Nazilerin arşivlerine bir ziyaret

Auschwitz tutuklusunun günlük yemek mönüsü, Oscar Schindler’in isim listesinin orijinali, Exodus’teki çocukların isimleri, öldürülen milyonların kayıtları tüm bunlar Holokost inkârcılarına en iyi yanıtı oluşturuyor. Dor Glick Nazilerin geniş arşivinin rafları arasında bir yolculuğa çıktı

Nelly BAROKAS Kültür
11 Ağustos 2010 Çarşamba

Bad Arolsen’de Grosse Allee 5 numara. Burada belgeler var. Üçüncü Reich döneminde yok edilen 17,5 milyon kişinin adlarını içeren dosyalar. Romanlar, sosyal demokratlar, homoseksüeller, komünistler ve özellikle Yahudiler…

Uçsuz bucaksız arşiv rafları arasında gezerken tanıdık Yahudi soyadlarına rastlanmakta. Örneğin Abramovich gibi tanıdık bir soyadının orada 849 farklı çeşitlemesi var. Raflar arasında ilerledikçe tanıdık soyadları çoğalıyor. Altı milyon gibi algılanması zor bir rakamın bitmez tükenmez örnekleri orada. Bad Arolsen arşivlerinin Müdürü Udo Jost, Nazi vahşetinin dünyadaki en büyük arşivini içeren bu mekânı, ‘Satan’s administration’ olarak adlandırıyor. Bu merkezdeki arşiv 1945’ten itibaren, Almanya ve işgal altındaki Avrupa ülkelerinde bulunarak toplanan her türlü belgeyi içeriyor. Bu belgeler arasında ölüm ve temerküz kamplarının planları, öldürülenlerin ve hayatta kalanların isim listeleri var.

Bu zengin arşiv yine de tam değil, çünkü savaşın son aylarında yenilginin yaklaştığını anlayan Naziler belgeleri yok etmeye, kanıtları silmeye çalıştılar. Haritada doğuya doğru yöneldikçe giderek belgelerin daha çok yok edildiği gözlemleniyor. Örneğin Sobibor’dan neredeyse hiçbir kalıntı yok. Buna rağmen Holokost inkârcılarına en iyi yanıtı oluşturacak kanıtlar vasiyetname misali hâlâ mevcut. Bad Arolsen’de, Buchenwald ve Dachau ilgili her şeyi bulmak mümkün.

Tüm bu kanıtlar işgal edilmiş Almanya’nın yeni sahipleri ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Fransa tarafından toplandı. Önce bu materyelin ülkenin merkezindeki Kassel kentinde toplanması ve korunması planlandı. Ancak bu kent bombalamalar sonucu harabeye dönüşmüş alt yapısı tamamen yıkılmıştı. Bu nedenle SS’ler tarafından yeni terk edilmiş ancak telefon ve telgraf olanakları halen mevcut olan Bad Arolsen uygun görüldü.

Ari ırktan doğumların desteklenmesi

Bad Arolsen’deki odalardan birinde 20. yüzyıl tarihinin oldukça ilginç bir kesitine tanık olunuyor. “Lebensborn” başlıklı bir belgede Nazi organizasyonunun Aryan doğumları cesaretlendirip desteklediğini,  Ari ırktan kadınların SS’lerle çiftleşmesi sonucunda sarı saçlı, mavi gözlü çocukların dünyaya gelmesine ilişkin programlar yürütüldüğüne tanık olunuyor. Kararname niteliğini taşıyan daktiloda yazılmış belgenin üzerinde sanki geçen hafta yapılmış el yazısı düzeltmeler var. Bu düzeltmeleri yapan kişi SS Komutanı Heinrich Himmler’den başkası değil.

Belgede aşağıdaki yazılar yer almakta:

Komite aşağıdaki konuları desteklemek üzere çalışıyor:

1. Biyolojik ve ırk olarak Ari çocukları olan ailelerin oluşturulması

2. Dünyaya biyolojik ve ırk olarak Ari çocuklar getiren evli olmayan kadınların desteklenmesi

3. Bu tür çocukların gözetilip desteklenmesi

İmza: Heinrich Himmler Tarih: 24.12.1937

Bu tarihten  yedi yıl sonrasına, insanlık tarihinin en sistematik öldürme dönemine ait bir belge 12 Ekim 1944 tarihini taşıyor. ‘List of Names’ başlığı altındaki belgede 1000 kişinin ismi var; 700 erkek, 300 kadın, hepsi de Yahudi. 642 numaralı isim: Yitzhak Stern, Mesleği: Muhasebe. Bu Oscar Schindler’in listesinin orijinali…

Bu liste ünlü oldu, öyküsü filme çevrildi, film Oscar kazandı. Oysa Bad Arolsen’de bunun gibi binlerce liste var. Her listenin de bir öyküsü var. Aslında Yitzhak Stern’in hazırlayıp daktiloda yazdığı Schindler’in listesi savaş döneminde yok oldu. Schindler’in listesi ile ilgili tarihi bilgi, fabrikada çalışmış işçilerin tanıklıklarından toplandı. Bugün arşivde yer alan liste Schindler’in çalışanlarından biri tarafından yazılmış listedir. Bu kişi sakladığı bu belgeyi 1958’de korunmak üzere Bad Arolsen’e teslim etti.

Tutukluların zoraki işçi olarak çalıştırıldığından Alman halkının haberi olmadığına ilişkin iddiaları da çürütecek bir belge mevcut. Bu belge Dachau ve Buchenwald tutuklu listesini içeren bir dosya. Günlük olarak tutulmuş listelerde, binlerce tutuklunun her birinin, hangi köy, hangi kasaba veya hangi Alman kentinde zoraki çalışmaya yönlendirildiğinin kesin kayıtları bulunuyor.

Bu köy, kasaba veya kentlerde yaşayanların tutuklulara yardımcı olmaları mümkün değildi, ancak her sabah çizgili üniformaları içinde gelen zoraki işçileri görmemiş olamazlardı.

Yemek listesi

Rafların birinde yer alan diğer bir belgenin başlığı ‘Speisezettel – Auschwitz’. Bu belge, trenlerden indiklerinde yapılan yoklamada doğrudan gaz odalarına gönderilmeyip Auschwitz Ölüm Kampı’nda bir süre daha yaşama şansı verilen tutuklulara verilecek yemek listesidir. Örneğin; 7.12.1942 Pazartesi günü, Auschwitz’de  ‘ağır işçi’lik yapan tutukluya verilecek gıda, 450 gram ekmek, 30 gram margarin ve 125 gram peynirdi. Bu tarihten iki yıl sonra ise böyle bir listeyi tutukluların rüyalarında bile göremediği ortaya çıkıyor.

Nazi gizli polisi Gestapo’ya ait kahverengi bir kartoteks. 1935’in Kasım ayında Gestapo’nun bir Alman gencini ayrıkçı girişimlere karıştığı şüphesi ile yakın takibe aldığını görüyoruz. Soyadı: Adenauer, Adı: Konrad. On yedi yıl sonra bu kişi Batı Almanya ile İsrail arasındaki tazminat anlaşmasını imzalayan devlet başkanı olacaktı.

Bad Arolsen’deki çok çeşitli belgelerden biri Exodus’e binen çocukların isim listes, bir diğeri de Ivan Demjanjuk hakkında kimlik bilgileri…

Dor Glick, Bad Arolsen’de bir gün süren ziyareti sonrasında, bütünün çok ufak bir bölümünü gördüğü izlenimini edindi. Bu arşivin Holokost kurtulanları kadar, Holokost sonrası ikinci, hatta üçüncü nesillere, geçmişte ailelerine ne olduğu hakkında bilgi toplamalarına olanak sağladığını söyledi.

Tanıyamadığı bir dayı

1945’in 22 Nisan günü tutuklu Rachmin Feingold, Dachau Kampı’nda öldü. Onun ismini taşıyan tutuklu belgesinde ‘Sch’ ve ‘J’ harfleri belirleyici olmakta. Nazi bürokratik lisanında ‘Sch’, “Hiçbir Hakkı Bulunmayan Tutuklu” anlamına geliyor, tutuklanma sebebinin karşılığında da ‘Yahudi’ olması sebep gösteriliyor.

22 yaşındaki tutuklu Feingold’un ölüm nedeni neydi? Dachau ölüm listesinde sebebi belirtilmemiş. Büyük olasılıkla ölüm sebebi açlık… Ölümünden tam bir hafta sonra, 29 Nisan günü, ABD ordusu kampı özgürlüğüne kavuşturdu. Rachmin (Yerachmiel) Feingold, Dor Glick’in büyükannesinin kardeşi. Dor Glick’in annesinin hiç tanıyamadığı dayısı… Dor Glick, Bad Arolsen’den Rachmin Feingold ölüm belgesini aldı. Onun kesin olarak nerede, hangi tarihte ve kampın özgürlüğüne kavuşmasından bir hafta önce öldüğünü ilk kez orada öğrendi.

Dor Glick o gün Bad Arolsen’de başka şeyler de öğrendi. A-24652 numaralı tutuklunun 1944 yılının 19 Ağustos günü, 16. doğum gününün ertesinde Auschwitz’e gönderildiğini öğrendi. Bu tutuklu onun anneannesiydi. Şanslıydı, çünkü yapılan içtimada gaz odalarına gönderilmemişti. O 16 yaşında Auschwitz’de hayatta kalmayı başarmıştı.