Avrupa futbolunu doğalgaz üzerinden kontrol eden şirket

Rusya doğalgazını başta Doğu Avrupa olmak üzere kıtanın birçok yerine pazarlayan Rus Gazprom şirketi, satın aldığı futbol kulüpleriyle ve sponsor olduğu uluslararası turnuvalarla, futbol dünyasında önemli bir yere sahip olmaya başladı. İşte Gazprom´un Baltık Denizinden Avrupa´nın yeşil sahalarına uzanan yolculuğu…

Eran KAN Spor
24 Kasım 2021 Çarşamba

Zenit Saint Petersburg Rusya’nın en köklü kulüplerinden biri. 1917 - 1925 yılları arasında yaşanan politik ve sosyal sıkıntılar sonucu birçok futbol kulübünün birleşip dağılması sonucu, 25 Mayıs 1925 tarihinde Zenit resmi olarak kuruldu. Kimilerine göre ise takım 1914 yılında zaten kurulmuştu. Saint Petersburg aynı zamanda Rusya tarihinin ilk resmi futbol maçına ev sahipliği yapma onuruna sahip. Ancak Zenit takımı hem kulüp hem de bulunduğu şehrin tarihine rağmen uzun yıllar boyunca Rusya ligi şampiyonu olamadı. Zenit, ilk Rusya ligi şampiyonluklarını 2007 yılında kazanabildi; yeni sahipleri takımı satın alalı daha iki yıl bile olmadan... Yeni sahipleri ise Rusya devletine bağlı olan doğal gaz şirketi Gazprom’du.

 Oligarklardan devlete geçen şirket

Gazprom, dünyanın en büyük enerji şirketlerinden biri. 1960’larda Sovyet Rusya’nın Doğalgaz Bakanlığı tarafından birçok farklı yatırım yapıldı. Rusya’da yüklü miktarda rezerv bulunması üzerine farklı birkaç şirket kuruldu ve Rusya hızlı bir sürede bir doğalgaz devi haline geldi. 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesi üzerine bahsi geçen bu şirketlerin bazıları dağıldı, bazıları ise birleşmek zorunda kaldı. Bu dalgalanmanın sonucu olarak, Gazprom kendini şirket lideri durumunda buldu. Şirket 1991’den beri Rusya’nın doğalgaz sektöründe monopol olarak çalışıyor. 1991 - 2000 yılları arasında şirket birkaç kez el değiştirdi ve farklı şekillerde hisseleri dağıtıldı veya satın alındı. Şirketin kaderi 2000 yılında ise tamamen değişti. 7 Mayıs 2000 tarihinde Vladimir Putin, Rusya Devlet Başkanı oldu. Putin, devletin gücünü arttırmak için Sovyetler döneminden kalan oligarkların ülke üzerindeki gücünü azaltmak istiyordu. Bunun üzerine milyar dolarlar harcayarak Gazprom hisse çoğunluğunu satın aldı ve Gazprom’u bir devlet kolu haline getirdi. Bu süreç sırasında Gazprom’un başındakileri işten çıkararak devletin gücünü ve özerkliğini bütün ülkeye sergiledi. Sıradaki hedef Avrupa’ydı.

Rusya ve Avrupa ülkelerini ticari olarak bağlayan en önemli unsurların başında doğalgaz geliyor. Doğu Avrupa ülkelerinin çoğunluğu kullandıkları doğalgazın yarısından fazlasını Rusya’dan ithal ediyor. Rusya ise devlet bütçesinin yüzde 40’ını doğalgazla ilgili işlemlere harcıyor. Kısacası, iki taraf da birbirine muhtaç durumda. Aynı durum Batı Avrupa için geçerli değil; Doğu Avrupa ülkelerinin aksine, Almanya, Hollanda ve Fransa gibi ülkeler doğalgaz kullanımlarının yarısından azını Rusya üzerinden ithal ediyor. Putin’in planı, bu ülkelere doğalgazı daha kolay ulaştırarak üzerlerindeki etkiyi arttırmak. Ancak çoğu Batı Avrupa ülkesine giden gaz hattı, Ukrayna üzerinden geçiyor. Rusya ve Ukrayna arasındaki politik gerilim ve silahlı çatışmadan dolayı, Gazprom’un o gaz hattını kullanmak için yüklü miktarda para ödemesi gerekiyor. Bu durumu kökten çözmek için, Gazprom, Baltık Denizi üzerinden Rusya ve Almanya’yı bağlama planları yaptı. Nord Stream adlı boru hattı, Rusya’dan Almanya’ya direkt olarak doğalgaz taşıyabilecekti. Söz konusu proje 2005 yılında onaylandı. Aynı yıl, Angela Merkel’e seçimi kaybeden Almanya eski Şansölyesi Gerhard Schröder, Gazprom’da işe başladı. Almanya basını, Rusya’nın ülkeleri üzerindeki etkisinden tedirgin bir hale gelmişti ve Rusya ile Gazprom’un ülke üzerinde çok negatif bir algısı vardı. Putin’in bu soruna bulduğu çare futbol üzerinden geldi.

Alman futboluna destek

2005-06 sezonuna girerken Almanya’nın Schalke 04 Kulübü ciddi finansal sıkıntılar yaşıyordu. Almanya’nın en eski ve en çok taraftara sahip kulüplerinden biri olmasına rağmen, 140 milyon doları aşan borçları kulübü iflasın eşiğine itiyordu. 2006 yılında Schalke 04, yeni sponsorlarından gelen yüklü miktarda para ile iflastan kurtuldu. Yeni sponsorları Gazprom’du. Tam bir yıl önce de Nord Stream’in Rusya ucundaki Zenit takımını satın almışlardı. Hem Schalke 04 hem de Zenit üzerinden yapılan pazarlama ile Gazprom bir marka olarak adını daha pozitif bir yöne çekebildi. Şehirlerinin takımını kurtardıkları için taraftarlar Gazprom’a şükran duyuyor, olayın politik tarafından habersiz olan taraftarlar ise sıkça Avrupa futbol sahnesinde Gazprom logosunu görüyordu. Gazprom sayesinde hem Zenit yıllar sonra 2007’de şampiyon oldu hem de Schalke 04 yıllar sonra 2011’de DFB-Pokal (Almanya Lig Kupası) şampiyonu oldu. Gazprom’un Schalke üzerindeki etkisi o sezon bütün futbol taraftarlarına gösterilmişti. Aynı sezon, takımın en büyük yıldızı Manuel Neuer’in Bayern Münich’e transferini engellemek için Putin yönetime direktif verince Gazprom’un takım üzerindeki etkisi bir kez daha ortaya çıkmıştı.

Gazprom, Ortadoğu’ya örnek oldu

İlerleyen yıllarda Gazprom, Sırp takımı Kızıl Yıldız’a ve bir süreliğine İngiliz devi Chelsea’ye sponsor oldu. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kupasına da sponsor olan Gazprom, Avrupa üzerindeki pozitif imajını korumaya devam ediyor. Gazprom, 2018 itibariyle Nord Stream 2’nin inşaatına başladı. Bu sayede Rusya’dan Batı Avrupa’ya giden doğalgaz miktarı iki katına çıkabilecek. Bazı lig maçlarında artık Gazprom’la beraber Nord Stream 2 reklamları da panolarda yer almaya başladı.

Futbol ve taraftarları sayesinde Rusya ile Gazprom dünyaya adeta pazarlama üzerine bir ders verdi. Rusya’nın izinden gitmeyi planlayan başarılı öğrencileri de var. Qatar Airways, Fly Emirates ve Ethiad Airways, futbol takımlarına sponsorluk yapıyor. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından kontrol edilen şirketler de futbol dünyasında logolarını göstermeye başladı. Hatta, Manchester City ve PSG takımları tamamen Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’a başlı olan şirketler tarafından yönetiliyor. Katar, bir sonraki aşamaya geçip 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği de yapacak. Bu süreçte taraftarlar mutlu oluyor ve futbol dünyası bu ülkeleri pozitif hislerle bağdaştırıyor. İlerleyen yıllarda bakalım hangi ülkeler hangi amaçlar uğruna hangi takımları kontrol edecek. Bir takım taraftarı yerine bir futbol hayranı olarak tek istediğim şey bu süreçte en sevdiğim sporun para yüzünden bozulmaması.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün