Belirsizlik

Avram VENTURA Köşe Yazısı
1 Aralık 2021 Çarşamba

Uzun süredir çalışma hayatından ayrılmış olsam da, ekonomik konulardan uzak kalmak olası değil. Kitle iletişim araçları kadar, çarşı, pazar gezmeleri hayatın gerçeklerini zaten her an anımsatıyor. Ayrıca ticaretin, sanayinin içinde yer alan arkadaşlarım var. Zaman zaman onlarla da görüşüyorum. Son dönemde, herkesi kaygılandıran ortak bir konu sürekli öne çıkıyor: Belirsizlik! Bir başka deyişle, herkes bir sis yoğunluğu içinde, önünü görememekten yakınıyor. Üretici yeni yatırımlardan kaçınıyor, ticaret yapan ayakta kalabilme kaygısını taşıyor, bir birikimi olan bunu elinden kaçırmaktan korkuyor, yaşlılar gençlerin geleceğinden kaygı duyuyor… Hani derler ya, bir dokun bin ah işit, işte çoğu insan ne yazık ki bu durumda.

Güven sözcüğü her alanda ne kadar da önemli! Verilen sözlerden, atacağımız adımlardan, bastığımız yerin sağlamlığından, paramızdan, sağlığımızdan, ilişkilerimizden… Soluk aldığımız sürece her şey bir güvene dayalı olmalı; oysaki bir belirsizlik ortamı bunu gölgeliyor, kimi zaman da hayatımızı karartıyor. Nitekim Üç Silahşorlar’ın ünlü yazarı Alexandre Dumas, belirsizliğin bir insan için en büyük işkence olduğunu söylüyor. Gerçek ne denli kötü olsa da, önlemini alma, düzeltme ya da direnme olanağı vardır; oysa belirsizlik karşısında insanın kolları bağlı kalıyor, umudunu yitirebiliyor.

Umut deyince, Anton Çehov Vanya Dayı romanında, belirsizliğin ne denli korkunç olduğunu vurguladıktan sonra, kötü bitmektense hiç değilse kimileri için bir umut barındırdığını söyler.

Doğan Cüceloğlu, Var Mısın? adlı kitabında konuya çok farklı yaklaşır: “Konfor alanı içinde kalınca hayat rahat, dışarı çıktığın zaman belirsizlik başlayacak ve bu tehlikeli… Cesaret ister. Ama için biliyor ki heyecan orada, işte bu heyecan önemli, aksi halde bir ölüden farksızsın.”

Konuya yalnız kendi bakış açımla yaklaşırsam yanılgıya düşebilirim. Bu yüzden farklı görüşleri de paylaşmaya çalışıyorum. Nitekim bu yaşıma değin plan yapmayı sevmeyen, hayatı olduğu gibi yaşamayı seçen insanlar da tanıdım. Doğrudur ya da yanlıştır, kuşkusuz herkes seçiminde özgürdür, ama kendi payıma konuşmak gerekirse, hangi konuda olursa olsun belirsizliği sevmiyorum. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi, hatta ne yiyeceğimi önceden bilmek isterim. Elbette ki hayat her zaman bu isteklerimize uygun bir yanıt vermiyor. Olumsuz sonuçları olmadığı sürece, kimi zaman belirsizliklerin de yaşantımıza bir renk ve heyecan kattığını yadsıyamam.

Bireysel konularda kişilerin seçimlerine saygı duymamız gerektiğini düşünürüm. Hayatını ister bir düzen, isterse sürekli heyecan içinde yaşasın; ancak konu kendi hayat alanımızı aşar, yakın ve uzak çevremizdekileri etkileyecek duruma gelirse, o zaman eleştiri hakkımızın doğacağını söylemek isterim. Öyle ki sosyal ve ekonomik alanda olduğu kadar, aile içinde oluşacak bir belirsizlik ortamının, birden çok kişiyi kaygılandıracak, belki de olumsuz sonuçlar doğuracak olması kaçınılmazdır. 

Belirsizliği simgeleyen sis ve karanlık, zaman zaman yolumuzu engelleyebilir, ama her koşulda hayatın, ışığıyla bizi aydınlatacağını düşünüyorum.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün