“Death in Love”da soykırım ve seks

Yönetmen Boaz Yakin “Death in Love” adlı filminde Holokost ve cinselliği konu alırken, psikolojik sorunların, kurtulanların çocuklarında ve takip eden nesillerde devam ettiğini ortaya koyuyor

Nelly BAROKAS Kültür
5 Ağustos 2009 Çarşamba

Death in Love, New York doğumlu 44 yaşındaki yönetmenBoaz Yakin’in senaryosunu yazdığı, yönetim ve prodüksiyonunu yaptığı Holokost konulu bir film. Geçmişte bir yeşiva öğrencisi olan Boaz Yakin ikinci kez Yahudilikle ilgili bir film yönetmiş oluyor. 1998’de farklı eleştirilere hedef olan A Price Above Rubiesde Renée Zellweger, Hasidik bir kadını canlandırmıştı.

Bu yeni filminde Yakin, farklı nesillerin trajik öyküsünü işliyor. Basında yayınlanan yorumlarda “Death in Love”ın Yunan trajedileri niteliğini taşıdığı yazıldı. Yönetmen; bu film bir nesilden diğerine geçen acıları konu ediniyor demekte. Filmin başrol oyuncusu, uluslar arası üne sahip Jacqueline Bisset. Bisset, ölüm kamplarında esirler üzerinde deneyler yapan Nazi doktorla geçmişte aşk ilişkisine girmiş bir Fransız Yahudisini canlandırıyor. Josh Lucas onun 40 yaşlarındaki büyük oğlu rolünde. Bu kişi bir model ajansında çalışan ve kadınları yetenekli olduklarına inandırarak onlardan para sızdıran birini canlandırmakta… Kadın patronu ile çarpık ilişkileri onu tatmin etmez, daha fazlasının arayışı içindedir.

35 yaşındaki küçük oğlu ise sosyal yaşama uyum sağlayamayan, halen annesinin evinde yaşayan bir müzik dehası. Bu rolde Lukas Haas’ı görüyoruz.

Annelerinin savaş yıllarındaki deneyiminin filmde ikinci nesli de etkilemekte olduğu açıkça hissediliyor. Naziler tarafından işgal edilmiş Fransa’da ailesinin terk ettiği oldukça cazibeli bir genç kızın kaderi Nazi doktora bir gülücük atmakla değişiyor. İşgalci aşığı ile geçmişte yaşadığı aşk, ileriki yıllarda New York’ta romantik bir ilişkiye girmesine, eşi ile normal bir evlilik sürdürmesine engel oluşturduğu gibi oğullarının da normal bir yaşam kurmalarına da olanak sağlamaz. Dönemler arasında gidip gelerek yönetmen, annenin patolojik aşk örneğinin onu takip eden nesillerde de kendini gösterdiğine seyirciyi ikna etmeye çalışıyor. 

“Death in Love” filminde Holokost kurtulanı ailelerin çocuklarında psikolojik sorunların kaçınılmaz olduğunun örnekleri açıkça görülüyor.