Trump gibi Çin’i hedefliyor olması uzun vadede Trump’ın benzer yöndeki aksiyonları gibi sonuç yaratacaktır. Özetle, kim seçilirse seçilsin volatilite kaçınılmaz. Uzun vadede ise Trump başarılı olduğu takdirde dünya daha rahat edecektir. Clinton Wall Street reformunda başarılı olursa başta KOBİ’ler olmak üzere işletmeler finansmana daha zor erişecektir. Tabii bunlar birer tahmin ve asla yatırım önerisi veya fikri değil.

ABD EKONOMİSİNDE SON DURUM

İşsizlik 2012’de yüzde 8’lerden Eylül 2016 itibarı ile yüzde 5’e geriledi. Nüfus 322 milyon. 66 yaşında emekli olunabiliyor. Enflasyon yıllık yüzde 1,5. GSYİH ise son çeyrekte yüzde 2,9 büyüme gösterdi. Yıllık bazda yüzde 2’ler seviyesinde Trump’ın vaat ettiğinin yarısı seviyelerinde toplamda 17,95 trilyon dolar. Hazine yılsonuna kadar 182 milyar dolarlık ihaleye çıkmayı planlıyor. Kamu borcunun GSYİH’ya oranı yüzde 104. Tasarruflar aynı seviyelerde devam ediyor. Araba ve kamyon satışlarında çok hafif bir artış ivmesi var. Tersine konut başlangıçlarında düşüş çok hızlı. Perakende satışlarda yine benzer şekilde bu sene aylar bazında geçen senelere göre yavaşlama var. Endüstri üretimi artış oranı aşağı yönlü, kapasite kullanım oranları ise sabit seviyelerde. Dış ticaret açığı 2015’de kümüle 762 milyar dolar idi. Cari açık 2. Çeyrekte GSYİH’ya oranla –yüzde 2,6 seviyesinde 120 milyar dolar. Yani ABD Hazinesindeki döviz rezervleri ancak cari açığı kapatabiliyor. FED bilançosunun yüzde 97’si ABD Hazinesi kâğıtlarından/senetlerinden oluşuyor.

BAŞKAN ADAYLARININ  VAATLERİ

Başkan (adayı) Trump özetle Trans-Pacific anlaşmasını hemen iptal edeceğini, Çin’i döviz manipülatörü ilan edeceğini, Çin’le olan dış ticaretini içeriye KOBİ’leri desteklemek adına kaydıracağını, daha az vergi alacak bir sistem kuracağını ve ödenebilir vergi sistemi ile ekonomiyi canlandıracağını ve yıllık en az yüzde 3,5 büyüme ile 10 yılda 25 milyon ek istihdam yaratacağını vaat ediyor. Hazine borçlarını yapılandırarak FED’in helikopter parasına son vereceğini söylüyor. Kampanya sitesinde yukarıda özetlediğimiz kötü ekonomiye sebep olan Obamacare gibi uygulamaları ve öğrenci kredilerini durduracağını ve ABD’yi hep beraber güçlü yapacağız mottosu ile işbirlikçi olacağını söylüyor. Diğer aday Clinton ise, özetle, ABD’ye ben lazımım kampanya mottosu ile öğrenci kredileri ve sağlık sistemi gibi bütçe açıklarına yol açan sistemi devam ettireceğini, zenginden fazla, fakirden az vergi alacağını, Wall Street ve bankacılıkta ciddi önlemler alacağını, KOBİ’leri destekleyeceğini, Çin’le olan çalışmaları en az Trump kadar radikal bir şekilde gözden geçireceğini, özetle mevcut ekonomik ajandalara devam edeceğini söylüyor. Bu arada basında yavaş yavaş Michelle Obama da ileride aday olur mu haberleri çıkmaya başladı. Eğer Clinton seçilirse bir sonraki demokrat aday Bush, Clinton, Bush, Obama’dan sonra netleşmeye başladı demektir. Trump bu döngüyü kıracaktır.

120 milyar dolar civarında döviz rezervi olan ABD Hazinesi ve 4,43 trilyon dolarlık FED bilançosunda 11 milyar dolarlık altın olduğunu dikkate alırsak, güneş batmayan krallığın Pound’unun niye dolara karşı değer kaybettiğini anlamak, anlatmak için altının artık bir değer olmadığını iddia etmek lazım. Yerine bir maden/değer konması içinse uzaya daha hızlı gitmek lazım. Mars kırmızı gezegen ise Elon Musk kardeşimizin hedefi yanlış mı sorusundan hareketle, yazımızın başlığını güneşin altın sarısı Fort Lauderdale ile bitirmiştik, yazımızı da doların ve paranın güneşi olması gereken altınların sarısı Fort Knox ile bitirelim.