Sefarad kadınının aile ve toplum içindeki rolü -3-

Zelda Ovadya’nın Ladino dilinde verdiği “Sefarad Kadının Aile ve Toplum İçindeki Rolü” başlıklı konferansının Türkçe tercümesini bu hafta da yayınlamaya devam ediyoruz...

Sara YANAROCAK Kavram
7 Temmuz 2010 Çarşamba

ORTAÇAĞ’DA ÖNEMLİ SEFARAD KADINLAR

Sefarad kadınları tarihin birçok döneminde, fikirleri ve yaptıklarıyla iz bırakmışlardır. İşte buna en iyi örnek olabilecek bazı isimler...

Bienvenida Abravanel, Yaakov Abravanel’in kızıydı. Yaakov’un ağabeyi Don İsaac Abravanel çok ünlü bir filozof ve devlet adamıydı. Kendisi 1492’deki (ekspulsion) kovulma sırasında Kral ile Kraliçe’nin huzuruna çıkmış ve sürgünü önlemeye çalışmıştı.

Bienvenida çok iyi eğitilmiş bir kızdı ve amcası Isaac’ın küçük oğlu Samuel ile evlendirildi. Böylece amcasının gelini oldu. Bienvenida, İspanya’dan kovulduktan sonra yerleştikleri Napoli’de, Dona Leonora’nın öğrencisi oldu. Dona Leonora, Don Pedro de Toledo’nun kızıydı. De Toledo bir vakitler İspanya Kralı’nın sarayında başdanışmanlık görevinde bulunmuştu.

1541 yılında tüm Yahudiler bu kez de Napoli’yi terkettiler. Bunların çok büyük bir bölümü İtalya’nn Ferrera kentine yerleştiler. Buraya gelen Yahudiler ve Morrainolar (dönmeler) Ferrera Dükü’nün daveti üzerine oraya göç etmişlerdi. Abravanellerin evi entelektüel Yahudilerin ve Hıristiyanların biraraya gelip konuk edildikleri popüler bir evdi.

Bienvenida Abravanel o dönemde en asil, zengin  Sefarad Yahudisi kadınlar arasında en faal ve hayırsever olarak tanınıyordu. Kendisi iyilik ve erdemin timsaliydi.

İtalya’daki Sefarad kadınlarının arasında Modena ailesine mensup kişiler de vardı. Modenalar çok varlıklı ve hayırseverdi. Pomona litürjik şiirleri ve duaları İtalyanca kaleme aldı. Kendisi çok iyi bir Talmud bilginiydi.

Modena ailesinin diğer kızı ise Batsheva Modena idi. Batsheva dini metinlere hakimdi. Özellikle Maymonides’in kitapları üzerinde uzmandı. İsrail topraklarına olan aşkı, onu ülkedeki Tsfat kentine getirdi. Ömrünü orada tamamladı. Her iki kızkardeş de mükemmel İbranice bilirlerdi.

İtalya Yahudileri’nin diğer bir ünlü kadın siması Devora Ascarelli idi. Devora, Roma’da bulunan Katalan Sinagogu’nun başkanının karısıydı. Çok ünlü ve başarılı bir şairdi. İbranice metinleri ve şiirleri İtalyanca’ya tercüme ederdi. Kendi yazdığı İtalyanca şiirler, Yahudiliğe olan derin bağlılığını anlatırdı.

Sara Coppio Sullam, 1529 yılında Venedik Gettosu’nda doğdu. İbranice, İtalyanca, İspanyolca, Latince ve Yunanca bilirdi. Evinin salonu Yahudi ve Hıristiyan yazarların biraraya gelip sohbet ettikleri, entelektüel kültür alışverişi yaptıkları meşhur bir yerdi.

Diğer bir Sefarad kadın figürü ise Güney Amerika’da yaşamış olan Justa Mendes’tir. Justa 1576 yılında İspanya’nın bir kenti olan Sevilla’da doğmuş 1589’da ailesi ile birlikte Meksika’ya göç etmişlerdi. Meksika Valisi Luis de Carvajal bir grup dönme Yahudiyi beraberinde Meksika’ya götürmüş ve onları Tampico adlı şehre yerleştirmişti.

1596 yılında annesi Clara Enriquez ve teyzesi Beatriz Yahudiliklerini serbestçe yaşamak istedikleri için, tutuklandılar yargılandılar ve diri diri yakıldılar.

La Fermoza (Dilber) lakabıyla anılan Justa olağanüstü bir güzelliğe sahipti. Aynı zamanda o da tutuklandı ve mahkemede Musa dinine mensup olduğunu inkâr etmedi. Kendisi Tora’yı, Mezmurları ve peygamberler kitabını çok iyi bilirdi.

O dönemde belki de çok genç olduğu için ölüme mahkum edilmedi. Yedi yıl hapishanede kaldı. Hapisten çıktantan sonra Yahudi dinine mensup Francisco Nunez ile evlendi ve çocuklarını Yahudi olarak yetiştirdi.

Gayet iyi görülebileceği gibi, o karanlık ve sürgün yıllarında, bu dönme ve gizli Yahudi kadınlar, büyük bir cesaretle, Yahudi kimliklerini ve geleneklerini unutturmamak için kahramanca gayret gösterdiler.

Diğer bir Sefarad kadın ise, Osmanlı Sarayı’nda ün kazanmış olan Ester Kira’dır.

Ester Kira veya Türklerin çağırdığı şekli ile Kiraze, İspanya’dan Osmanlı’ya sığınan bir ailenin kızıydı. Ester, kocası Eliya Handali ve çocuklarıyla İstanbul’da yaşardı. Ester dul kaldığı zaman, henüz çok gençti ve üç çocuk annesiydi. Paraya ihtiyacı olduğundan çalışmak zorunda kaldı.

Çok güzel, akıllı ve muhteris bir kadın olduğu için saraydaki haremde yaşayan cariyelere mallar satmaya başladı, hepsiyle iyi ilişkiler kurdu. Onlara parfümler, değerli kumaşlar, ipekler, mücevherler satardı. Haremdeki kadınların saray dışına çıkmaları yasak olduğu için, herkes Ester’in yolunu gözlerdi.

Öncelikle haseki sultan olan Hürrem Sultan’ın güvenini kazanmıştı. Hürrem, Kanuni Sultan Süleyman’ın en sevgili karısıydı.

Daha sonra padişah olan Sultan II. Murad’ın annesi Nurbanu Sultan ve en sevdiği karısı Safiye Sultan da onun en yakın dostları ve sırdaşı oldular. Ester onlarla o denli yakınlaştı ki, onlara gerek özel hayatları ve gerekse devlet idaresi konusunda akıl hocası oldu. Çünkü çok zeki bir kadındı.

Anlatılanlara göre, Avrupa ülkelerine birçok kez Safiye Sultan’ın elçisi gibi seyahat etmiş, hatta bir keresinde Kraliçe 1. Elizabeth’in huzuruna çıkıp, ona Safiye Sultan’ın mesajlarını iletmişti.

Safiye Sultan’ın sayesinde Ester gitgide zenginleşmiş, sarayda devlet işlerine karışmış, özellikle ekonomik konularda fikirleri dinlenir olmuştu.

Bu dönem debdebesi içinde asla cemaatini unutmamış, onlara her ihtiyaçlarında yardım etmişti. Dini Yahudi kitaplarının basılmasına önayak olmuştu. Ünlü tarihçi ve astronom Avraam Zakuto’nun “Sefer Yohasin” adlı kitabının yayınlanması için gerekli parayı da o vermişti. 1569 yılında İstanbul’da Yahudi mahallesinde çıkan yangında kül olan mahallenin inşasında ve felaketzede dindaşlarına yardım etmişti.

1600 yılında Ester Kira, Sipahi Ocağı’nın askerlerinin isyanı sırasında öldürülmüştü. İsyan aslında Sultan III. Mehmet’e karşı başlatılmıştı. Cesedi kılıçlarla paramparça edilen Ester Kira’nın bir oğlu da öldürülmüştü. Diğer oğlu da son anda Müslüman olmayı kabul ederek hayatta kalabilmişti.