Bursa’da Yahudi yaşamı

Bursa´da 60 Yahudi kaldı

Dora NİYEGO Toplum
25 Kasım 2015 Çarşamba

Yako Kuzu, bugünlerde artık 60 kişi kalan Bursa Yahudi Cemaati’nin bir üyesi. Huzurlu bir yaşam sürdüklerini ancak en büyük üzüntülerinin gittikçe yok olmaya yüz tutan Yahudi nüfusu olduğunu belirten Kuzu ile sohbet ettik. Dünü ve bugünü ile Bursa Yahudilerinin yaşamını kendisinden dinledik.

 

Öncelikle sizi tanıyalım…

1953 yılında Bursa’da doğdum. O yıllarda Bursa’da hatırı sayılır bir cemaat vardı. Ailem orta halli esnaf bir aileydi. İlk ve ortaokul eğitimimi devlet okulunda yaptım. Liseye başladığım yıl birçok arkadaşım İsrail’e gitmeye başlamıştı. Ben de modaya uyarak, yetmişli yılların başında, liseyi okumak üzere İsrail’e gittim. Ancak bir yıl sonra geri döndüm ve ondan sonra çalışma hayatına atıldım. Bursa’nın saygın tüccarlarından biri olan dayım Jak Adetoledo’nun yanında tekstil alanında çalışmaya başladım.

 Bursa Yahudi Cemaati’nin kökleri ne zamana kadar uzanır?

Bursa Yahudi Cemaati’nin kökleri Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarına kadar uzanır. Orhan Bey’in, Bursa’yı aldığı ve başkent yaptığı dönemde, şehirde yüzyıllardır yaşayan bir Yahudi topluluğu bulunuyordu. Tarihi kaynaklara göre, Kudüs’ü işgal altında tutan Romalıların sürgün ettiği Yahudiler, yüzyıllarca Bursa’da yaşamışlar ve Romanit Yahudileri diye tanınmışlardır.

 Bursa Yahudi Cemaati’nin bir okulu var mıydı?

Benim çocukluğumda olmamakla birlikte, ailemden duyduğum kadarıyla, Yahudilere ait bir ilkokul ve orta öğrenim için bir Alliance Okulu mevcuttu. Bu okulun bir dönem müdürü de annemin babası Haham Nesim Elazar Toledo idi.19. yüzyılın ikinci yarısında açılan Alliance Okulu, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar faaliyetine devam etti. Bu okul kapandıktan sonra cemaatin kendi ilkokulu 1945 yılına kadar öğretime devam edebildi ve sonunda o da kapandı.

 Erkekler hangi meslekleri yaparlardı?

Gençlik yıllarımda Bursa’da, 400-450 kişilik bir cemaat vardı. Erkekler genelde tekstil ticareti ile uğraşırlardı. Manifaturacılık ve kuyumculuk, el sanatları dalında tenekecilik, elektrikçilik yapanlar da vardı. Ayrıca, lokanta işletenler ve şarapçılıkla uğraşanlar da bulunuyordu.

 O dönemde çalışan kadınlar da var mıydı?

Kadınlarımıza gelince, pek çalışan bayan yoktu o yıllarda. Fakat annemin genç kızlığında bir eczanede çalıştığını biliyorum. Kadınlar her yerde olduğu gibi, boş vakitlerinde evlerde gün yaparlardı. Küçük bir cemaat olduğumuz için herkes adeta akraba gibiydi. Güzel günlerde ve kederli günlerde hep birlikte olurduk.

 Gençlerin sosyal hayatı nasıldı?

Gençlerin pek sosyal hayatı olduğunu söyleyemem. Düğün veya bar-mitzva olduğu zaman sinagogda bir araya gelirdik. Bunun dışında, erkekler kendi aralarında buluşur, maça veya sinemaya giderlerdi. Kızlı-erkekli toplantılar yapılmazdı. Sadece aileler birbirini ziyarete gittikleri zaman gençler bir arada olurdu. Bursa’da hiçbir zaman bir gençlik derneğimiz olmadı.

 Bayramları nasıl kutlardınız?

O zamanlar, Bursa’da hepimiz aynı semtte otururduk. Yahudilik diye tabir edilen bu semt Altıparmak Caddesi’nin yanında Sakarya Caddesi’nde idi. Aynı yerde üç sinagog vardı: Geruş, Mayor ve Etz Ahaim Sinagogları. Çocukluğumda, ikisi açıktı. Mayor Sinagogunda sadece hafta arası duaları yapılırdı. Geruş Sinagogu ise Şabat günleri ve bayramlarda açılırdı. 1970 yılına kadar hahamımız rahmetli İzak Beyo idi. İzak Beyo bizlere çok şeyler öğretti. 

Bugün her iki sinagog da gayet bakımlı ve kullanılır durumda. Mayor Sinagogunun restorasyonu esnasında katkılarından dolayı rahmetli başkanımız Ezra Venturero’yu anmadan geçmemek gerek.

Artık sinagoglar, yalnız bayramlarda ve Şabat günleri açılıyor. Bunun sebebi ise dini görevlimizin İstanbul’dan hafta sonları ve bayramlarda gelmesi. Yakın tarihe kadar devamlı bir hahamımız vardı: Uriel Aareza. Kendisi rahmetli olunca devamlı bir hazanımız olmadı. 

Kışları, daha küçük ve ısınması da daha kolay olduğu için Mayor Sinagogu, yazın da Geruş Sinagogu açılıyor.

Yahudi bayramlarını kutlama şeklimizde İstanbul cemaati ile hiçbir farklılık göze çarpmaz. İki şehrin çok yakın olması ve Bursa’ya gelen hazanların İstanbul’dan gelmelerinden dolayı her iki şehrin bayramları kutlama şekilleri de aynıdır. Yine de küçük bir cemaat olmamız nedeniyle birçok kutlamayı hep birlikte yaparız. Örneğin Sukot Bayramında, tüm cemaat bir arada toplanır, hanımlarımızın becerikli elleriyle hazırladıkları leziz yemekleri, Suka’da hep beraber yeriz.

 Bursa’daki Yahudi Mezarlı€ı ne durumdadır?

Bursa’daki mezarlığımız gayet bakımlı bir durumdadır ve halihazırda Bursa’da yaşayan cemaatimiz herkese yetecek kadar yer var. Mezarlığımız şehir merkezinde olmasına rağmen, bugüne kadar rahatsız edici hiçbir olay yaşanmadı.

 Geniş toplumla iletişimleriniz nasıl? Asimilasyon oldu mu?

Bursa Yahudileri uzun yıllardan beri sorunsuz bir yaşantı yaşamaktalar. Hem ticaret hayatında, hem de sosyal yaşantımızda, geniş toplumla pek öyle kayda değer bir sorunumuz olmadı. Asimilasyona gelince, maalesef son yıllarda karışık evliliklerin artması, Bursa’da başlıca sorunumuz olmakta.

 Bursa Yahudi Cemaati’nin belli başlı aileleri kimlerdir?

Bursa’da yaşayan ve yaşamakta olan ailelerden aklıma gelenler, Baruh, Saydon, Behar, Nahmiyas, Toledo, Eskenazi, Deleyon, Levi, Saban, Araf, Tovi, Kohen aileleridir.

 

Yako Kuzu

 

Cemaatin nüfusu geçmiş dönemlerde ne kadardı? Nüfusun gittikçe azalmasının nedenleri nelerdir?

 

16. yüzyıl kayıtlarına göre 1200 kişi olan cemaatin nüfusu, 19. yüzyıla doğru 3500-4000 kişiye ulaşmış. O yıllar Bursa Yahudilerinin en kalabalık dönemidir. 1948’den sonra İsrail’e büyük bir göç oldu. 1960-1965 yıllarında Bursa’da 250 kadar Yahudi yaşıyordu. Bugün Bursa’da 60 Yahudi yaşıyor.

Bursa’da Yahudi nüfusunun azalmasının başlıca sebebi, gençlerimizin okumak için İstanbul’u tercih etmeleridir. Okumaya giden gençler, bir daha geri gelmiyor ve aileleri de onları takip ediyor. Bursa’da yaşlı bir Yahudi nüfusu var. Birkaç genç aile dışında, nüfusumuzun yaş ortalaması yüksek. Eşim ve ben halen Bursa’da yaşamaya devam ediyoruz. Tek üzüldüğümüz nokta ise, eski kalabalık Yahudi cemaatimizin günden güne daha da azalması.