/Ülkenin toplumsal yaşamında önemli rol oynayan Avustralya Yahudileri

Sara YANAROCAK Kavram
4 Kasım 2009 Çarşamba

Avustralya’daki Yahudi yerleşmesinin kökenleri 19. Yüzyılın başlarına uzanır. Ilk topluluk örgütleri, Sydney’de 1817’de, Melbourne’de 1839’da kurulmuştur. 1850’ye gelindiğinde her iki kentin de sürekli sinagog binaları vardı. Adelaide, Habard ve Launceston’da da başkaları bulunmaktaydı. O dönemlerdeki altına hücum, önemli bir akıma neden oldu ve yüzyılın sonuna kadar Brisbane, Fremantle, Perth ve Kolgoorlie’de cemaatler kuruldu. Ancak yerleşenler hızla özümlendi ve bu toplulukların çoğu kayboldu. Göç 1930’larda yeniden başladı ve savaştan sonra daha da fazlalaştı. 1933’te 27.000, 1971’de ise 60.000 Yahudi vardı. Yarısı Melbourne’de yaşamaktaydı; geniş ölçüde doğu Avrupa topluluğundan olan bu insanlar, kimlik duygularını ve Yidiş dili ve kültürüne bağlılıklarını korumuşlardır. Ancak özümleme eğilimi, Yahudi topluluğunun gücü üzerinde olumsuz etkisini sürdürmektedir. Aradan geçen dönemde birkaç bin Yahudinin Sovyetler Birliği’nden, İsrail’den ve Güney Afrika’dan göç etmiş olmasına rağmen, 1981 sayımında sadece 62.000 Avustralyalı Yahudi olduğunu beyan etmiştir.

Avustralyanın Yahudileri ülkenin toplumsal yaşamında en önde gelen bir rol oynamışlar, devlette, federal parlamentoda ve mahkemelerde temsil edilmişlerdir. Bir orduya kumanda eden, ilk Avustralyalı Sir John Monash ile 1930’larda ilk doğma-büyüme Avustralyalı genil vali olan Sir Isaac Isaacson da Yahudi’ydi. Diğer bir Yahudi, Sir Zelman Cowen’da 1978’den 1982’ye kadar genel valilik etmiştir.

Avustralya Yahudiliğinin kökenleri, bir uçta Hasidilikten, diğerinde Liberal olana kadar değişen dinsel cemaatlerin çeşitlilik özelliğinde yansımaktadır. 1980’de Melbourne’da sekiz, Sydney’de üç tane olan ve Avusturalya’daki Yahudi çocuklarının eğitimini sağlayan Yahudi gündüz okullarına dikkate değer bir önem verilmektedir. Melbourn’u Montreal ve Johannesburg ile karşılaştırmak oldukça çekicidir. Her üçünün de Yidişçe konuşan güçlü bir Doğu Avrupa geçmişi vardır. Her nekadar eğitim dili artık İngilizce yapılmaktaysa da, hala eski tartışmalar sürüp gitmektedir. Her üçünde de gündüz okulu hareketliliğinin güçlülüğü, kısmen alternatif eğitimin etnik veya dinsel karakterinden duyulan bir hoşnutsuzluğu yansıtmakta, ama ondan daha çok toplumda erken yaşlardan itibaren topuluk bağlılıklarının gelişmesini güvenceleyerek, bir Yahudi kimliğini sürdürmek gerektiği yolundaki bir duygudan ileri gelmektedir. Avustralya’nın gündüzlü okulları genel konularda oldukça iyi düzeydedir. Fakat özellikle Yahudi eğitiminde yüksek bir standarda erişmek güç olmaktadır. Belki de en önemli sorun bu değildir. Yüzde 20’lik bir karma evlenme yoluyla ki küçük toplulu klarda bu %50’ye varmaktadır. Avustralya Yahudiliğinin uzun vadeli geleceği hakkında ciddi şüpheler vardır.

Yeni Zelanda’nın da durumu pek çok yönden Avustralya’nınkiyle benzeşir. Ancak daha küçük bir ölçektedir. Topluluğun kökenleri 1840’da İngiliz egemenliğin kurulmasından önce buralara gelen tek tek göçmenlere dayanır. Örgütlü toplulukların bundan biraz sonra kurulmaya başladığı görülür. Yahudiler ülkenin ticaret ve sanayi zenginliğinin temellerini kurmakta yardımcı olmuşlardır. Burada da kamu hizmetleri alanında parlak hizmetleri vardır. 1873’de Sir Julius Vogel, Britanya İmparatorluğunun ilk Yahudi inançlı başbakanı olmuştur. Ancak topluluk sayısı korumakta güçlük çekmekte ve “doğal kayıplar” telafi edebilmek amacıyla son yıllarda taze göçlere gereksinim duymaktadır. Yahudi topluluğu son yıllarda, 4.000-5.000 arasında oldukça değişmez bir sayıda kalmıştır. Ancak muntazam göçler olmazsa bu sayı giderek düşecektir.