Yeri doldurulamayacak Klara

Şalom Gazetesinin Judeo-Espanyol sayfasının editörü, El Amanaser yazarı Klara Perahya 14 Eylül Perşembe günü, 97 yaşında hayatını kaybetti. Hayatının büyük çoğunluğunu sosyal faaliyetlere ve hayır kurumlarındaki çalışmalara ayıran Klara Perahya, arkasında doldurulamayacak bir boşluk bıraktı.

Virna BANASTEY Toplum
20 Eylül 2017 Çarşamba

Uzun yıllarını, Judeo-Espanyol dilinin ve kültürünün gelişmesi için harcayan Klara Perahya, her hafta düzenli olarak kaleme aldığı yazılarının yanı sıra, bu dilde önemli eserlere de imza attı.

Bir eşi daha olmayan Judeo-Espanyol – Türkçe dilindeki sözlük üzerinde uzun yıllar süren çalışmalarını, 2009 yılında kendisiyle yapılan bir röportajda şöyle dile getirmişti:

“Yaklaşık on beş sene önce ben Amerika’dan, Ruti Meranda da Avrupa seyahatinden dönmüştü. Kendisiyle daha önce de ‘Proverboz i Diças’ hakkında konuşmuştuk. Ruti, Fransa’da bu dile karşı büyük bir ilgi ve bir canlanma gördüğünü söylediğinde, ABD’de aynı şeyi gözlemlediğimi dile getirdim. Ortak bir çalışmayla bir sözlük yapmaya karar verdik, ancak hiç birimizde akademik ve filolojik bir bilgi yoktu. Bir arkadaş grubu oluşturmaya ve büyüklerimizin kullandıkları kelimeleri Türkçe karşılıkları ile verelim dedik… İlk başta oldukça kalabalıktık ama sonraları Ruti Meranda, Suzi Danon, Rejin Sadaka ve Çela Zakuto ile yoğun bir şekilde çalıştık, kelimeleri ve Türkçe karşılıklarını bulduk. Nasıl olacağına karar verdikten sonra sözlüğün Judeo-Espanyol – Türkçe bölümünü oluşturduk. Bilgisayar çağında olduğumuzdan Türkçe – Judeo-Espanyolca bölümünün çok kolay olacağı ifade edildiyse de, o kadar kolay değildi. Çünkü Judeo-Espanyol’da bir kelimeyi ifade etmek için bazen bir tam cümle gerekir.  Bu çevirmenliği ancak bilgisayar bilgisi olan Metin Delevi’nin yapabileceğine karar verdik.”

Klara Perahya, sözlüğün dışında Judeo-Espanyol dilindeki deyim ve atasözlerini derlediği ‘Erensya Sefaradi’ kitabına ve eşi Eli Perahya ile birlikte kaleme aldığı, 1998 yılında yayınlanan ‘Français – Judeo-Espanyol’ sözlüğüne imza attı.

 

“Yazabilen yazsın, azıcık konuşabilenler bile mutlaka konuşsun”

Judeo-Espayol dilinin yaşatılmasının çok önemli olduğuna inanan Klara, aynı röportajda bu konudaki duygularını şöyle dile getirmişti:

“Atalarımız hele ninelerimiz 19. yüzyılın ortasına kadar okuma-yazma bilmezlerdi. Yalnız üst tabakada olanlar Avrupa’ya gider, okuma-yazma ve yabancı dil bilirlerdi… 19. yüzyılın sonuna kadar orta sınıf kadınlar, hep ev işleri ve çocukların bakımlarıyla ilgilenirlerdi… Erkekler ise, sinagoga gittikleri için İbranice okumayı öğrenmişlerdi. Kadınlarımız, okuma-yazma bilmemelerine rağmen,  hislerini, duygularını belirtmeyi bilir ve aynı zamanda çok felsefi bir düşünme tarzına sahiptiler. Onların kelime hazinesi çok çok dardı, kendilerini bu hep kelimelerle ifade ettiler. Bunun bir kültür göstergesi olduğuna ve kaybolmaması gerektiğine inandım…

Onun için bir ricam var. Yazabilen yazsın, azıcık konuşabilenler ister Türkçe kelimelerle olsun, ama mutlaka konuşsun. Çocuğuna öğretemese bile eşiyle, aile büyükleriyle konuşsun. Nesilden nesle ancak böyle aktarılabilir.”

Klara, gerek tek başına gerekse de eşi Eli Perahya ile birlikte, Türkiye dışında da Judeo-Espanyol konusundaki birçok konferans ve sempozyuma konuşmacı olarak davet edilmişti. Kendisi, birçok kişinin de bu lisanda yazmasına vesile ve destek oldu.

Klara Perahya, 17 Eylül Pazar günü sevenlerinin ve ailesinin katıldığı, Neve Şalom Sinagogundaki törenin ardından Acıbadem Musevi Mezarlığında toprağa verildi.