Hepimizin özlediği Moiz bu kez hayata şükrediyor

Dostluk Yurdu Derneği’nin artık bir klasiği olan Moiz serisi “Moiz Hayata Şükret” ile Mart ayında Ulus Amram Oditoryumu’nda sahne almaya hazırlanıyor. Uzun süredir çalışmalara devam eden ekibin üyeleri ile keyifli bir prova ortamında söyleşi gerçekleştirdik

Ester YANNİER Toplum
18 Mart 2009 Çarşamba

Dernek Başkanı Ceki Karmona göreve geldiği günden beri bir Moiz oyununu sahnelemek istediğini, başkanlığının son dönemine denk gelmesiyle hoş bir veda olacağını düşündüğünü dile getirerek, “Moiz bu kez ‘Hayata Şükret” diyor. Yaşadığımız zor günlerde, hepimizin gülümsemeye ihtiyacı var. Moiz, yaşamın her şekilde çok güzel olduğunu ve hayata şükretmek gerektiği mesajını veriyor. Bu vesileyle oyunda emeği geçen başta Jojo Eskenazi olmak üzere, tüm oyunculara, yönetmenlere, ekibe, çalıştırıcılarına ve yönetim kuruluna teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Sekiz ay süren, yoğun ve özverili bir çalışma gerçekleştirdiler. “Moiz Hayata Şükret” bir uyarlama değil, tamamen yepyeni bir senaryo. İşin en zor yönlerinden biri, bir senaryo üretmek ve bunu sahneye koymaktır. Yazarlarımız Selim Hubeş, Jojo Eskenazi, Rozet Hubeş, Fani Bonofiyel, Yuda Bonofiyel, Beti Duenyas, Eti Anahmiyas ve Tuna Eskenazi’den oluşan bir ekip yazıp sahneye koydular. Bir Moiz klasiği daha yarattıkları için, tekrar teşekkür etmek istiyorum. Cemaat bireylerinin bizleri yalnız bırakmayacaklarına inanıyor ve bekliyoruz” dedi.

Jojo Eskenazi; “Yeniden bir Moiz oyununu hayata geçirmek, arkadaşlarla beraber bu heyecanı paylaşmak gerçekten çok güzel. Bu heyecanımız seyirciyle buluştuğumuzda en üst seviyeye ulaşacak ve güzel bir oyunu sergilemeye başlayacağız. Gerçekten kısa bir zaman diliminde, hızlı bir çalışmayla ve bilindiği gibi stresli günlerin içinde dahi, kendimizi güçlendirip, motivasyon sağlayarak provalarımızı sürdürdük. Bu oyun için şunu diyebilirim: Gerçekten hayatın neresinde olursak olalım hayata şükretmek gerek. Davetiyenin dizaynında bir eller var. Hayatın güzelliğini kişi tek başına değil, insanlardan gelen küçük veya büyük desteklerle sağlar; bu eller uzanan yardım ellerini simgeliyor.   Değişik renklerle ise, herkesin hayata farklı bir renk kattığını anlatıyor,  tıpkı gökkuşağı gibi. Oyunumuz da hem renkli, hem gökkuşağını anımsatacak, hem de insanları mutlu edecek ve bizler de mutlu olacağız. Bu kez de tekste bağlı kalmaya çalışacağım. Mutlaka ki güncel olayları da oyuna katacağız.”

Senaryo yazım sürecinin ağustos ayında başladığını belirten Fani Bonofiyel,  her zaman küçük de olsa bir alıntının kendilerine temel oluşturduğunu oysa bu kez tamamen kendi ürettikleri bir senaryo olduğunu vurguladı. Bonofiyel ,: “sonuca, bizler dahi inanmadık. İzlediğinizde sizler de anlayacaksınız. Bu kez gerçekten çok farklı. Moiz bu kez, hem güldürecek, hem ağlatacak, hem de hayata şükrettirecek. Provalarda çok çalıştık, çok emek verdik ancak provalar bitiyor diye üzülüyorum. Burada olmanın bir ayrıcalık olduğuna inanıyorum” dedi. 

“Her yerde farklı görevler alabilirim ama sadece DYD için sahneye çıkarım” diyen Cenk Rofe, “Moiz oyunlarında yoldan geçen adamı bile oynayabilirim. Her ikimizin de profesyonel iş yaşamı  olduğundan Lemi Filozof ile dönüşümlü olarak oynuyoruz. Birbirimize bir şeyler kattığımıza inanıyorum” şeklinde duygularını dile getirdi.

Lemi Filozof: “ Moiz her zaman önemsediğim bir oyun. Rolüm ne olursa olsun Moiz cemaat içinde sahne alacağım tek oyundur, çünkü bu ekiple kendimi mutlu hissediyorum” sözleriyle duygularını dile getirdi.

İlk kez iki sene önce ekibe dahil olan Lili Doenyas, oyunun seyircisiyle bütünleşeceğine inandığını dile getirdi. 

Tuna Eskenazi; “bu neşeli oyunda kondüit olarak görev alıyorum. Uzun süren bir yazım dönemi geçirdik. Bu konuda bize yardımcı olan kızım Jilda Eskenazi’ye de teşekkür etmek istiyorum. Herkesi bekliyoruz” derken

Beti Duenyas, “Daha önceleri hep hanımların oyunlarında rol alırdım. Bu benim için bir ilk. Moiz oyunu olmasının yanı sıra bir terapi görevini de görüyor. Zira provalar çok neşeli ve çok keyifli geçiyor. Arkadaşlarla bütünleştik” şeklinde konuştu.

Deniz Karmona, asker yolu gözlediği dönemde en büyük dayanağının çalışmalar olduğunu vurguladı. “Özellikle gülümsemeye gereksinim hissettiğimiz bu günlerde oyun izleyicisini çok güldürecek. Oyun hayatın gerçeklerini konu alıyor.”

Fredi Levi: “üçüncü Moiz oyunum olacak. Ekibe en son katılan kişiyim. Derneğin yönetim kurulu  üyesiyim, toplantıya geldiğim günlerde kapıda  “içeride çalışma var girmeyin” ibaresini okuduğumda gerçekten çok kötü duygulara kapılıyordum. Ekibe dahil olunca kendimi şanslı addettim. Bu havayı solumak çok özel”.

Moris B Levi ise, “1970 yılında DYD’ye geldiğimde ilk tanıdığım kişi  Jojo Eskenazi idi.  Üzerinden 32 sene geçmesine rağmen Jojo ile oynarken hâlâ  bir heyecan duyuyorum. Çok farklı bir insan, yazılı tekste bağlı kalmaz. Heyecanımızın, seyirciye de yansıyacağına inanıyorum.  Bu şimdiye kadar sahnelenmiş Moiz oyunlarından, çok farklı” dedi.

Oyunun Prodüktörü Yuda Bonofiyel şöyle konuştu: “Bu oyun ile bu güne kadar kimsenin almadığı bir hazzı aldım. Gerek insanlar arasında uyumu sağlamakta, gerek çalışmalarda ihtiyaçları karşılamakta,  gerekse de kurumlar arası ilişkilerde uyumu sağlamakta, yorulmama rağmen oyunculardan aldığım enerji sayesinde başarılı olduğuma inanıyorum. İnsanlar bu oyuna geldiklerinde bir gece eğlenecek ve gülecekler biz ise altı aydır bu eğlencenin içindeyiz. Devamını diliyorum. Oyunun herkese büyük moral olacağına inanıyorum.”

Moiz oyunlarının isim babası Selim Hubeş; “Moiz Hayata Şükret” onuncu Moiz oyunumuz. Daha ne kadar devam eder bilemiyorum, zira ekibin büyük bir çoğunluğu 60’ına dayandı. Rozet Hubeş ilk kez baştan başlayarak bir Moiz’i yönetiyor. Sayesinde çok daha profesyonel bir oyun oldu. Başta Jojo olmak üzere ekip çok başarılı, ama genç arkadaşların gelip bizleri itmesini ve daha iyi oyunları sahnelemelerini diliyorum.

Bana göre en iyisi “Moiz en Ganeden’di” ama bunun  ona rakip olabileceğine inanıyorum. Seyirci perdenin açılmasıyla birlikte gülmeye başlayacak, oyun bitecek yine gülecekler. Kelimeleri hatırladıkça çıkıştan sonra da bir iki saat daha gülebilirler” dedi.

Moiz Hayata Şükret’i yöneten Rozet Hubeş, “Böyle bir çalışmanın içinde olduğum için çok mutluyum. Ekibim çok hoş, onlarla birlikte olmak büyük bir keyif. Herkesi mutlu edecek ve neşelendirecek, bu kriz ortamında iki saatlik mutlu zamanlar geçirtecek” derken

Bu kez de kulis amirliği yapan Meri Pardo,  “provalarda bulunmak bile büyük bir keyif” diyor.

Şirley Tavaşi, “İlk kez sahneye çıkacağım, çok heyecanlıyım. Oyuncular kendilerini amatör sanıyorlar ama, bana kalırsa yeterince profesyoneller” şeklinde fikrini belirtti.

Luis Karmona,‘’İlk kez bir Moiz oyunun ışık ve efektleri ile ilgileniyorum. Bu muhteşem oyunun arka planında yer almak bile insana sahneye çıkmış kadar büyük bir mutluluk veriyor çünkü bir oyuncu gibi heyecanlanıyor bir oyuncu gibi defalarca prova yapıyorsunuz”derken

Eti Anahmiyas;“ Bu denli değerli bir ekiple ve başkanla çalıştığım için çok mutluyum. Dernekte uzun yıllar görev aldım. Burada bireysellikten uzak bir çalışma yapıyoruz. Provalarımız dayanışma ve sevgi içinde sürüyor. Jojo gibi yetenek, Rozet Hubeş gibi bir profesyonelle ve böylesi özel bir ekiple çalışmak gurur verici” dedi.

Tüm ekip üyeleri provalar sırasında kendilerini asla aç bırakmayan İnci Hanım’a teşekkür ettiler.