ŞEMOT - Galut ve Yahudiler

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
30 Aralık 2015 Çarşamba

 

“Gelin onlarla akıllıca hareket edelim”. (Şemot 1/10)

Paro bizzat kendisi bir küfe ve kürek alır. Paro’yu küfe ve kürekle tuğla yapımında çalışır görenlerin tümü onun gibi yaparlar. İbraniler bütün gün onunla gayretli bir şekilde çalışırlar. Çünkü onlar güçlü ve kuvvetliydiler. Akşam geldiğinde Paro onların üzerlerine vergi memurlarını koyar ve onlara şöyle der: Kaç tane tuğla yaptılar? Bu onların her gün bana yapacakları tuğla sayısıdır. Halkın üzerine İbrani görevlileri onların üzerlerine de Mısırlı vergi memurlarını koydu. (Midraş Tanhuma) 

Yukarıdaki Midraş’ı okuduğumuzda Yahudilerin yaşadıkları toprak parçasını nasıl sahiplendiklerini görürüz. Çünkü o ülke için yapılacak fedakârlıklar varsa Yahudiler her zaman birinci sırada yer almışlardır. Yaşadıkları toprak için servetlerini, güçlerini hatta hayatlarını seve seve feda etmekten kaçınmamışlardır. Bunların tarihteki örnekleri azımsanmayacak kadar çoktur. Ancak sonuç genellikle bir kandırmacadan ibarettir. Güler yüzle fedakârlık bekleyenler o fedakârlığın süresi geçtikten hemen sonra onları köleleştirmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Bunların da örnekleri tarihte oldukça fazladır. 

Yahudiler neden çoğunlukla böyle oyunlara gelmişlerdir? Bunun yanıtını bulmak aslında hiç de zor değildir. Birinci Bet Amikdaş’ın yıkılmasından sonra gelişen Babil sürgünü ‘diaspora’ hakkında Yahudilere çok fazla şey öğretir. Zamanın peygamberleri Yahudilerden yaşadıkları toprak parçasının iyiliği için her zaman dua etmelerini ister. Bu gelenek bu gün dahi ‘anoten’ duası ile devam etmektedir. Yahudiler yaşadıkları topraklara asla ihanet etmemişlerdir. Orasını ‘vatan’ bilmişler ve oranın bir parçası olmayı kabul etmişlerdir. Yahudiler kendilerine iyilikle yaklaşanları her zaman olumlu ve iyi bir şekilde değerlendirmişlerdir. Baskılara her zaman başkaldırı ile yanıt vermişlerdir ki bu Yahudilerin zorla bir şeye mecbur edilemeyeceklerinin işaretidir. Ancak işin içine samimiyet, komşuluk, yakınlık gibi duygular ‘göstermelik’ olarak bile girdiği zaman Yahudiler kendilerini göstermekten, yardımcı olmaktan hatta fedakarlıklar yapmaktan geri kalmamışlardır. Bunun sonucunda da önce o toplumun içinde onlardan biriymiş gibi gösterilmişler daha sonra farklı olduklarını çok acı bir şekilde öğrenmişlerdir.

Günümüzde Yahudilere benzer şekilde yaklaşanlar onları bitirmenin en etkin yolunun asimilasyon olduklarının bilincindedirler. Ancak bunun asıl bilincinde olması gereken topluluk toplumun ta kendisidir ve kendisi için gerekli önlemleri alamazsa başkalarının binlerce yıl boyunca uğraşarak, zor kullanarak yapamadıklarını kendi kendilerine layık göreceklerdir.