Çocuğuna anlat…

Pesah Sederi’nin sonunda coşku ile söylenen ve bir çocuk şarkısını anımsatan ‘Kavretiko’nun son bölümünde, başlangıçtaki noktaya gelinerek hükümranların egemenliklerinin sona ereceği, Tanrı sevgisinin ve mutluluğun egemen olacağı bizlere anımsatılır.

Yakup BAROKAS Köşe Yazısı
11 Nisan 2012 Çarşamba

Pesah Seder’inde, Mısır’da yaşananlar, mucizeler ve esaretten kurtuluş ile ilgili olaylar anlatılır. Agada’nın belirli bir metni ve anlatımı varsa da ‘Seder’de özgürlüğün ne anlama geldiğinden tutun Yahudilik ile ilgili her konu tartışılır ve sorgulanır.

6. ve 7. yüzyıllarda ‘Agada’nın şekli ve içeriği konusunda Talmud bilginlerinin görüşleri arasında farklılıklar olmasına rağmen günümüzde her cemaat küçük değişikliklerle aynı metni okumaktadır. Her cemaat çocukların daha iyi anlamaları ve temel amaç olan ‘O gün çocuğuna anlatacaksın’ (Şemot 13/8) emrinin daha iyi yerine getirilebilmesi için kendi kullandığı dilde açıklamalar eklemekte, geleneklere göre yorumlar yapmaktadır.

Her birimiz ‘Agada’yı okurken -daha doğrusu anlatırken- Mısır’dan çıkan sanki bizmişiz gibi hissetmeliyiz. Böylece ‘Agada’yı kişiselleştirirken her anlatıcı kendi yaşamından, kendi döneminden etkilenir.

Avrupa’da, geçen asrın ilk yarısında ve 19. yüzyılda diasporada, Agada okunurken Eliyahu Anavi’nin gelmesi için kapının açık bırakılmasından korkulurdu. Çünkü sokaklardan her an bir tehlike gelebilir, bir pogromla karşı karşıya kalına bilinirdi.

Ailelerinden, yakınlarından uzak olanlar için Seder gecesi buruk bir gecedir ve ‘Agada’ yavaşça, nerede ise tek düze okunur.

Oysa günümüzde, Kutsal Topraklar’da, ‘Agada’ kimi zaman ailece, kimi zaman da geniş bir cemaatle hep birlikte süratle söyleniyor ve sonrasında sokaklarda coşku ile dans edilerek kutlanıyor.

Pesah bizlere gerçek özgürlüğün ne olduğunu öğretir. Gerçek özgürlük şu veya bu siyasi lidere oy verebilmek, görüşlerini açıkça ortaya koyabilmek değildir sadece. Kişinin kendini tanıyabilmesi, egolarını kontrol altına alabilmesi ve her türlü baskıdan uzak bir yaşam sürebilmesidir.

Paro’ (Firavun) İbranice ‘lifroa’ fiilinden türetilmiş bir kelime olup ruh ve maneviyatı boğmak isteyen hayvansal dürtüyü simgeler. 1986 yılında Neve Şalom katliamı, 2003’de sinagoglara yönelik terör saldırıları, dünyanın her yerinde ve son olarak Toulouse’da akan kanlar dünyamızda firavunların hala varlıklarını sürdürdüklerini ve öldürülenlerin de sadece ilk doğan çocuklar olmadığı gerçeğini gözler önüne seriyor. Ne yazık ki dünyada hala birçok ülkede, Suriye, Kongo, Irak’da şiddet varlığını sürdürüyor.

Bu yıl Pesah’ta Varşova Gettosu ayaklanmasının 69. yıldönümünü de anmış olacağız. Naziler tankları ile yerle bir etmek için gettoya girdiklerinde, direnişi sürdüren bir avuç genç Pesah Agadası’nı okumaktaydı. Belki bir kısmımız bayramda ikinci şarap bardağını o cesur gençlerin anısına kaldırmıştır.

Mordecai Anielewicz, Yitzhak Zukerman ve Marek Edelman ayaklanmanın bu üç komutanı üç ayrı gençlik kuruluşunun üyeleriydi. Yitzhak Zukerman’ın lakabı ‘Antek’di ve kanalizasyonlardan geçerek getto dışından erzak ve silah tedarikini sağladı. O ve karısı cehennemden canlı olarak kurtulabildi. 220 ZOB (Jewish Combat Organization)’ın başı ve ayaklanmayı başlatan Anielewicz 19 Nisan günü, 24 yaşında, üç haftalık direniş sonrasında yaşamını yitirdi. Edelman ise canlı kurtuldu, Polonya’da Lech Walesa’nın ‘Dayanışma’ hareketinin saflarında yer aldı, 2009 yılında 90 yaşında yaşama gözlerini yumdu.

Bu üç kahramanı hatırlamak özgür olmanın bir bedeli olduğunu da bize gösteriyor; onur, dürüstlük, şeref, haysiyet, iyilik, cesaret hep içimizde olsun.

Seder sona erdiğinde özgün söylenişi Aramca lisanında olan ve bizim Judeo-Espanyol dilinde söylediğimiz ‘Kavretiko’ (Had Gayda) şarkısı “ve kedi geldi… ve köpek geldi… ve sopa geldi köpeği dövdü…  diye uzayıp giden bir nini midir? Gerçekte şarkıdaki her bölüm tarihte çeşitli dönemlere hükmetmiş çeşitli krallıkları simgelemektedir. Diğer bir yönü ile de insanların birbirlerini katletmedikleri, dayanışma içinde oldukları düşüncesini dile getirmektedir.

Seder’in ardından bizleri uykuya uğurlayan bu basit şarkının son bölümünde, başlangıçtaki noktaya gelinerek hükümranların egemenliklerinin sona ereceği, Tanrı sevgisinin ve mutluluğun egemen olacağı bizlere anımsatılır.

Hag Pesah Sameah

Not: Bu yazının hazırlanmasında Gözlem Gazetecilik tarafından yayımlanan Moşe Farsi’nin hazırladığı Pesah Agadası, (2003), Carol Novis’in “Understanding the Exodus Personally: The Kibutz Haggadah” ve Leonard Fein’in “Remember Those Who Gave Us Hope” adlı makalelerinden yararlanılmıştır.