İran topun ağzında mı?

İran’ın ilk nükleer santraline karşı İsrail’in alacağı tutum merak konusu. ABD Başkan eski Yardımcısı Dick Cheney, İsrail’in İran’ı vurma beklentisi içerisinde.

Alber NASİ Köşe Yazısı
14 Eylül 2011 Çarşamba

Güzel her şeyin çabucak bittiği gibi güzel bir yaz tatili daha sona erdi. Yaz aylarını gerek siyasi gerekse ekonomik olarak sessiz geçiren Türkiye, ekonomik olarak cari açık endişesiyle sıçrayan döviz fiyatlarıyla az da olsa sarsıldı. Sene başından itibaren döviz sepetindeki artış % 18’i aştı. Elbette henüz etkisi hissedilmese de, dövize endeksli birçok ürünün fiyatı, özellikle akaryakıt, elektrik ve doğalgazın fiyatları, vatandaşın canını yakmaya başlayacak.

Yazın son günlerinde ortaya çıkan ve İsrail ile Türkiye arasında gerginliğe yol açan BM’nin Mavi Marmara raporu iki ülke arasındaki ilişkileri pamuk ipliği düzeyine getirdi. İsrail tarafı sessizliğini korurken Türkiye gerek uluslararası temaslarında gerekse gündelik açıklamalarında İsrail’e sert mesajlar yolluyor. Bütün bu olan bitenlerin nasıl sonuçlanacağını kestirmek oldukça güç olsa da Türkiye ile İsrail arasında bir savaşın çıkma olasılığı yok.

Ancak hiç şüphesiz Ortadoğu’da İsrail ile Filistinliler arasındaki anlaşmazlıktan bağımsız olarak birçok denge değişiyor. Diktatörler bir bir devrilirken, değişen politikalarla ülkelerin bölgedeki konumları da değişiyor. İsrail karşıtı olsa da olmasa da mevcut hükümetin izlediği yol hiç şüphesiz Türkiye’yi Ortadoğu’da politik olarak daha güçlü bir konuma getirdi.

Bütün bunlar olup biterken İran, sessiz sedası ilk nükleer santralini seneler sonra devreye almayı başardı. İran’ın ilk nükleer santraline karşı İsrail’in alacağı tutum merak konusu. ABD Başkan eski Yardımcısı Dick Cheney, İsrail’in İran’ı vurma beklentisi içerisinde. İsrail’in önceliği ve en büyük tedirginliği de İran’ın nükleer silah elde etmesi. Bu durum bir tek İsrail için değil tüm bölge için tehlike. İsrail’in ne zaman ve nasıl harekete geçeceğini kestirmek oldukça zor. Ancak harekete geçeceği kesin. İsrail’in saldırısının askeri mi, siyasi mi, ekonomik mi olduğunu anlamak oldukça zor. Bölgedeki en büyük sıkıntı İsrail harekete geçince başlayacak. İran’ı kim destekleyecek? İran nasıl karşılık verecek? Uluslararası kamuoyunun tepkisi ne olacak? ABD alışılagelmiş desteğini verip yardım edecek mi? Yoksa İsrail bu olası eyleminden sonra yalnızlığa mı itilecek?

İsrail harekete geçmezse ne olacak? İran nükleer silaha ne kadar yakın? İran nükleer silahları kullanacak kadar çılgın mı? Yoksa bu silahlar İran’daki mevcut rejimi sağlamlaştırmak ve bölgedeki siyasi ağırlığını arttırmak için sadece bir araç mı? İran, olası nükleer silahları İsrail’e veya bölgedeki herhangi bir ülkeye karşı kullanacak olmasa bile mevcut yarı diktatoryal sözde teokratik sistemin değişmesi ve İran’ın bölgede bir güç olmaması açısından İran’ın nükleer silah elde etmemesi için yeterli sebep değil midir?

Hiç şüphesiz son dönemdeki çıkışlarıyla Başbakan Erdoğan bölgede sözü dinlenen bir lider durumuna gelmiştir. Ancak İran, özellikle nükleer bir İran, Türkiye’nin bölgede lider konuma gelmesinden ne kadar memnun olur? Bu arada İsrail’in İran’a karşı bir eylemde bulunması, özellikle konvansiyonel bir saldırı durumunda Türkiye’nin tavrı ne olur? Kısa vadede her şey karmakarışık görünse de uzun vadede İran’daki rejimin benzerleri gibi yıkılması Ortadoğu’da dengelerin tekrar oturması için önem arz ediyor.