Oşana Raba - 23 Ekim Pazar

"Çocuklarına, özel bir af günü vereceğim. Eğer kefaretleri Roş Aşana’da onaylanmazsa, Yom Kipur’da onaylayacağım. Eğer kefaretleri Yom Kipur’da kabul edilmezse, Oşana Raba’da kabul edilecektir”. (Midraş)

Nazlı DOENYAS Kavram 0 yorum
19 Ekim 2016 Çarşamba

Oşana Raba - 23 Ekim Pazar

Sukot Bayramı'nın yedinci ve son günü olan Oşana Raba, yeni yılın yazgısı belirlendikten sonra ‘İlahi Yargı’nın kararlarının ve yağmur ile ilgili yargının mühürlenip yürürlüğe girdiği gün olarak kabul edilir. Oşana Raba’da sabah duasından sonra beş söğüt dalından oluşan arava demetleri toprağa vurulur. Bazı Sefarad cemaatlerde bu demetleri mezuzaların yanına asma âdeti de vardır. Zohar’da, Yom Kipur gibi bir yargı günü olarak tanımlanan Oşana Raba, Bu yıl 23 Ekim Pazar günü kutlanıyor

Oşana Raba - Yağmur -  Bereket - Geçim

Dünya üstündeki her canlı, Roş Aşana’da yargılanır. Daha spesifik olarak bakıldığında; Tanrı, insanı Pesah’ta tahıl mahsulü ile ilgili, Şavuot’ta meyve mahsulü ile ilgili, Sukot’ta ise su miktarı ile ilgili olarak yargılar. Yani, Tanrı, insanlara gelecek yılda ne kadar tahıl, ne kadar meyve ve ne kadar yağmur, su vereceğine, bu zamanlarda karar verir.

Sukot mitsvalarının birçoğu su ile ilgilidir ve su- yağmur hakkında verilen kararların olumlu olması dileğini yansıtır: Bet Amikdaş’ta yapılan su kurbanları, Bet Aşoeva Şenlikleri ‘Arbaa Minim’ bitkilerinin, yoğun suya gereksinim duyan bitkilerden oluşması, Oşana Raba’da yere vurulan dere söğütlerinin su kenarında yetişmeleri gibi…

Yağmur, sadece doygun bulutların bıraktığı su damlaları değildir. Yağmur, geçimi, bereketi, hayatı temsil eder. Yağmur, insan, hayvan ve bitkilerin, var olan her şeyin sadece ve sadece Tanrı’nın gücü ile hayat bulmasıdır. Sukot’ta gelecek yılda ne kadar yağmur yağacağı hakkında yargılanırken, Tanrı’dan gelecek rahmet ve bereketin miktarı da belirlenir (ki buna geçim kaynakları da dâhildir).

Sukot’un son günü olan Oşana Raba’da su ve yağmur ile ilgili bu yargı mühürlenir ve yürürlüğe girer.

Oşana Raba: Yom Kipur’a Benzer Bir Yargı Günü

Yahudi mistisizminin en önemli kitaplarından olan Zohar, Oşana Raba’yı, Yom Kipur’a benzer bir Yargı Günü olarak tanımlar. Bilgeler, yazgımızın Yom Kipur’da mühürlendiğini, ama İlahi Mahkeme’nin ‘karar yazısının’ ancak Oşana Raba’da kesin olarak mühürlendiğini belirtir. Bir yoruma göre de, Oşana Raba, yazgılar hakkındaki ‘karar kâğıdı’nın, ibraz edildiği gündür.

Moşe Peygamber’den itibaren, dilden dile aktarılan ve Tora’nın satır arası yorumlarını içeren Midraş’a göre, Tanrı; Avraaam’a şöyle der: “Çocuklarına, özel bir af günü vereceğim. Eğer kefaretleri Roş Aşana’da onaylanmazsa, Yom Kipur’da onaylayacağım. Eğer kefaretleri Yom Kipur’da kabul edilmezse, Oşana Raba’da kabul edilecektir”.

Bu af, insanın Tanrı’ya karşı işlediği günahlar için geçerli olup, ancak samimiyetle ‘teşuva’ yapıldığı takdirde gerçekleşebilir.

Kısa Kısa Oşana Raba

1) Teşuva: Bu gün, herkesin teşuva (pişmanlıkla kendi içine, Tanrı’ya dönüş) yapması için çok büyük bir fırsattır. Çünkü daha yazgıları tam olarak kesinleşmemiş, muallakta kalanlar hakkındaki kararlar, Oşana Raba’da verilir. Doğrudur ki, teşuva, her zaman yapılabilir ve her zaman makbuldür ama bilgelerimize göre, önce Elul ayı ve daha sonra gelen ‘Ulu Günler’ - Roş Aşana ve Kipur ile bu günlerden sonra gelen Oşana Raba, teşuvanın daha kolay bir şekilde kabul göreceği özel zamanlardır.

2) Yedi Oşanot: Sukot Bayramı boyunca her gün sabah dualarında (Şabat hariç), Lulav, Adas, Arava ve Etrog’u ellerinde tutan erkekler Sefer Tora’nın bulunduğu Teva’nın etrafında bir kez Akafa - tur atarlar. Bu tur sırasında “Anna Ad. Oşia Na, Anna Ad. Atsliha Na”- Sana Yalvarıyoruz Tanrı’m Bizi Kurtar, Sana Yalvarıyoruz Tanrı’m, Bizi Başarıya Ulaştır” (Teilim 118-25) bölümleri melodik bir şekilde şarkılarla söylenir. Akafa yapılırken söylenen özel duada Oşana sözcüğü birçok kez tekrar edilir. Bu dualara Oşanot denilir. Sukot’un yedinci gününde Teva’nın etrafında yedi tur atılır. Bu yüzden bu güne, Büyük Oşana anlamına gelen Oşana Raba denir (Büyük Kurtuluş). Yedi Akafa’nın her biri, atalarımızdan birinin adına yapılır: sırasıyla Avraam, Yitshak, Yaakov, Moşe, Aaron, Yosef & Pinehas, David. Onların liyakatlerinin hatırına bizi kurtarması için Tanrı’ya dua edilir. Buna ek olarak Yom Kipur’da olduğu gibi Tanrı’nın bizi İyi Bir Yaşam Kitabı’nda,  Dürüstlerin ve O’na Bağlı Olanların Kitabı’nda, Erdemlilerin ve Günahsızların Kitabında,  Refah ve İyi bir Geçim Kitabı’nda mühürlemesi için yakarılır.

Teva’da bulunan Sefer Tora’nın etrafında tur atmanın esası, Kutsal Tapınak Bet Amikdaş zamanına dayanır. Her gün Kohen’ler Mizbeah’ın çevresinde bir kez tur atarak Oşana dualarını söylerlerdi. Yedinci gün Oşana Raba’da ise, Mizbeah’ın çevresinde yedi tur atarlardı. Günümüzde, üzerinde Sefer Tora bulunan bir Teva, Mizbeah’ın muadili, burada yapılan törenler de Kutsal Tapınak’taki Mizbeah’ın etrafında yapılan törenlerle eş değer kabul edilir.

3) Söğüt dalları (Aravot) demetinin yere vurulması: Oşana Raba’da, aravaların yere vurulması âdeti, Moşe Rabenu’ya Sina Dağı’nda sözlü olarak bildirilir. Sabah duasında yedi Oşanot bittikten sonra, sinagogdaki kadın, erkek, çocuk, herkes beş söğüt dalından oluşan Aravot demetiyle toprağa beş kez vurur. Genelde bu arava demeti, lulav’da kullanılanlardan ayrıdır. Beraha söylenmez. Tanrı’ya övgüler içeren, Tanrı’nın İyiliği’nin üzerimizde olması, bizleri başarıya ulaştırması, bize sevinç içinde, bolluk içinde geçecek iyi ve uzun bir yaşam vermesi için, Tanrı’nın yeryüzünü sulaması, tüm dünyayı İyiliğiyle doyurması, ellerimizi dualarıyla ve Elleri’nin zenginliğiyle doyurması için dua edilir. Toprak için zamanında yağmur yağdırması ve yaptığımız işleri kutsaması, kurtuluş ve bağışlayıcılık dilenir. (Tefila Lehavatat Arava ritüelinin tam metni GÖZLEM- Şaloş Regalim Kitabı s.404- http://www.gozlemkitap.com/urun-25466-salos_regalim.html)

Neden  Arava?

Söğüt ağacı dallarından oluşan Arava’nın özelliği nedir ki, Yom Kipur’la eşdeğer bir yargı günü olan Oşana Raba’da başrolü tek başına çeker? Hasidik bilgelere göre, arava kelimesi, İbranice ‘araiv- hoş ve tatlı’dan gelir. Fiziksel dünyada ne tadı ne kokusu, hiç bir özelliği yokmuş gibi görünen arava, sonuçta bütün türler içinde en ön plana çıkar ve Oşana Raba’nın simgesi haline gelir. Bunun hakkında bilgelerin farklı yorumlarına bir göz atalım.

Teillim 68:5, İsrailoğulları’nın, Tanrı’nın onları Kendi Halkı olarak seçtiği iki olay; Mısır’dan Çıkış ve Tora’nın verilmesinden dolayı şükran dolu mutluluklarını ifade etmeleri gerektiğini belirtir: “Şarkı söyleyin Allah’a, müzik yapın Adına, methedin YAH Adı ile Aravot Binicisini ve Huzurunda yücelin.” Bu büyüklükteki olaylar, ancak Tanrı’nın dile getirilemeyecek kadar Kutsal olan İsmi ile birlikte anılabilir. Mısır’dan Çıkış için Tanrı’ya teşekkürlerimizi O’nun İsmi’ne, O’nun Sonsuzluk ve Bir’lik ifade eden İsmi’ne müzik yaparak dile getiririz. Tora hediyesi için de, O’nu Aravot Hâkimi olarak tanıyarak O’na şükranımızı ifade ederiz. Bilgeler, Göklerin yedi tabakası olduğunu, Aravot’un ise bunların en üst kısmı olduğunu açıklar. Tanrı’yı Aravot Efendisi olarak tanımlayarak, O’nun var olan her şeyin, hatta Göklerin en yüksek en yüce ve en güçlü boyutunun bile üstünde olduğunu ilan ederiz. Aravot, Tanrı ile yakınlaşabilmenin en üst seviyesini ifade eder. Yani, Tanrı hizmetinin tam ve içten bir samimiyetle, sadece Tanrı Aşkına yapılmasıdır. İnsanın spiriüel seviyesini, yaşamı, yaptıkları belirler. Tanrı, içimizdeki potansiyeli gerçekleştirebilmemiz, Tanrı ile bağlantı kurabilmemiz ve ruhumuzu bu üst seviyeye kadar yükseltebilmemiz için bize Tora’yı vermiştir. Bu yüzden O’na Aravot Efendisi olarak teşekkür ederiz.

Midraşa göre, Sukot Bayramı süresince (Şabat hariç) sinagogda sabah duasında altı yöne sallanan dört çeşit bitkiden lulav, Tora’yı öğrenen, ama Tora’ya uygun davranışları olmayan kişileri, adas, Tora öğrenmeyen, buna rağmen iyi davranışlarda bulunan kişileri, etrog hem Tora’yı öğrenen hem de mitsvaları yerine getiren kişileri, arava ise Tora öğrenmeyen ve iyi davranışlarda bulunmayan kişileri, sembolize eder. Bu midraş sadece görüldüğü şekilde yorumlandığında kim arava tipi Yahudi olmak ister ki?  R.Yosef Schneerson ise, arava’nın, mitsvaları en yüksek seviyede, salt saf inançları ile yerine getiren sade ve basit insanları simgelediğini anlatır. Shimona Tzukernik, bu yorum ile midraşın arkasındaki derin anlama ve aravanın gizli içeriğine dikkat çeker. Dört çeşit bitkinin sembolize ettiği kişilere bakarak, sadece etrog tipi Yahudilerin hem Tora öğrenip, hem de mitsvaları yerine getirdiği yanılgısına kapılabileceğimizi belirtir. Diğerlerinde biri, ya da her ikisi eksiktir. Bir önceki Rebbe, bu görüşe açıklık getirir. Buna göre, aslında dört çeşit bitkinin simgelediği dört farklı Yahudi’nin her biri hem Tora’yı hem de mitsvaları yerine getirir. Bu bakış açısıyla midraşa tekrar baktığımızda, bunun ne kadar akla uygun olduğunu fark ederiz. Bir an düşünelim. Lulav Yahudi’si, yoğun bir şekilde Tora öğrenimine dalmıştır. Fakat bilgelerimiz der ki, gerçek öğrenim, insanı bu öğretiler doğrultusunda harekete geçirir. Dolayısıyla eğer bu Yahudi eğer gerektiği şekilde Tora öğreniyorsa, mutlaka ki mitsvaları da yerine getirmektedir. Benzer şekilde adas, yani iyi davranışlarda bulunan Yahudi’nin de, Tora’nın istediği şekilde davranabilmek için, bunu sağlayacak bilgiyi edinmiş olması gerekir. Aynı şekilde arava Yahudi’si de aslında Tora öğreniyor ve iyi davranışlarda da bulunuyor. Arava kişiliğindeki Yahudilerin hayatı Tora ve mitsvalar çerçevesinde geçer, onların farkı, bunu sadece saf inançları ile yerine getirmeleridir. Midraşın bu yorumu çok güzel olsa da, aklımıza yeni bir soru getiriyor, eğer her dört çeşit kişi de böyle güzel özelliklere sahipse, neden bunların arasında şunu yapan/yapmayan diye bir ayırım yapılıyor? Midraş derin anlamında, her bir türün, her birimizin Tora’ya bağlılık ve iyi hareketlerde bulunma konusunda eşit olduğunu, farklılığın ancak bunları yapma tarzında ve niteliğinde görülebileceğini anlatmaya çalışır. Etrog kişiler yüksek IQ ve derin duygusal zekâya sahiptir. Tora terminolojisinde Adem olarak adlandırılırlar, hem aklın hem kalbin ustası olmuşlardır. Lulav kişiler Harvard mezunları gibidir. Tora öğrenimlerini mantık ve zekâlarının yönlendirdiği araştırmalar, keşifler doğrultusunda ilerletirler. Adas kişilerin ise duygusal zekâları çok güçlüdür. Kendilerini ve başkalarının duygularını fark etmede, tanımlamada ve idare etmede çok ileridirler. Genelde insanlara yardım gerektiren mesleklerde çalışır, başkalarıyla rahatlıkla empati kurabilir ve onları rahat hissettirebilirler. Tora’yı günlük hayata uyarlama becerileri çok gelişmiştir. Son olarak arava kişileri, toplumun temel kayasını oluşturan sade, sıradan, karmaşıksız, iyi, dürüst kişilerdir. Onlar ki çoğu zaman dikkatimizi çekmez, ama etrafımızda olmaları bize inanılmaz bir rahatlık ve huzur verir. Bu kişilerin Tora öğrenimleri ve mitsvaları yerine getirmelerinin arkasında ileri bir düşüncesel veya duygusal zekâ olmayabilir, ama onların öğrenimleri ve mitsvaları yerine getirmeleri, saf ve yalın inançları ile varlıklarının içine işlemiştir. Dört çeşit bitkiye bu ışıkla baktığımız zaman, aravanın, diğer türleri geride bıraktığını görürüz. Aravanın söğüt ağacı meyve vermez, yapraklarının kokusu da yoktur. Aslında işte bu özelliksiz görünümü, bunun ardında çok daha derin anlamlar bulunduğunun bir göstergesidir. Aravanın minimalistik yapısı, Yahudi ruhunun bütünlüğünü, bu şekilde kendine özgü ayırt edilebilir niteliklerden uzak olmasını sembolize eder. Bu yapı, her birimizin içinde bulunur. Ancak yalın ve saf insanlarda daha rahat fark edilebilir. Hasidik Yahudiliğin Kurucusu olan R. Baal Şem Tov’un öğretilerinin esasını da sıradan, saf kişilere olan sevgisi oluşturur. Baal Şem Tov, Yahudiler arasında çok eğitimli olan kişilerin arayışında değildir, daha çok kalbin saflığına ve içtenliğine önem verir. İbranice duaların anlamını bilmese bile bu kutsal kelimeleri samimiyetle kalpten İbranice okuyan bir kişinin, Göklerdeki Tanrı için bir sevinç kaynağı olduğunu ifade eder. Baal Şem Tov der ki, sıradan insanların ‘yalınlığı’, Tanrı’nın temel Yalınlığı ve Bir’liği ile eşanlamlıdır. Tanrı’nın Varlığı ise doğal, etkilenmemiş ve saf kişilerde en çok hissedilir.

Arava dallarının neden yere vurulduğu hakkında farklı yorumlardan bazıları:

*Arava, bitkilerin yaşamak için, yağmura, suya olan ihtiyacını simgeler. Aravaları toprağa vurularak, toprağın canlanmasını, suya doymasını dileriz.

* R’Zemach Gaon’un yorumuna göre; arava, dudaklara benzetilir. Bizi dudaklarımızın işlediği günahlardan arındırması ve bir daha dudaklarımızla günah işlememe kararımızı vurgulamak için arava dallarını yere vururuz.

*Fiziksel dünyanın bir simgesi olan aravotu yere vurup, Tora ile karşılaştırıldığında, fiziksel dünyanın ne kadar anlamsız olduğunu vurgularız.

*Aravotu yere vurarak, günahların yere saçılan yapraklar gibi dökülüp gitmesini ve Yom Kipur’da verilmiş olabilecek sert hükümlerin yumuşamasını dileriz.

Bazı Sefarad cemaatlerde tören sonunda arava demetlerini evlerdeki mezuzaların yanına asma geleneği vardır.

Yahudi takviminin düzenlenme şekliyle Oşana Raba hiçbir zaman Şabat’a düşmez.

4) Gece uyanık kalıp Tora okumak: Bazı cemaatlerde Şavuot’taki gibi Tikun yapma âdeti vardır. Gece uyanık kalınıp Tora ve Teillim okunur.

5) Sinagoglar daha çok aydınlatılır.

6) Beyaz: Roş Aşana ve Yom Kipur’da olduğu gibi hahamlar, ehal, sinagog beyazlara bürünür.

7) Suka mitsvası için son gün: Oşana Raba, Suka’da oturma mitsvasının yerine getirilebileceği son gündür. Bu günden sonra, Suka’da oturulsa bile, berahası söylenmez.

3 Yorum